İnsanlık, tarih boyunca anlam veremediği olayları açıklamak için çeşitli söylencelere başvurdu. Aynı kültürü paylaşan insanların nesilden nesle aktardıkları söylenceler ise yaratılış öykülerini yani mitleri oluşturdu. Her toplumun kendine özgü mitolojik öyküleri olsa da ölüm olgusu daima benzer unsurlarla ilişkilendirildi. Ölümün açıklaması yeraltı dünyasındaydı. Tıpkı Yunan mitolojisindeki Hades gibi Türklerin yeraltı tanrısı Erlik Han da ölülerin dünyasına hükmediyordu. Son derece korkulan ve saygı duyulan yeraltı tanrıları kötülüğün sembolü kabul edildi. Hiç kuşkusuz Hades’i pek çoğumuz tanıyoruz. Peki ya Türklerin tanrısı Erlik’i ne kadar tanıyoruz? Gelin, Erlik Han efsanesine biraz yakından bakalım.
Türk kültürü ve tarihine ilgi duyuyorsanız; Eski Türkler’de Giyim Kuşam Kültürü içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz!?
Türk mitolojisinde yeraltı aleminin efendisi olan Erlik Han, kötülüğü sembolize eden tanrıdır
Yerlik kelimesinden türeyen bu isim; güç, yeraltı ve kötü kuvvet gibi anlamları ifade eder. Bu kelime Buryatçada kan içen, eski Kırgızcada kötü güç, Altaylara göre ise “güçlü, kuvvetli” anlamına gelir. Erlik Han, Sibirya’da “Arsan Dolay” Moğollarda ise “Homun Han” olarak adlandırılır. Erlik, yeraltı dünyasını ve bu dünyanın kötü ruhlarının temsilcisidir. Onun temsil ettiği kötü ruhlar sadece ölüm ve hastalık getirir.
Altayların yaratılış efsanesine göre, Erlik Han dünya yaratılırken Tengri’ye büyük bir kötülük yapar. Bu nedenle Tengri onu cezalandırarak yeraltı dünyasına gönderir
Bazı yaratılış efsanelerine göre Tanrı Kayra Han, bir varlık yaratarak onun aracılığıyla yeryüzündeki dağları, gölleri, nehirleri ve vadileri meydana getirmek istemiş. Bu varlığın ilk görevi ise yeryüzünde toprak çıkarmakmış. Ancak tanrının yarattığı varlık, görevi sırasında kendisi için ağzına bir parça toprak saklamış. Bu nedenle lanetlenerek yeraltına gönderilmiş.
Bu hikâyenin çok farklı versiyonları bulunuyor. Bazı efsanelere göre Erlik’i Kayra Han değil iyilik tanrısı Ülgen yaratmıştır. Tanrının yarattığı varlık yani Erlik, Ülgen’e başkaldırmıştır. Tanrı Ülgen, Erlik’ten daha güçlü olduğu için onu cezalandırarak yer altına göndermiştir.
Kötülüğün Tanrısı yeraltı dünyasında çamur, demir ve kayalardan inşa edilmiş bir sarayda yaşar
Erlik, yeraltı çok karanlık olduğu için kendi dünyasını aydınlatacak loş ışıkla parlayan bir güneş yaratır. Bu dünyadaki göller ve nehirler insanların göz yaşlarından oluşmuştur. Göl ve ırmaklarda “abra” olarak isimlendirilen timsah benzeri ejderhalar bulunur. Abra’da tıpkı yeraltında bulunan her ruh gibi Erlik Han’ın hizmetçiliğini yapar.
Erlik, yaratılışı gereği iyi şeylere karşıdır ve daima kötülük yapmayı tercih eder. Hem yeraltında hem de yer üstünde düzen ve barış istemez. Daima yıkıcıdır. Kara nemelerin (kötü ruh/cin) lideridir
Erlik Han’ın siyah ve kıvırcık saçları beline kadar uzundur. Efsanelere göre Erlik Han’ın iki gözü arasındaki mesafe altı metredir. Göz kapakları da oldukça büyüktür. Köpek dişleri dudağından dışarı sarkar ve korkutucu bir görüntüsü vardır. Sesi ise kaba ve boğuktur. Yeşil bir demirden yapılmış keskin bir kılıcı vardır. Kötülüğün efendisi ölümsüz olduğu için sonsuzluktur. Türk mitolojisinde Erlik Han’ın o kadar korkunç tasvir edilir ki 1980 yılında Moğalistan topraklarında bulunan bir dinozor fosiline “Erlikosaurus” ismi verilir. Yaratılış Destanı’nda Erlik Han şu şekilde anlatılıyor:
…
Mayma saçtü Bay Erlik (Parlak saçlı Bay Erlik)
Kişi köksü könöktü (Kuvası kişi göğsünden)
Ku baştan ayaktü (Kadehi kurumuş kafatasından)
Yeşil temir kılıçtü (Kılıcı yeşil demirden)
Yalpak temir yaründü (Kürek kemikleri yassı demirden)
Yilim kara yüstü (Kapkara yüzlü)
…
Eski Uygur sanatında Erlik Han, atletik bir yapıda ve boğa benzeri bir hayvanın üzerinde tasvir edilmiştir. Bu tasvirlerde Erlik’in elinde kılıcı ve kara demirden bir kalkanı vardır
Erlik Han, dünyada kaos yaratmaktan sorumludur. İnsan ve hayvanlara salgın, ölümcül hastalıkları bulaştırır. Hastalıklardan ölen maddi bedenlerin ruhlarını yakalayarak yer altına götürür. Bu yakaladığı ruhlar artık Erlik Han’ın hizmetçisidir. Kızıl renge bürünmüş havalarda Erlik Han’ın gücü doruğa ulaşır. Bu nedenle onun yeme içme vakti göğün kızıl olduğu zamandır. Yemek yerken nefes alıp vermesi yeryüzüne ulaşır. Bu nedenle tan vaktinde rüzgâr varken insanlar ağzını açmaz. Çünkü bu rüzgâr Erlik’in nefesidir ve ona maruz kalan insanlar ölür.
Kötülüğün Tanrısının 9 oğlu ve 9 kızı vardır. Erkek çocuklar “Kara Oğlanlar”, kız çocuklar ise “Kara Kızlar” olarak isimlendiriliyor
Erlik’in kara kızlarından ikisinin bilinen ismi Kiştey Ana ve Erke Solton’dur. Ne yazık ki diğer kardeşlerin isimleri bilinmiyor. Bu dokuz kız kardeş, kut törenleri sırasında kamları (şaman – din adamı) baştan çıkarırlar. Baştan çıkan kamlar, Erlik ile iletişime geçemediğinden başarısız kabul edilirler. Altay Türklerinin en önemli kahramanlık destanlarından Maaday Kara’da Erlik’in kızları şöyle tasvir ediliyor:
…
Erlik Bey’in sevgili kara kızı
Abram- Moos Kara- Taacı idi bu
Başları baykuş tüylerinden
Kürkü baykuş tüylü bir çuval
Ay parıltılı yüzü
Kara kömür gibi
Güneş ışıklı yüzü
Karanlık gece gibi.
…
Kara kızlarla ilgili günümüze ulaşan bilgiler kısıtlı. Ancak Erlik’in oğullarıyla ilgili daha detaylı bilgiler bulunmakta. Kara oğlanlar bazı efsanelerde cesareti ve korkusuzluğu bazı efsanelerde ise kargaşayı temsil eder. Babaları Erlik Han gibi mutlak kötülükle anılmazlar. Yeryüzünde çeşitli görevleri vardır. Örneğin yeryüzünde babaları için yapılan kurban törenlerinde hazır bulunarak yeraltına inen şamanlara yol gösterirler. Yeraltında ise Erlik’in sarayını korudukları için “Kapı Bekçileri” olarak da bilinirler.
Erlik’in erkek evlatlarının ismi şöyle:
- Karaş Han (Karanlık Tanrısı)
- Badış Han (Felaket Tanrısı)
- Kümür Han (Kömür Tanrısı)
- Temir Han (Demir Tanrısı)
- Yabaş Han (Bozgun Tanrısı)
- Kerey Han (Arabozuculuk Tanrısı)
- Şıngay Han (Kargaşa Tanrısı)
- Uçar Han (Haber Tanrısı)
- Matır Han (Cesaret Tanrısı)
Kara oğlan, Türk mitolojisinde acımasız kişileri tanımlayan bir tabirdir. Günümüzde de sıkça kullanılan bu kavram zamanla cesaretli ve korkusuz kişileri tanımlamak için kullanılmaya başlamıştır.
Kuzey Sibirya’da Taymır yarımadasında yaşayan Dolgan Türkleri arasında anlatılan bir efsaneye göre mamutları yeryüzünden kötülüğün Tanrısı götürmüştür
Erlik, yeryüzünde yaşayan mamutları yeraltının karanlık dünyasına götürür. Efsaneye göre mamutlar yeraltının sıcak ve karanlık ortamında Erlik Han’a hizmet etmek zorundadır. Kötülüğün efendisi onları lanetlemiştir. Eğer bir mamut yeryüzüne çıkmaya çalışırsa anında buz kesilerek ölür.
Türk mitolojisinde Erlik Han “cennetten kovulma” anlatısının da başrolüdür. Tevrat’ta yazan Adam ve Eve yerine Altay mitolojisinde Törüngey ve Ece isimleri geçer. Ece, kötülüğün tanrısı Erlik’in sözlerine kanarak Tanrı’nın yemeyi yasakladığı meyvelerden birini yer. Böylece Erlik, insanların cennetten yeryüzüne düşmelerine neden olur. Tevrat’taki yılan motifi Altay mitolojisinde Erlik’tir.