Seyahatinizi planlarken kurduğunuz hayaller, o yerle buluştuğunuzda hayal kırıklığına dönüşebiliyor. Seyahat etmeyi sevenler, özellikle bazı yerlerin çok fazla beğenilip ziyaret edilmesinin nedenini, onun popülerliğine ve bir tür turistik cazibesi oluşuna bağlarlar… Okuduğunuz yorumlardaki övgülerin, sadece birer abartı olduğunu ancak oraya gidip kendi gözlerinizle gördüğünüzde anlarsınız. Sizin gibi düşünenler çoğaldıkça, o yer de bir süre sonra popülerliğini yitirir. Her ülkenin, şehrin, kültürün farklı bir güzelliği ve anlamı var elbet ve her turistin de tatile gittiği yerden beklentisi farklı… Disney Dünyası, Universal Stüdyoları, Golden Gate Köprüsü, Pisa Kulesi, Big Ben Saat Kulesi, Eiffel Kulesi, Büyük Kanyon, Niagara şelaleleri, Pamukkale travertenleri, Mısır, Maya-Aztek piramitleri, Nemrut Dağı, Fuji Dağı, Everest Zirvesi, Tac Mahal, Kolezyum, Küba, Tibet, Singapur, İskenderiye, Efes… Enfes ve abartıldığı kadar güzel olan daha niceleri… Kültürel anlamda destansı ve/veya doğal yaşam açısından benzersiz özellikleri olan bilindik öyle yerler var ki; onlar her yıl turistik cazibe merkezi olmayı sürdürüyorlar ve aslında bunu hak ediyorlar… O yüzden “daha seçici” olan seyyahların en kalabalık zamanlarında olmasa dahi mutlaka görmeleri gerektiğini düşündüğümüz bazı popüler güzergahları 2017 yazına girerken sizler için derledik…
1. Yosemite Ulusal Parkı (California, ABD)
Barındırdığı yaban hayatı ve granit kaya oluşumlarıyla ünlü. Safari turuna çıkmak isteyebileceğiniz türden bir yer. Kuzey Kaliforniya’da 700 bin dönümü aşkın bir alana yayılmış olan parkta, 13 kamp yeri bulunuyor.
2. Angel Şelalesi (Canaima Ulusal Parkı, Venezuela)
979 metre yüksekliğinde Dünya’nın en yüksek kesintisiz şelalesi. Şelale, bir Disney animasyonu olan “Up” filmine de esin kaynağı oldu.
3. Ha Long Koyu (Quang Ninh Eyaleti, Vietnam)
Ha Long Koyu, kalın orman bitki örtüsüne sahip yüzlerce kalker adasından oluşur. Bu bakir ortamda turistler için konaklama imkanı bulunuyor.
4. Preikestolen (Ryfylke, Norveç)
Lysefjordan’ın 604 metrelik dik bir uçurumu. Tırmanmak 3-4 saati alıyor.
5. Torres Del Paine Ulusal Parkı (Patagonya, Şili)
Şili Patagonyası’ndaki buzulların, göllerin, nehirlerin ve dağların çoğuna ev sahipliği yapıyor.
6. Elhamra (Endülüs, İspanya)
M. C. Escher’in ilham kaynağı olan bu yer, kraliyet sarayına dönüştürülmeden yüzlerce yıl önce küçük bir kaleydi. Sarayın çinileri matematiksel olarak mümkün olabilecek 17 farklı düzlem simetri grubunun neredeyse tamamına sahiptir.
7. Everglades Ulusal Parkı (Florida, ABD)
ABD’nin en büyük tropikal vahşi doğa hayatı burada. Park halihazırda orijinal Everglades’in sadece yüzde 20’sini koruma altına almış durumda.
8. Shwedagon Pagoda (Yangon, Burma)
Burma’nın en kutsal pagodası. Son dört Buda’nın kalıntıları burada bulunuyor ve altından yapılmış plakalarla bezeli bir mimariye sahip.
9. Jellyfish (Denizanası) Gölü (Eil Malk, Palau)
İnsana zarar verecek kadar güçlü nematosistleri olmayan binlerce zararsız denizanasının olduğu bu göle dalış turları düzenleniyor. Ayrıca bu ada ülkesinde turist ziyaretine açık olan tek deniz gölü…
10. Kuzey Işıkları (Kuzey Norveç-İskandinavya)
Dünya’nın manyetik kutuplarının üstünde görülen Aurora, Güneş’ten gelip, Dünya’nın atmosferine giren elektrik yüklü parçacıklar arasındaki çarpışmalar nedeniyle oluşur. Bu ışıklar kabaca her 11 yılda bir zirveye ulaşır.
11. Waitomo Glowworm (Ateşböceği) Mağaraları (Waitomo, Yeni Zelanda)
Bunları gökyüzündeki yıldızlar sanmanız olası. Waitomo’daki mağaralar, yalnızca Yeni Zelanda’daya özgü endemik bir tür ateşböceği olan “Arachnocampa luminosa”yla aydınlatılıyorlar. Tam altlarından geçecek biçimde turistler için tekne turları düzenleniyor.
12. Iguazu Şelaleleri (Foz do Iguacu, Arjantin-Brezilya)
Brezilya ve Arjantin arasında bir sınır oluşturan Iguazu Şelaleleri her ikisinden de görülebilir ancak Brezilya tarafında daha güzel manzaralara sahip. Şelalerin düştüğü yerlere giden tekne turları düzenleniyor.
13. Casa Milá (Barselona, İspanya)
Antoni Gaudí tarafından tasarlanan Casa Milá, 1906’dan 1912’ye kadar inşa edildi. Daha çok “La Pedrera” adıyla bilinen bu mimari şaheserin eskizlerine Gaudí, 1882’de başmimar Francisco Paula tarafından başlanan “bitmeyen kilise” olarak bilinen ve 2026’da tamamlanması umulan Sagrada Familia’nın atölyesinde çalışırken başladı. Gaudi, sanatsal fantezilerini doruk noktasına ulaştırdığı bu yapıda, ön cephede dalgalı deniz ve deniz yosunları duygusu yaratmak istemiş. Dökme balkon demirlerinin, dalga efektinin daha güçlü biçimde algılanmasına yardımcı olacağını düşünmüş.
14. Banff Ulusal Parkı (Alberta, Kanada)
Kanada’nın en eski ulusal parkı olan Banff, Rocky Dağları’nda 6.641 kilometrekarelik bir vahşi yaşam alanını içeriyor. Park, buzullar, iğne yapraklı ormanlar ve buzul gölleri ile ünlü.
15. Petra (Ma’an, Ürdün)
Petra, kayalara oyulmuş arkeolojik bir şehir ve Ürdün’ün en çok ziyaret edilen turistik mekanı. Smithsonian Dergisi Petra’yı “Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 28 Yer” arasında sayıyor.
16. Guggenheim Müzesi (Bilbao, İspanya)
Kireç taşı, cam ve titanyumdan yapılmış Guggenheim Müzesi Bilbao inşaatı dört yıl sürdü ve 1997’de tamamlandığında 89 milyon dolara maloldu. Tıpkı kıvrılınca daha çok yük taşıyabilen bir kağıt gibi, müzenin duvarları da ağırlığını taşıyabilmesi için kıvrımlı. 20. yüzyıl çağdaş sanatının sergilendiği müzenin yıllık konuk sayısı 1 milyon civarındadır; ki bunun yüzde 60’ı yabancıdır.
17. Jeita Mağarası (Beyrut, Lübnan)
Yaklaşık 9 km uzunluğunda bir kireç taşı mağarası. Mağaradan akan bir yeraltı nehri bir milyondan fazla insana içme suyu sağlıyor.
18. Angkor Wat (Siem Reap, Kamboçya)
Angkor Wat, Dünya’nın en büyük tapınak-şehir kompleksi. Başlangıçta Hindu, daha sonra Budist tapınağı olarak tasarlanmış… Diğer birçok Khmer tapınağının aksine, batı yönüne bakar. Ülkenin ulusal bayrağının üstünde betimlenecek kadar Kamboçya ile özdeşleşmiştir. Ünü, özellikle Angelina Jolie’li “Lara Croft: Tomb Raider” filminden sonra arttı.
19. Terracotta Ordusu (Lintong, Xi’an, Çin)
Çin’in ilk İmparatoru Qin Shi Huang, 8 binden fazla pişmiş toprak askerle birlikte gömüldü. Araştırmalar, tüm orduyu oluşturan askerlerin her birinin kişiye özel, benzersiz özelliklerinin oluşturulabilmesi için fazladan kil ve sekiz farklı yüz kalıbının kullanıldığını gösteriyor.
20. Versay Sarayı (Ile-de-France, Fransa)
Versay Mahkemesi, 1682’den 1789’a kadar Fransa’da siyasi güce sahipti. Sarayın bahçeleri, 200 bin ağaca ev sahipliği yapıyor ayrıca her yıl 210 bin çiçek ekiliyor.
21. Perito Moreno Buzulu (Santa Cruz, Arjantin)
Arjantin Patagonya’sının en popüler cazibe merkezlerinden biri. Buz oluşumu 250 kilometre karedir ve Dünya’nın üçüncü büyük temiz su rezervini oluşturur.
22. Salar de Uyuni (Potosi, Bolivya)
Dünya’nın en büyük tuz yatağı… Ayrıca gezegendeki lityum rezervlerinin yüzde 50-70’i de burada bulunuyor.
23. Serengeti Ulusal Parkı (Mara, Tanzanya)
14.750 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Serengeti Milli Parkı, özellikle 1.5 milyonun üzerindeki afrika antilobu ve 250 bin zebranın göç zamanında safari yapmak isteyen pekçok turisti çekiyor.
24. Son Đoòng Mağarası (Phong Nha-Kẻ Bàng Ulusal Parkı, Vietnam)
Burası sadece Vietnam’ın değil, Asya’nın değil, Dünya’nın en büyük mağarası. Büyük bir yer altı nehrine ve kendi endemik ormanına sahip. O kadar büyük! Ağustos 2013’ten beri mağaraya düzenlenen turlar, turistik açıdan daha da popürleşmesini sağladı. İkinci görseldekiler, görebileceğiniz en büyük mağara incileri…
25. Kurtarıcı İsa Heykeli (Rio de Janeiro, Brezilya)
Beton ve sabuntaşından yapılmış olan Kurtarıcı İsa Heykeli , 710 metre yükseklikteki Corcovado Dağı’nın sunduğu muhteşem manzarada, Rio de Janeiro’ya bakan 30 metrelik bir yapı. Heykelin şehri kucaklar gibi açtığı kollarının genişliği 28 metre.
26. Ölü Deniz/Lut Gölü (Rift Vadisi, Ürdün-İsrail-Filistin)
Okyanustan 9,6 kat daha tuzlu olan Ölü Deniz, dünyanın deniz seviyesinden en alçakta olan ve aynı zamanda üçüncü en tuzlu gölü.
27. Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi (Washington, ABD)
Ulusal Doğal Tarih Müzesi, yılın 364 günü halka açıktır ve 126 milyondan fazla numune ve eser içeren bir koleksiyona sahiptir.
28. Santorini (Yunanistan)
Nehir ya da göl gibi su kaynakları bulunmayan adanın suyu az. Beyaza boyanmış evler ve mavi çatılarıyla meşhur olan ada şehri, uçuruma bakan yamaçlarda kurulmuş.
29. Devler Kaldırımı (Antrim, Kuzey İrlanda)
Eski bir volkanik patlamanın sonucu olan bu taşların yükseklikleri 12 metreyi buluyor.
30. Machu Picchu (Cusco Bölgesi, Peru)
1911’de keşfedilene kadar, İnkaların 15. yüzyıldan kalma kayıp şehirleri olan Machu Picchu, And Dağları’nın zirvesinde, 2.360 metre yükseklikte bulunuyor.
31. Sidney Opera Binası (Sidney, Avustralya)
Kabaca 1.2 milyon kişinin katıldığı yılda 1.500’den fazla etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Her yıl bu binayı 7 milyondan fazla insan ziyaret ediyor.
32. Büyük Set Resifi (Coral Denizi, Avustralya)
Dünya’nın en büyük resif sistemi. Su altına ait görüp görebileceğiniz en renkli yaşam burada. Yukarıdan kolaylıkla görülebiliyor ve turizme 3 milyar doların üzerinde katkı sağlıyor.
33. Milford Sound (Güney Adası, Yeni Zelanda)
“Yüzüklerin Efendisi” serisinden sonra Yeni Zelanda’nın en çok turist çeken bölgesi. Bu fiyort, Rudyard Kipling’e göre; “Dünya’nın sekizinci harikası”.
34. Vatikan Şehri (Roma, İtalya)
St. Peter Bazilikası, Sistine Şapeli ve Vatikan Müzesi’nin de içinde bulunduğu Vatikan şehri, Roma’nın içinde, İtalya’dan bağımsız bir ülke.
35. Hitachi Sahil Parkı (Ibaraki, Japonya)
190 hektar alana yayılmış bir çiçek bahçesi.
36. Yellowstone Ulusal Parkı (Wyoming, ABD)
Yellowstone, büyük peyzajlar, bol vahşi yaşam ve müthiş bir jeotermal aktiviteyi birlikte sunuyor.
37. Louvre (Paris, Fransa)
Evet, çok kalabalık, evet çok gürültülü… Paris’e gitmeyin ve Louvre’u da ziyaret etmeyin. Böylelikle Batı Uygarlığı’nın zirvesine ulaştığı bu atmosferden de mahrum kalın. Sizin tercihiniz…
38. Baobab Yolu (Menabe Bölgesi, Madagaskar)
Bu görkemli ağaçların nesli tehlike altında. Sadece Morondava’dan Belon’a Tsiribihina’ya giden bu yol üzerinde görülebilirler.
39. Sagano Bambu Ormanı (Kyoto, Japonya)
Kyoto’nun turistik ama çekici Arashiyama semtinde, düzenli bambu bahçelerinde, yürüyüş ve çekçek turları düzenliyor.
40. Venedik Kanalları (Venedik, İtalya)
Bazen tatsız kokular, ara sıra sel, çevredeki çöp koleksiyonları, elini sallasa 50 turist bulacak kaba gondolcular ve her şeyin ateş pahası olduğu bu şehre gitmek artık o kadar da çekici gelmeyebilir. Ama gidenlerin yaşlandıklarında torunlarına anlatacakları efsanevi bir batık şehir hikayesi daha doğuyor. Çünkü Venedik, denize doğru kayıyor ve yavaş yavaş sulara gömülüyor. Venedik’e alternatif olarak, Amsterdam olabilir. Ama illa ki daha da tenha bir yer olsun istiyorsanız, maalesef o da yeni yeni popüler olmaya başlayan Fransa’daki Colmar kasabasına belki uğramak isteyebilirsiniz. Colmar’da “Petite Venise” yani “Küçük Venedik” diye bir kısım var. Bu bölgedeki evlere kanallardan ulaşılabiliyor. Gondollar ile gezmek de mümkün. En kolay ulaşım yolu Basel Havalimanı’nı kullanmak.
41. Partenon-Akropolis (Atina, Yunanistan)
Attike Ovası’nda, denizden 152 metre yükseklikteki Atina Akropolisi, akropolislerin en ünlüsü. Partenon, Antik Yunan’dan günümüze kalan yapılar arasında en iyi bilineni ve Yunan mimarisinin en büyük eseri. Dış cephesinde kullanılan heykeltıraşlık, Yunan sanatının doruk noktası.
42. Masa Dağı (Cape Town, Güney Afrika)
Masa Dağı, Cape Town’un imzası. Şehrin ikonik bir fotoğrafını çekmek için teleferik ve yürüyüşü içeren turlar düzenleniyor.
43. Koyasan (Osaka, Japonya)
Shingon Ezoterik Budizmi’nin mabedi olan Koyasan, Osaka’nın dışındaki bir dağ tepesinde bulunan ve modern Japonya’dan kısmen korunmayı başarmış, bir kasaba. Ziyaretçiler, aynı zamanda misafirhane olarak kullanılan Budist tapınaklarında kalabiliyorlar.
44. French Quarter (New Orleans, ABD)
Dünya’nın en hareketli liman şehirlerinden biri olan çok kültürlü geçmişi, mutfağı, müziğin özellikle de Jazz ve Blues’un başkenti olan New Orlans’ın en eski mahallesi.
45. Okavango Deltası (Botsvana)
Her yıl, 11 kübik kilometre genişliğindeki bu araziyi su basar ve kurak bölgelerden göç eden sürüler bu sayede rahatlar ve keyif yaparlar. Ama bu arada avlarını arayan yırtıcılar da boş durmazlar. Bu durum onlar için de birer ziyafete dönüşür.
46. Aya Sofya (İstanbul, Türkiye)
15 yüzyıl boyunca ayakta duran Dünya’nın en eski katedrali. Mimarlık dünyasının baş yapıtları arasında yer alır ve büyük kubbesiyle Bizans mimarisinin bir simgesidir. Beş yılda tamamlanmış olmasıyla da Dünya’nın en hızlı inşa edilen katedralidir.
47. Mavi Göl (Grindavik, İzlanda)
Reykjavík’ten yaklaşık 1 saat uzaklıktaki gölün sıcak jeotermal sularında, kış vakti yüzmenin keyfini çıkarabilirsiniz. Gölün suları, sedef hastalığını iyileştirmekle meşhur.
48. Phi Phi Adaları (Krabi, Tayland)
“The Beach” filminin çekildiği Maya plajına ev sahipliği yapan Ko Phi Phi Lee adası konaklamaya açık değil. Adaya sadece günübirlik tekne turları ile yerleşimin olduğu Ko Phi Phi Don Adası’ndan ulaşılabiliyor.
49. St. Petersburg (Rusya)
Dostoyevski’nin Beyaz Geceler’i ile ölümsüzleşen, 24 saat yaşayan sokaklara sahip, kış aylarında Güneş’in geceyarısına doğru battığı şehir. Baltık Denizi kıyısında ve Neva Nehri’ndeki 42 ada üzerine yayılmış bu şehir, 200 yıl boyunca Rus Çarlığı’nın başkentliğini yaptı.
50. Çin Seddi
Çin’in kuzeybatısı boyunca uzanan, Dünya’nın en uzun savunma duvarı. Seddin yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte uzunluğu 8851,8 kilometre. Temelleri MÖ. 403’te atılmasına karşın asıl inşaat MÖ. 221 ile MS. 608 yılları arasında yapıldı.
BONUS: Kapadokya (Nevşehir, Turkiye)
60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu “tüf” adı verilen yumuşak tabakaların, yine milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bölge. Kendinizi başka bir gezegende gibi hissetmenize neden olan bölgede en çok ziyaret edilen yerler, Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı ve Ihlara Vadisi.
Yararlanılan Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15