Sağlıklı bir hamilelik, bilindiği gibi ortalama 40 hafta sürer. 20. haftadan sonra ve 37. haftadan önce gerçekleşen doğumlar ise erken doğum olarak kabul edilir. Farklı bir ifadeyle, 37. haftadan önce dünyaya gözlerini açan bebekler, prematüre olarak adlandırılır.
Peki, tüm gebeliklerin neredeyse %12’sinde karşılaşılan erken doğumun sebepleri neler?
Preeklampsi
Halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi, yalnızca gebelik döneminde ortaya çıkan, doğumdan sonra hızla düzelen, ancak nedeni hala tam olarak aydınlatılamayan bir hastalıktır. İdrarda protein kaçağı ile başlayan preeklampsi, normalde damar içinde bulunması gereken sıvının damar dışına çıkması sonucu anne adayında çok ciddi ödem gelişmesine sebep olur. Hastalığın bir sonraki aşamasında anne adayının tansiyonu yükselerek görüş bulanıklığı ve baş ağrısı gibi semptomlar gelişir. Ani başlayan mide bulantısı, kusma ve vücutta sararma gibi belirtiler de preeklampsiye işaret eden diğer bulgulardır. Çok ağır durumlarda ise kişi, sara nöbetine benzeyen bir nöbet geçirebilir.
Her hastalıkta olduğu gibi preeklampside de erken tanı, tedavi için çok önemlidir. Hafif olgularda ayakta tedavi uygulanırken, orta veya şiddetli vakalarda anne adayları hastane ortamında izlenmelidir. Bazen de mevcut durumun analizi yapılıp, fayda-zarar dengesi gözetilerek ani doğum kararı alınabilir.
Plasental problemler
Plasenta, bebek ile anne arasında besin ve oksijen alışverişini sağlayan geçici bir organdır. Gebelikle birlikte gelişmeye başlar ve bebeğin doğumundan 10 – 15 dakika sonra vücuttan dışarı atılır.
Anne karnındaki bebekler için hayati öneme sahip olan plasenta, bazen doğum vakti gelmemesine rağmen rahim içinde yerleştiği yerden ayrılabilir. Plasenta dekolmanı olarak da bilinen bu sorun, erken doğumun en önemli sebeplerinden biridir. Ayrıca plasentanın doğum yolunu kapatması da (plasenta previa) bazen erken doğuma neden olabilmektedir.
Enfeksiyon hastalıkları
Klamidya, gonore ve bakteriyel vajinozis gibi enfeksiyon hastalıkları, nadir de olsa erken doğumu tetikleyebilir. Burada önemli olan faktör, hastalığın erkenden teşhis ve tedavisinin yapılmasıdır. Zira birçok enfeksiyon hastalığının gebelikte tedavisi mümkün. Ancak tedavi edilmeyen olgularda, erken doğum riskinin yükseldiği biliniyor.
Çoğul hamilelikler
Erken doğumun en önemli sebeplerinden biri de çoğul gebeliklerdir. Hatta yapılan bir araştırma, ikiz gebeliklerin %60’ının, üçüz gebeliklerin ise %90’ının erken doğum ile son bulduğunu ortaya koymuştur. Aynı araştırmada zamanlama olarak da ikiz gebeliklerin ortalama 35. haftada, üçüz gebeliklerin 33. hafta, dördüz gebeliklerin ise 29. haftada doğumlarının başladığı saptanmıştır.
Rahimle ilgili sorunlar
Gebelik boyunca bebeğin içinde geliştiği rahimde çeşitli anomaliler olması veya sonradan gelişen problemler, erken doğuma sebep olabiliyor. Örneğin çoğul gebelik veya amniyon sıvısının fazla olması, rahmin olması gerekenden fazla gerilmesine neden olarak erken doğumu tetikleyebiliyor. Ya da daha önce geçirilen rahim operasyonları, birden fazla kürtaj öyküsü, rahimde perde olması veya miyomlar (yerine ve büyüklüğüne göre) erken doğum nedeni olabiliyor.
Hamilelikler arasında kısa bir zaman olması
Her doğum sonrası organlar, kendisini toparlayabilmek ve bir sonraki gebeliğe hazır hâle gelebilmek için zamana ihtiyaç duyar. Bu zaman, birçok kaynakta ortalama 1,5 – 2 sene olarak belirtilmektedir. 1,5 – 2 seneden, özellikle 6 aydan önce yeniden hamile kalmak, erken doğum riskini büyük ölçüde artırıyor.