1800’lü yıllardan bu yana çok şey değişti. Ancak değişmeyen bir şey var; o da çocuk sahibi olan ebeveynlere verilen tavsiyelerin her daim çok olması. Elbette günümüzde verilen tavsiyelerin birçoğu oldukça faydalı. Fakat 1800’lü yıllarda verilen eski çocuk bakım tavsiyeleri için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Abarttığımızı düşünüyor olabilirsiniz ama emin olun azıcık bile mübalağa yapmıyoruz. İşte eski çocuk bakım tavsiyeleri…
1. O dönemde bebekler, temiz hava almaları için pencerenin dışındaki kafeslere konurdu
Dr. Luther Emmett Holt, 1894 tarihli Çocukların Bakımı ve Beslenmesi (The Care and Feeding of Children) adlı kitabında bağışıklık sistemlerini ve genel sağlıklarını güçlendirmek ve iyileştirmek için bebekleri soğuk havaya maruz bırakma veya temiz hava alma kavramını tanıttı. Dr. Holt insanlara pencerelerinize kafes takın demedi. Ancak o dönemde Boggins’in Pencere Yatağı gibi ürünler piyasaya çıktı. Bu kafesler özellikle Londra’da çok popüler oldu ve 20. yüzyıla kadar modası geçmedi.
2. Çocuklara istediklerini vermeyerek itaat aşılanırdı
1800’lerden kalma pek çok ebeveynlik kitabı, bebeklere ve küçük çocuklara aşılanması gereken ilk ve en önemli şeyin itaat olduğunu söylüyordu. İnsanlar, çocukların açgözlü, kaprisli veya bencil yetişkinler olmamalarını sağlamanın en iyi yolunun itaat olduğunu düşünüyorlardı.
Cassell’in 1869 tarihli Ev Rehberi (Household Guide), ebeveynlerin bebeklerine ve çocuklarına itaat öğretebilmeleri için istediklerini vermelerini tamamen yasaklıyordu. Bu durum öğününün dışında yiyecek küçük bir parça üzüm isteyen bir bebek için bile geçerliydi. Eski çocuk bakım tavsiyeleri oldukça ilginç ve çarpıcıydı.
3. Ara öğünlerde bir dilim ekmekten fazlası verilmezdi
Pye Henry Chavasse, 1869’da Çocuklarının Yönetimi Üzerine Bir Anneye Tavsiye adlı kitabında ebeveynlere, gerekirse çocuklarının öğünler arasında sadece “bir parça kuru ekmek” yemelerine izin vermelerini tavsiye etti. Chavasse, hiç kek ve şekerleme verilmeyen bir çocuğun kuru ekmeği bir lüks olarak göreceğini ve büyük zevkle yiyeceğini söyledi.
4. Çocuklara sık sık patates yedirilmesi tavsiye edilirdi
Chavasse ayrıca, çocuklara sık sık patates yedirilmesini öneriyordu. Chavasse’in önerdiği besinler genellikle karbonhidrat içeriyordu. Bu nedenle onun tavsiye ettiği gibi sık sık ekmek ve patates yemek sağlığa zararlıydı. Elbette bizler bu gerçeği günümüzde bilmekteyiz ancak geçmişte inanılan her şey doğru değildi.
5. Mızmız bebekleri sakinleştirmek için Stickney And Poor’s Pure Paregoric şurubu kullanılırdı
Belli ki 1800’lü yıllarda çocukların sağlığını olumsuz etkileyen tek şey karbonhidrat ağırlıklı beslenme değildi. Çünkü o dönemde bazı tehlikeli şuruplar kullanılmaktaydı.
Örneğin: 5 günlük mızmız bir bebeği olan ebeveynler, bebeği sakinleştirmek için beş damla Stickney ve Poor’s Pure Paregoric şurubu, öksürüğü olan 5 yaşındaki bir çocuk için 25 damla şurup veriyorlardı. İlaç çocukları sakinleştirme konusunda harikaydı. Çünkü %50’si alkolden yapılmaktaydı ve ons başına bir gram saf afyonun onda birinden fazlası vardı.
6. Ayrıca Laudanum isimli şurup da kullanılıyordu
Laudanum, Stickney And Poor’s Pure Paregoric’e nazaran çok daha fazla alkol içeriyordu. Ayrıca bağımlılık yapıyordu. Bu nedenle eski çocuk bakım tavsiyeleri arasında bulunan bu şurup oldukça tehlikeliydi.
Laudanum, 1860’larda İngiltere’de bir salgın yarattı ve yüzlerce bebek afyonlu maddeleri yutmaktan öldü. Şaşırtıcı bir şekilde halk sağlığı yetkilileri uyuşturucuları yasaklamadı. Bunun yerine, Genel Yazı İşleri Müdürlüğü’nün yıllık raporundaki narkotik ölümleriyle ilgili bölümü nasıl rapor ettiklerini değiştirerek “yaşa göre narkotik ölümler”i tanıttılar.
7. Dizanteriyi bastırmak için cıva kullanılmaktaydı
1800’lü yıllarda cıva, dizanteri ve ödem için çare olarak görülmekteydi.
8. Ergenlere yeşil çay verilmezdi
O zamanki düşünceye göre cıva iyiydi, ancak yeşil çay kesinlikle yasaktı. İngiliz tıp dergisi The Lancet’in 1839 sayısında Dr. George Sigmond, yeşil çay içen bazı kişilerin “midede batma ve özlem” gibi “sefil duygulardan” şikayet ettiklerini iddia etti. Chavasse bunu daha basit bir şekilde “Yeşil çay insanları tedirgin ediyor ve ergen çocuklar gergin olmanın ne olduğunu bilmemeli.” diyerek ifade etti.
9. Rahatsız edici ve can yakan her şey için cıva kullanılmaktaydı
William E. Horner’ın 1834’te The Home Book of Health and Medicine adlı kitabında açıkladığı gibi, ihtiyatlı kullanıldığı sürece cıva, teşhis edilmemiş her türlü hastalık için denemeye değer bir tedaviydi. Bu nedenle cıva, eski çocuk bakım tavsiyeleri içinde sık sık yer aldı.
10. Sorun sadece yeşil çay değildi. Yeşil olan her şeyden uzak duruyorlardı
Yeşil giysiler, yeşil oyuncaklar ve yeşile boyanmış her şey, 19. yüzyılın tehlikeli maddeleri arasında yer alıyordu. O zamanlar yeşil, moda ve iç dekorasyon için trend bir renkti. Ancak pek çok ürün arsenik içeren bir tür yeşil boya ile üretilmekteydi ve boyayı işleyen fabrika çalışanları ve onu giyen kişiler ölüyordu. Hal böyle olunca çocuk bakım tavsiyeleri veren kişiler, ebeveynleri bu konuda uyarmaya başladılar.
Örneğin, 1831’de Lydia Maria Child, The Mother’s Book’ta ebeveynlerin bebeklere diş çıkaracak yeşil oyuncaklar vermemeleri gerektiğini yazdı.
11. Bazı çocukların diş etleri diş hekimleri tarafından kesilmekteydi
Diş hekimleri, bir bebeğin dişlerinin diş etlerini kendi zamanında kırmasını beklemek yerine, kızarır veya iltihaplanmaya başlar başlamaz diş etlerini keserdi. Uygulamanın 1500’lerde ortaya çıktığı düşünülüyor. Fransız cerrah Ambroise Paré, bir bebeğin otopsisini yaptığı sırada onu öldüren şeye dair hiçbir bulgu bulamadı. Ancak bebeğin ağzını açtığında diş etlerinin aşırı sert olduğunu gördü. Bu nedenle bazı araştırmalar yaptı ve ölüm nedeninin diş etleri olduğuna karar verdi.
Diş çıkarmanın öldürebileceği teorisi, önümüzdeki üç yüzyıl içinde popüler oldu ve 1900’lerin başlarına kadar devam etti.
12. 1800’lü yıllarda çocuklara fiziksel ceza vermek için vururlardı. Ancak ne ile vurduklarını çok dikkat ediyorlardı
1800’lerin ortalarında insanlar en azından kalıcı hasara neden olmayan cezalara bağlı kalmaları gerektiğine inanıyorlardı. Bu, kafa, kulaklar ve eller gibi hassas bölgelerden kaçınmak ve fiziksel ceza için kullanacakları aletleri özenle seçmek anlamına geliyordu. Yazar, 1884 tarihli Çocuklarının Yönetimi Üzerine Annelere Birkaç Öneri adlı kitabında “ince, yumuşak, eski bir deri veya halı terliği ile iyi bir ceza” önermişti.
13. Zaman aşımları ve ihlaller cezalandırılmaktaydı
Küçük ihlaller için bazı cezalar verilmekteydi. Örneğin, Lydia Child, ebeveynlerine yaramaz çocuklarını bir süre koltuğa bağlamalarını önerdi. Eski çocuk bakım tavsiyeleri arasında bulunan bu uygulama, günümüzde bir ihmal ve eziyet olarak görülmekte.
14. Ebeveynlere çocukları sakinleştirmek için sallamamaları öneriliyordu
Bayan Allen, 1847’de The British Mothers Magazine’e yazarak anneleri, çocuklarını sakinleştirmek sallanan sandalyeleri kullanmamaları konusunda uyardı. Aslında mesele bebekten çok anneyle ilgiliydi. Bayan Allen bunun kadınlara zarar verdiğini düşünmekteydi.
15. Çocukların kitap okuması yasaktı
Dönemin bir diğer sözde zararlı alışkanlığı da kitap okumaktı. Kitaplar 19. yüzyılın Netflix’iydi. Child bu konuda “Bu tür edebi şekerlemeler çok mükemmel ve güzel olsalar da, çok fazla yenirlerse, daha katı ve besleyici yiyecekler için iştahımızı bozma eğilimindedirler.” dedi.
Diğerleri ise bunun pratikte toplumu mahvettiklerini düşünüyordu. 1820’de rahip ve öğretmen William Jones, romanların gençlerin “ahlakları üzerinde ölümcül bir etkisi” olabileceğini yazdı.
Ayrıca bu yazıyı okumak isteyebilirsiniz: “19. Yüzyılda Çok Satan Romanlar Yazan Daha Önce Hiç Duymadığınız 7 Kadın Yazar”
16. Çocukların hayal gücü ve yaratıcılığı engellenmekteydi
1800’lerde canlı bir hayal gücüne sahip olmak kötü bir şeydi. En iyi ihtimalle, hayal güçleri kontrol edilmeden bırakılan çocuklar, dünyayı kötü bir şekilde anlayacaklardır. En kötü ihtimalle, zamanın rehberlerine göre, patolojik yalancılar haline geleceklerdir. Bu nedenle eski çocuk bakım tavsiyeleri, hayal gücü ve yaratıcılık için büyük bir engeldi.
Cassel’in Hanehalkı Rehberi’nde “Çok canlı bir hayal gücü, makul bir şekilde kontrol edilmezse, çocukluktan başlayıp yıllar geçtikçe artmaya devam edebilecek gerçek olmayan bir konuşma alışkanlığı yaratma eğiliminde olabilir.” diye yazıyordu. Bunun olmasını önlemek için ebeveynlere çocuklarına karşı dürüst ve açık olmaları tavsiye edilmekteydi. Ayrıca çocukların çok yaratıcı olmadıklarından emin olmaları için teşvik ediliyorlardı.
17. Çocukların erken gelişmesine izin verilmemekteydi
Hayal gücü ve yaratıcılığa duyulan korku, erken gelişmenin yanında hiçbir şeydi. Samuel Goodrich’e göre bu durum ölüme neden oluyordu.
Goodrich, 1838 tarihli Fireside Education adlı kitabında, olağanüstü zeki oğlunun entelektüel gelişimini desteklemek gibi ölümcül bir hata yapan bir annenin öyküsünü şöyle anlatmıştı: “Çocuğun başı hızla büyürken uzuvları küçülmekteydi ve uzuvları neredeyse işe yaramaz hale geldi. Zekası çok gelişmişti ve sekiz yaşında gerçekten bir dahi idi. Fakat on yaşında öldü.”
18. Çocukları hizada tutmak için korku hikayeleri anlatılmaktaydı
Alman doktor Heinrich Hoffmann, 1845’te Der Struwwelpeter adında bir kitap yayınladı. Kitaptaki Suck-a-Thumb masalında, Conrad’ın annesi ona, başparmaklarını emmeye devam ederse terzinin gelip parmaklarını keseceğini söyler. Ancak Conrad annesinin sözünü dinlemez ve terzi gelip her iki başparmağını da keser. Bu tarz hikayeler çocuklara kötü alışkanlıkları bırakmayı öğretiyordu. Fakat ömür boyu terzilerden ve makaslardan korkacakları da bir gerçek. Eski çocuk bakım tavsiyeleri arasında yer alan bu yöntem, günümüzde hala kullanılmaktadır.
19. Miyopun önlenebileceği düşünülmekteydi
Dr. George H. Napheys, 1869 tarihli The Physical Life of Woman adlı kitabında miyopun önlenebileceğini iddia etti. Bunun çocukluk döneminde loş ışıklı odalarda okumaktan, küçük yazı tipi olan kitapları tercih etmekten ya da koltuktan alçak veya uzakta olan masalarda okumaktan kaynaklandığına inanıyordu.
1849’da Elisabeth Robinson Scovil, gün ışığında çalışırken çocukların “sol tarafı ışığa bakacak şekilde oturması ve asla pencereye bakmaması gerektiğini” söyledi. Ancak bunun miyopluğu nasıl önleyeceğini açıklamadı.
Uzağı görememe veya miyopa neyin sebep olduğunu hala tam olarak bilmiyor olsak da, bunun tamamen önlenebilir olmadığını biliyoruz. Bazı araştırmalar genetiğin rol oynadığını öne sürüyor. Diğer yandan, belki sadece okurken kullandığınız koltuk yüksektir. 🙂
20. Sarkık kulakların tuzlu su ile düzeleceğine inanıyorlardı
Scovil, sertlikten yoksun ve sarkık olan kulaklar için çok yenilikçi bir görüşe sahipti. Scovil, sarkık kulakların günde iki kez tuzlu su ile ovulduğunda düzeleceğine inanıyordu. Eski çocuk bakım tavsiyeleri arasında bulunan bu yöntem, herkese “yok artık!” dedirtiyor.
21. At kılından yapılan yatakta yatarak kemiklerin güçleneceği düşünülmekteydi
Chavasse, kuş tüyü yataklar ve yastıklar konusunda ebeveynleri uyardı. Bunaltıcı sıcaklarda kuş tüyü yataklarda uyuyan çocukların kemiklerinin güçsüz olacağına inanmaktaydı. Güçsüz kemiklerin ise çarpıklığa ve raşitizme yol açabileceğini düşünmekteydi. Bu nedenle ebeveynlere çocuklarını at kılından yapılan yataklarda yatırmalarını tavsiye etti. Chavasse, bu yatakların kemikleri güçlendirip iyileştireceğine inanmaktaydı.
22. O zamanlardaki en güzel tavsiye çocukların uyumasına izin vermekti
Şimdi size eski çocuk bakım tavsiyeleri arasında bulunan en güzel tavsiyeyi söyleyeceğiz. Thomas Hill, 1888 yılında Manual of Social and Business Forms adlı kitabında “çocukları asla sabah vakti uyandırmayın” diye tavsiye etti. Hill ayrıca, “Onları sabah erken kaldırmanız gereken zamanlar yakında gelecek. Bu nedenle uyuyabildikleri kadar uyumalarına izin verin.” dedi.
Kaynak: 1