İnsanlığın var olduğu günden bu yana gerçekleştirilen vajinal doğum; çabuk toparlanma imkânı tanıması, cerrahi operasyon riskinin olmaması ve bebeğin doğum kanalından ilerlerken faydalı bakterilerle buluşması adına en sağlıklı doğum yöntemidir. Bu nedenle eğer sezaryen ameliyatı gerektirecek herhangi bir sağlık sorunu yoksa anne adayı kesinlikle normal doğuma teşvik edilmelidir. Ancak bebeğin başı ile pelvis arasındaki uyumsuzluk, bebeğin iri olması, annenin çeşitli kronik hastalıklara sahip olması veya plasentanın doğum yolunu kapatması gibi komplike durumlarda sezaryen ameliyatı hayat kurtarıcı olabilmektedir. Bazen de annenin normal doğumdan çok fazla korkması durumunda, anne adayının travma yaşamaması adına sezaryen doğum tercih edilmektedir. Sezaryen doğumlarda geçmişte yalnızca genel anestezi kullanılırken, günümüzde artık annenin doğum sırasında uyanık olmasını ve doğar doğmaz bebeğini görmesine olanak tanıyan iki ayrı anestezi çeşidi daha bulunuyor; epidural ve spinal anestezi…
Bu iki anestezi türü her ne kadar yaygınlaşsa da uygulanma şeklinin benzer olması sebebiyle hala birbiriyle karıştırılıyor. Biz de buradan yola çıkarak hazırladığımız yazıda, epidural ve spinal anestezinin farklarını 5 maddede açıkladık.
1. İlacın Verildiği Bölge
Amacı ve uygulanış şekli açısından her iki anestezi türü de hemen hemen aynıdır. Çünkü ikisi de bel bölgesi ve altını uyuşturmak için omurilik alanından yapılır. Ancak epidural anestezide ilaç, omurilik etrafında bulunan ‘dura’ isimli zarın dışına enjekte edilirken, spinal anestezide bu zarı geçip içindeki sıvıya verilir.
2. Uyuşma Süresi
Epidural ve spinal anestezi ile arasındaki bir diğer fark da uyuşma süreleri ile ilgilidir. Epidural anestezide uyuşukluk hissi 10 – 15 dakika içinde gerçekleşirken, spinal anestezide ilaç verilir verilmez veya 1 – 2 dakika içinde karıncalanma başlar ve uyuşma hissedilir.
3. Ek Doz Sayısı
Epidural anestezi yapıldığında, doğum boyunca annenin belinde ince ve yumuşak bir katater bulunur. Gerekli görüldüğünde bu katater vasıtasıyla ek dozlar verilerek uyuşukluk hissinin uzaması sağlanır. Fakat spinal anestezide ilaç enjekte edildikten sonra katater çıkartılır ve bir daha ilaç enjekte edilemez. Bu nedenle spinal anestezide, anestezinin uzatılma şansı yoktur. Ancak çoğu zaman uzatılmasına da ihtiyaç duyulmaz. Zira uyuşukluk hissi genellikle doğumdan sonraki 3 – 4 saat boyunca devam eder.
4. Yan Etkiler
Yukarıda bahsettiğimiz gibi spinal anestezide ilaç, dura ismi verilen zarı geçip beyin-omurilik sıvısı içine enjekte edilir. Uygulama sırasında zar delindiği için, bu delikten az miktarda beyin – omurilik sıvısı çevre dokulara sızabilir. Sızıntı sonrası omurilik sıvısı azalacağından, sıvının omuriliği kaldırma gücü de zayıflar. Dolayısıyla epidural anesteziye kıyasla spinal anesteziden sonra ayağa kalkma veya oturma gibi eylemleri gerçekleştirilirken baş ağrısı görülme ihtimali daha yüksektir. Hafiflemesi için yatak istirahati, bol sıvı tüketimi ve doktorun reçete edeceği özel ağrı kesicileri kullanmak yeterlidir. Genellikle 2 – 3 gün içinde hafifleyen baş ağrısının en geç 1 hafta içinde geçmesi beklenir.
5. Doğum Yöntemi
Doğum yöntemi, hamileliğin son haftalarındaki muayene bulgularına göre kadın doğum uzmanı, anestezi uzmanı ve anne adayı tarafından ortaklaşa belirlenir. Normal doğum için uygun bulunan anne adayları, isteğine göre doğum sırasında epidural anestezi tercih edip ağrısız bir doğum süreci deneyimleyebilir. Epidural anestezi ile normal doğum yapanlar, doğumun her aşamasında sezaryene alınabilmektedir. Fakat spinal anestezi tercih eden anne adayları normal doğum yapamaz, yalnızca bilinçleri açık ve ağrısız bir şekilde sezaryen yöntemi ile bebeklerini dünyaya getirebilirler.
Spinal anestezi ve doğum hakkında daha fazla bilgi için Gebe.com adresini ziyaret edebilirsiniz!