Cemal Süreya, ismindeki fazla Y’yi yanlış attığı bir Snap sonucu kaybetmedi. Kimse Tomris Uyar’ı Whatsapp’tan terk etmedi. Tezer Özlü sevgilisiyle seviştikten sonra son koyduğu Instagram postu kaç beğeni çaktı diye bakmadı. Jack Kerouac’ın yoldayken Spotify Premium üyeliği bitti diye müzikten mahrum kalması söz konusu bile değildi. Zeki Müren’in Twitter’ı yoktu, olsaydı da ismi “@ZekiMurenMusicOficcial” olmazdı ve Nihat Doğan’ı favlamazdı eminiz.
Bunlardan emin olmak bizi aşırı zeki yapmıyor, ama üzgün olduğumuz gerçek. Hale baksanıza iki dakika? Dünyanın pek çok yerinde akıllı telefon bağımlılığı merkezi kuruluyor (biz hala tinercilerin falçatası) ve bu merkezlerde modern çağa uygun akıllı telefon fobileri üretiliyor. Nomofobi diye bir zıkkım türüyor, Türkçesi “daha 27 taksidi var, kaybolursa kafamı duvara vururum” anlamına geliyor.
Dünyanın en güzel ulaşım aracı olan vapurlar, onlardan biraz daha az güzel olan trenler, belli bir standarda oynayan otobüsler ve hiçbir güzel şeye benzemeyen metrobüslerde herkesin kafası 45 derece aşağı bakıyor. Kulaklarda öyle kulaklıklar var ki Neil Armstrong aya daha azıyla çıkmadıysa gelin bizi bulun, hesap sorun. (He kimse gitmedi aya he)
Etrafa bakmıyoruz. Bize etrafı gösteren minicik ekranlara bakıyoruz. Bir şarj kablosuna hapsolmuş vaziyetteyiz, yetiş ya Edison!
1. “Herkesin elinde telefon tutmasına o kadar alıştınız ki, şu anda ellerinde telefon olmadığını fark edemeyebilirsiniz.”
2. Eric Pickersgill’in fotoğrafları sergilendiğinde ziyaretçiler ilk bakışta temel bir şeyi gözden kaçırdılar.
3. Fotoğrafların hepsinde eller, bir teknolojik cihazı tutuyormuş gibi duruyor. Ama aslında boşluğu tutuyorlar.
4. Telefonları her yerde o kadar görmeye alıştık ki, (akşam yemeğinde, partide, yatağımızın içinde, her yerde…) artık orada olup olmadıklarını bile görmüyoruz.
5. Pickersgill; “Artık tamamen duyarsızlaştık. Hiçbir şeye yakından bakmıyoruz.”
6. Eric Pickersgill’in eleştirel fotoğraf serisi, hayatımızın küçücük ekranlara bakarak geçmesine ilginç ve güzel bir yoldan dikkat çekiyor.
7. “Bu aslında teknoloji bağımlılığını göstermenin sadece bir yolu…”
8. “Bağımlılığımız direkt olarak sosyal hayatımızı etkiliyor, ve bu konu basit bir belgeselden çok daha ileri gidiyor…”
9. “Proje o kadar etkili oldu ki, arkadaşlarım benim yanımdayken cep telefonlarına baktıklarında suçluluk hissetmeye bile başladı.”
10. Ama Pickersgill’in projesindeki amaç insanları yargılamak değil, sadece insanların üzerinde fazla durmadığı sorun hakkında farkındalık yaratma çabası.
11. Ve tabii bir de işin ironi kısmı var. Çünkü büyük olasılıkla siz de bu yazıyı akıllı telefonunuz veya tabletinizden okuyorsunuz.
12. “Projeye ilk başladığımda, fotoğrafların online mecralarda sergilenmesine izin vermemeyi düşünmüştüm…”
13. “…neticede çevremdeki insanlar beni şuna ikna etti; istediğim etkiyi yaratmak istiyorsam projemi yaymam gerekiyor, tüm insanları sergiye getirmem mümkün olmayacak.”
14. “Birçok kişi bana bunun neden bu kadar yaygın olduğunu düşündüğümü sordu…”
15. “…benim fikrim; çünkü insanlar bu durumu normal karşılamaya başladı. Bir insanın diğerlerinin yanında herhangi bir cihazla meşgul olması normal karşılandıkça, durum giderek yaygınlaştı…”
16. “…ben de bu değişime dikkat çekmek istedim.”
17. “Kurguladığım fotoğraflar, her gün yaşadığım sahnelerin yeniden canlandırılmasını temsil ediyor.”
Kaynak; 1, 2