Sosyal medya kullanım alışkanlıklarımız artık bir tür kafa kağıdı gibi. Birine yazacaksak önce Twitter hesabını okuyup hatmediyor, asırlardır görmediğimiz ama beraber büyüdüğümüz uzak akrabala çocuklarımızın ne yiyip ne içtiğini Instagram’da ‘stalk’ ediyoruz. Şirketler bile adayların sosyal medya hesaplarını incelemeden çağırmıyor görüşmeye o derece.
Bu kadar hayatın içinde olan bir konuyu kişilikler açısından incelemek de çok uygun. O halde buyrun Enneagram’a göre insan tiplerinin sosyal medya kullanım alışkanlıklarına.
Tip 1: ‘de ayrı yazılacak! Kaç kere dedik!
Tip 1’i genellikle eleştirel tavırlarıyla biliriz, bu da şüphesiz sosyal medya hesaplarına yansıyor. Genellikle memleket meseleleri, absürtlükler ve haksızlıklar link yoluyla paylaşılır, üstüne de bol iğnemeli ve laf sokmalı bir yorum gelir. Duyarlıdır, doğru bildiğini sakınmaz; polemikten polemiğe koşar. Takip ettiği ve doğru yolda bildiği gazetecilerin ve köşe yazarlarının yazılarını paylaştığını sıklıkla görebilirsiniz. İbretlik paylaşımlar bu abiler ve ablalarımızdan gelir genelde.
Sosyal medya hesaplarında da nizam ve intizam hakimdir, mevzu ne kadar hararetli olursa olsun “-de’ler , -da’lar hep ayrıdır”, bio özenle yazılmıştır.
Sululuklardan itinayla kaçınılır. Sosyal medyadaki seviyeli üslubunu kavgalı bir yazışmada bile korur Tip 1’ler. Sizi ilkeleriyle döverler.
Tip 2: Emoji’lerin Efendisi
Tip 2’lerin olayı genel olarak ‘‘Bir olalım, birlikte olalım, daha da kalabalık ve beraber olalım, gezelim tozalım birbirimizi sevelim’’ şeklinde gerçekleştiğinden, Facebook ve Instagram’ı yoğun şekilde kullanırlar. Gittikleri yerlerin, gezdikleri mekanların, birlikte oturup kalktıkları hemen herkesin resmi, ismi, ne yediği Tip 2’ler sayesinde akıllı telefon ekranlarını süsler gün boyu. Hatta denebilir ki, Instagram’ın bu arkadaşlara özel ödül vermesi gerekmektedir. Sevgi ve paylaşım insanı Tip 2’ler olmasaydı, bu kadar sosyal paylaşım mecrası nasıl hayatta kalırdı ama di mi?
Twitter’da da kalabalık mention’ların halaybaşı Tip 2’lerdir. İletişimsiz kalamadıkları için, gündem ne olursa olsun birilerine takılmak istedikleri için sabah timeline’ını okurken bir arkadaşlarının paylaşımına gündem dışı şekilde dalarak ortamı domine ederler. Mesela şöyle bir diyalog gördüyseniz, başlatan arkadaşın Tip 2 olma ihtimali çok yüksektir:
@Tip1 Bu kafayla adam olmayız biz. Boşaltalım memleketi gidelim! (Altında duyarlı bir haber linki ve görseli olacak)
@Tip2: ‘Akşama napıyoruz geliyosun di mi kesin? (Emojiler vs)
Ardından diyaloga başka arkadaşları da cebren ekleyerek zinciri uzatır da uzatır Tip 2. Birkaç dakika sonra bir bakmışsınız ki ne memleket meselesi kalmış ne duyarlı haber, en az 5 kişilik bir mention’da akşamın planı yapılıyordur. Sırf bu yüzden mention’larda kullanıcı isimlerinin 140’tan düşmemesi gündeme gelebilir. @Jack, sana diyoruz hoop!
Tip 3 : Selammm! Her yerdeyim ve harikayım.
Bildiğiniz üzere Tip 3 çevresinde hayranlık uyandıran bir kişiliktir. Bunu her yolla denediği gibi sosyal mecralar üzerinden de son noktasında kadar profesyonelce yapar. Aslında böyle bir listede bağımsızlığını ilan edecek ve başlı başına bir kitap edebilecek olan Tip 3’ün sosyal medya kullanımı şöyle özetlenebilir: ‘Adam her konuya hakim, bizden 10 sene ilerde beyler’.
Sosyal medya hesaplarını bağlamış olduğu bazı uygulamalar sayesinde düzenli şekilde içerik paylaşır. Bu içerikler kendi ilgi alanlarına yönelik olduğu kadar, ilgisini çekmek isteyeceği kişilerin ilgi alanlarına yönelik de olmalıdır. Kötü bir cümle oldu kabul ediyoruz ama anladınız siz onu. Paylaştıkları makaleler mutlaka ama mutlaka İngilizcedir, günün özenle seçilmiş saatlerinde yaptığı paylaşımlara bakarak, zamanını nasıl da verimli kullandığını, sabah erkenden kalkıp kahvesini içerken yabancı pazarlama, iş ve kültür kaynaklarından düşen içerikleri okuduğunu, anladığını ve siz değerli takipçileriyle paylaştığını düşünürsünüz ama ip var haberiniz olsun. Bildiğimiz ip değil ama Buffer filan. Özetle, Tip 3’lerin sosyal medya kullanım alışkanlığı profesyonel bir bireyse CV gibi, ticaret yapan biriyse dükkanın vitrini gibi, gibi gibidir.
Tip 4 : ‘‘Beni takip etmek zorunda değilsiniz. Etseniz de anlamazsınız zaten.’’
Görebileceğiniz en renkli ve moody timeline’lar bu arkadaşlara aittir. Filmler, film karakterleri, müzikler linkleri, sanatçılar, tablolar, kitaplar havada uçuşur. Tüm bu sanatsal bulutun arasında inişli çıkışlı duygularını anlatan yazılar da görebilirsiniz. Moduna göre ne eserse yazar. Yazdığı tek bir kelime bile olabilir, karşı tarafın bir şey anlayıp anlamadığının bir önemi yoktur bazen.
Ordayım, burdayım, şu an Ejderha Festivalinde premium birdirbir oyunundayım, Kadraj dergisinin lansman gecesinde ünlü yönetmen bilmemkimleyim diye check-in’ler yapmaz. Trend olandan, popüler olandan kaçar.
Instagram hesabında her daim vintage efektli fotoğraflar sergisi vardır. Karaköy cafe’lerini Tip 4’ler meşhur etmiş, sonra da meşhur olan bu mekanlardan uzaklaşmışlardır.
Tip 5 : ‘‘Cahil cahil konuşmayın şurda’’
İlber Hoca’nın kendine ait bir Twitter hesabı olduğunu düşünün. Düşünebildiniz mi? Tamam işte, Tip 5’in olayı odur. Tip 5 arkadaşların sosyal medyayla seviyeli bir ilişkisi var diyebiliriz. Çok sık paylaşım yapmaz, okumakla meşguldür çünkü o. Paylaşımları az ve özdür, bilgi akar, bilgelik akar.
Her bilgiyi de öyle ulu orta paylaşmaz, zihin dünyası değerlidir Tip 5’in. Herkesi takip etmez, cahile cehalete tahammül edemez yani. Gerektiğinde de lafı sokar, Tip 5’in olduğu bir mention’da bilmeden konuşmanın, ahkam kesmenin faturası ağır olur.
Instagram ve Facebook’tan ziyade Twitter’la arası iyidir. Yani düşünsel dünyasını daha iyi yansıtabildiği mecraları tercih eder. Özellikle belirtmeye gerek var mı bilemiyoruz ama, bir Tip 5’i arkadaşlarıyla sırıtırken bir selfie pozu içinde görebilmeniz zordur. “Canımla kahve keyfi (emoji)” falan hele, imkanı yoktur…
Tip 6 : Stalker geliyor kaçın!
6 numaranın internet ve sosyal mecra kullanımıyla arası genel olarak iyidir diyebiliriz. Çevresinde olanı biteni bilmek ister, “Aman bir şeyleri kaçırmayayım” diyerekten kuş uçsa haberi olur Tip 6 arkadaşlarımızın. Stalker’lık mesleğinde master degree’dir hatta doktorasını yazmaktadır. Sosyal medyayı açık istihbarat kaynağı olarak kullanıp milletin şeceresini çıkarıverir. Sizi sizden iyi tanır yani, dikkat edin.
“Yeni bir virüs salgını başladı!”, “Şu üründe kanser tehlikesi!”, “Yarın fırtına var!”, şeklinde aman dikkat edin arkadaşlar temalı haberler paylaşabilir. Komplo bloglarına bir girer, saatler sonra biri çekip alır öyle çıkar ancak. Büyük resmi görecem diye hipermetrop olma tehlikesiyle yaşarlar. Bunun dışında bol bol teorik makale ve olayların perde arkasına dair kurgularla dolu zihinsel içerik görmek mümkündür timeline’larında.
Paylaşım yapmasını sevenler olduğu gibi hiç paylaşım yapmayan 6’lar da vardır. Bu tarz 6’ların genelde hesabı kilitlidir. Kendi ismini kullanmaz; resmini koymaz, kendini tag’letmez. Takipçidir, arkasında iz bırakmadan milletin izini sürer. Sinsi bunlar ya.
Tip 7 : ‘‘Bir elimde cımbız, bir elimde ayna’’
7 arkadaşlar, sabırsız ve sıkılgan yapıları sebebiyle sosyal medyayı, daha doğrusu Twitter’ı çok sık kullanmazlar. Instagram’da görebilirsiniz onları daha çok. Eğlenceli bir ortam varsa kaçırmazlar.
Genelde Instagram’da tatil okazyonları, yürüyüşler, dağ gezileri, extreme sporlar paylaşılır: Aşırı mutlu bir yüz ifadesiyle “Himayalardan aşağı doğru koşarken bennn” gibi bir post koymuş olabilir mesela. Bkz. Ayşe Arman’ın Instagram hesabı.
Tabii bütün bunlar için önce o paşa keyfinin gelmesi, canının istemesi lazımdır. Rutin bir akıştan çok sıkıldığı an paylaşımını yapar Tip 7. Her bir postunda komik ve eğlencelik yazılar sıkıştırıverir. Emoji bombardımanı Tip 2’den sonra en çok bu arkadaşlarda görülür. Bazen de komik yorumlarla başkasının timeline’ına, duvarına, post’una sarar.
Tabii en önemli olay Swarm. Bu arkadaşların telefonlarında Swarm ikonunun göründüğü ekran kısmı basılmaktan eskimiştir, o derece. Gün içinde tüm şehri dolaşabilir, telefonunuza “Bugün 10 km yürüdü” gibi uygulama bildirimleri gelebilir. Özetle keşfediyor, tutamıyoruz efendim.
Tip 8 : ‘‘Sen bana kelime oyunu mu yapıyon birader?’’
Tip 8’in sosyal medyada öyle uzun uzun okumayla, yazmayla, polemikle uğraşacak sabrı yoktur. Nettir; fikri, duruşu bellidir. Özellikle son yıllarda hızla politize olan Türkiye sosyal medya evreninde bir Tip 8’in siyasi duruşunu/gündemde seçtiği tarafı profilinde yazan kısacık bilgiden bile anlayabilirsiniz. Tip 8’in hayata genel bakışını ifade eden ‘Ben buyum, burdayım. İşinize gelirse’ tavrını sosyal medyada da kolayca okumak mümkündür.
Tip 9 : ‘‘Siz yazın ben okurum ya böyle güzel’’
Tip 9’lar genelde takipçidir, pek paylaşımla uğraşmak istemezler. Tüm sosyal medyada var olup her şeyden haberdar olmakla, elini eteğini sosyal dünyadan tamamen çekmek arasında kararsız kalırlar. Herkesi takip etmek istemezler ama ayıp olur diye de bir sürü kişiyi takip ederlerken bulurlar kendilerini. Birini takip edip onun en samimi arkadaşını takip etmese o kırılır diye bir sürü takipçi listesi yaparlar.
Instagram’da fotoğraf paylaşırken çok utangaçtırlar. Başkası da özenmesin, yazık ya o da isterse diye düşünürler. Bazen de şimdi buradan bu fotoyu paylaşırsam arkadaş görür neden bize uğramadın der diye çektiği güzelim fotoğraf sadece kendisine kalır. Bu sebeple bir de kimsenin bilmediği kendilerini özgür hissedecekleri hesaplar açarlar. Ama üşenip de buralarda bir şey yazamazlar. Onca zaman düşünüp buldukları canım güzel isimler de böylelikle nickname çöplüğüne gider.
Twitter tam başa beladır. Net bir şekilde düşündüğünü açık etse, tanıdığı tanımadığı tiplerle polemiğe girme zahmeti doğar. Eniştesine laf atmak ister ama ablasının ne diyeceğinden çekilir aile saadetleri bozulmasın diye kendi öfkelendiği ile kalır.
Kısaca içindeki sesi sosyal medyada dışa vursa değme trollere taş çıkarır ama genelde ‘‘Kim uğraşacak şimdi bunlarla’’ sesi baskın gelir. Ortamda tüm konuşmaları dinleyen ama konuşmayan tipler gibi takılır sosyal medya hesapları arasında.