Ermeni milliyetçiliği serüveni, özellikle de Taşnaksutyun Partisi’nin tarihi yazılmadan geçmişten bugüne Ermeni meselesini anlamak mümkün değil. Bu konu, 1915 olaylarının kavranmasında da anahtar rol oynuyor. Rus devlet arşivlerinde yapılan çalışmalar, bu açıdan eşsiz belgeler sunuyor.
100. yılında Ermeni soykırımı iddialarını bir de bu serüveni okuduktan sonra değerlendirin!
1. Ermeni milliyetçiliğinin doğuşu ve gelişimine damgasını vuran özellikler
Dönemin Rus ve Ermeni belgeleri, Ermeni milliyetçiliğinin Batı’nın ve Çarlık Rusyası’nın özellikle 19. yüzyılda başlayan Ermenileri Türkiye’ye karşı kullanma tasarımlarına paralel olarak geliştiğini göstermektedir. Özellikle ideologlarının yayınları ve belgeleri, Ermeni milliyetçiliğinin işbirlikçi, şoven ve saldırgan köklerini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
2. Ermeni milliyetçileri Japon silahını da kutsadılar
Ermeni meselesi, her zaman büyük devletlerin elinde birer şantaj aracı olmuştur. Doğu’nun paylaşılmasında rekabet içinde olan Rusya ve Avrupa, Ermenileri kimin kullanacağı konusunda da yarış halindedir. Kimi zaman ipler İngilizlerin kimi zaman Rusların eline geçmektedir. 20. yüzyılın başında İngilizlerin kontrolüne giren Ermeni hareketi, Rusya’ya karşı bir koz olarak da kullanılmıştır. İşte bu dönemde 1904 yılında Rus-Japon Savaşı patlak verir. Rusya’daki Ermeni milliyetçileri savaşta Japonya’yı desteklemiş ve Japon imparatoruna bağlılıklarını bildirmişlerdir.
3. Taşnaksutyun Partisi’nin kuruluşu ve terör
1890 yılında ortaya çıkışından itibaren “Büyük Ermenistan”ın kurulmasını amaç edinen Taşnaksutyun Partisi bu hayali gerçekleştirebilmek için hem Osmanlı topraklarında hem de yurtdışında çeşitli yöntemlere başvurarak aktif bir şekilde faaliyet yürütmüştür.
Başvurdukları yöntemler arasında hem Ermeni meselesine büyük güçlerin dikkatini çekmek üzere yürütülen ve propagandalardan ibaret olan “gözyaşı” yöntemi hem de daha etkili olan ve silahlı isyanları içeren “kan dökme” yöntemi bulunmaktadır. “Kan dökme” yöntemi olan terör, Taşnakların hem düşmanlarına karşı hem de onların fikirlerini paylaşmayan Ermenilere karşı uyguladıkları bir eylem çeşidiydi. Parti’nin terör eylemlerine verdiği önem, bünyesinde kurulan terör grupları ve komitelerden anlaşılmaktadır.
4. Çarlık askeri istihbarat raporlarında Dünya Savaşı’nın arifesinde Ermeniler
Ermeni Milliyetçiliğinin Serüveni başlıklı kitapta ilk kez yayımlanan belgeler, siyasi fikirlerinden ve toplumsal statülerinden bağımsız olarak Türkiye Ermenisi kitlelerin I. Dünya Savaşı’na giden süreçte Türkiye’nin parçalanmasını beklemeye başladığını göstermektedir. Savaşın çok öncesinden Ermeni nüfus silahlandırılmıştır. Bu hareket, diğer taraftan savaş çıkması durumunda tebaası olduğu ülkenin düşmanıyla işbirliği yapmaya hazırdır.
Geniş kitleleri sarmış bu harekete damgasını vuran özelliklerden biri de Türklere ve Kürtlere karşı duyulan nefrettir. Bu nefretin somut yansıması terör eylemleri olmuştur. Taşnakların başını çektiği bu terör eylemleri, Müslüman nüfusla Ermeniler arasına düşmanlık tohumları ekmiş ve karşılıklı kırımın tetiklenmesinde önemli rol oynamıştır.
5. Ermeni gönüllü birliklerinin katliam ve yağma politikası
Çarlık generallerinin ve subaylarının yazdığı yüzlerce rapor ve Çarlık askeri mahkemelerinin yüzlerce tutanağı ve kararları göstermektedir ki, I. Dünya Savaşı sırasında işgal edilen bölgelerde Ermeni gönüllü birlikleri Müslüman halka karşı vahşi katliamlara girişmiş ve mallarını yağmalamıştır. Bu belgelere göre bu katliam ve yağma politikası sistematik bir biçimde yapılmıştır. Ermeni çetelerini kullanan Rus komutanları bile bu vahşet karşısında dehşete kapılmıştır. Birçok Ermeni subay ve askeri, bu nedenle askeri mahkemelerde yargılanmış ve idam cezasına çarptırılmıştır. Bu katliamların ve yağmaların tehcirden önce başlaması da ayrıca önem taşımaktadır.
6. Taşnak Ermenistanı’nın oynadığı rol ve etnik temizlik politikası
Sovyet önderleri, Taşnak Ermenistanı’nın (1918-1920) devrimci Türkiye ile Sovyet Rusya arasına bir duvar ördüğünü ve I. Dünya Savaşı sonrasında da emperyalizmin bölgedeki bir taşeronu olduğunu saptamıştır. Taşnak Ermenistanı, Batı’nın Doğu’daki planlarını gerçekleştirmede bir üs görevi görmüştür.
Sovyet belgeleri, Taşnakların bugünkü Ermenistan sınırları içerisinde yaptıkları etnik temizlik politikasını da kanıtlamaktadır. “Saf” milli bir devlet kurma adına Müslüman nüfusun önemli bir kesimi Taşnak iktidarı tarafından ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca Kilikya olarak adlandırılan Adana, Maraş bölgesinde de Fransızların himayesi altında sistematik olarak Müslüman nüfus kılıçtan geçirilmiştir.
7. Ermeni Bolşeviklerinin tanıklığı
Ermeni Bolşevileri, dönemi kitaplardan okuyarak öğrenmemişler, bizzat yaşamışlardır. Taşnaksutyun’un kuruluşundan 1920’de devrildikleri döneme kadarki tarihini Ermeni Bolşeviklerinin belgelerinde görmek mümkündür. Taşnakların kendilerine muhalif Ermenilere dahi uyguladıkları şiddet, “sosyalizm” maskesi altında şoven politikaların yürütülmesi ve bu temelde etnik çatışmaların kışkırtılması, dinin siyasete alet edilmesi ve kiliselerin propaganda merkezlerine çevrilmesi, I. Dünya Savaşı’nda gönüllü birlikler oluşturarak Ermenilerin ateşe sürülmesi, Taşnak Ermenistanı döneminde emperyalist devletlerin himayesinde bölgenin savaşlara sürüklenmesi, uzun yıllar düşünce yapısından çıkmayacak ırkçı fikirlerin Ermeni halkına aşılanması Ermeni komünistlerinin Taşnaksutyun’a dair kayda geçirdikleri bazı noktalardır.
8. Taşnaklar ve Kürt meselesi
Taşnaklar, Lozan Antlaşması’ndan sonra emperyalizmin Ermeni meselesini bir kenara bırakıp Kürt kartını eline almasından ardından Kürt sorununda emperyalizmin sosyal taşeronu rolünü üstlenmiştir. Sovyet devlet kaynakları, Ermeni milliyetçilerinin Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde patlak veren Kürt isyanlarına desteğini ve bu desteğin arkasındaki büyük devletlerin rolünü net bir şekilde ortaya koymaktadır. Taşnaklar, bu sefer “Bağımsız Kürdistan” talebiyle ortaya çıkmıştır.
9. II. Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak işbirliği
Taşnaklar, I. Dünya Savaşı’nda üstlendikleri rolü II. Dünya Savaşı’nda da oynamışlardır. Ancak bu sefer Hitler Almanyası’nın yanında. Taşnaklar, faşist Alman orduları için gönüllü birlikler oluşturarak bölge halklarına karşı yeni bir suça imza atarken hem SSCB’nin hem de Türkiye’nin Alman orduları tarafından işgal planlarında da görev almışlardı.
10. ASALA eylemleri ve Avrupa’da ırkçılık
1973 yılında Türk diplomatlarına karşı girişilen suikastla başlayan ASALA eylemleri, bugün Batı parlamentolarında birbiri ardına çıkartılan sözde Ermeni soykırımıyla ilgili yasaların ve alınan kararların Avrupa’daki Türklere karşı ırkçılığı ve ırkçı saldırıları kışkırtacağının önemli kanıtıdır. Bugün Avrupa’da ırkçılık, emperyalist merkezler tarafından Türkiye’ye, köklerine ve tarihçesine karşı yalanlar ve sahte belgelerle kamuoyu imal edilerek yapılmaktadır. Ermeniler Avrupa kültürünün Doğu’daki temsilcileri, Türkler ise onu yok eden barbarlar olarak lanse edilerek Türkler, Batı’da yükselmekte olan ırkçılığın hedefi haline getirilmektedir.
Kaynak
Dünyada ilk kez yayımlanan Rus devlet arşiv belgelerinin yer aldığı bu özgün çalışma,bilinmeyen birçok görsel malzeme ve belgeyle birlikte okura sunulmaktadır. Ermeni milliyetçiliğinin, geçmişten bugüne derslerle dolu serüvenin yazılması, 100. yılında “Ermeni soykırımı” iddialarına bir yanıt niteliği de taşıyor.