Depresyon, dünya genelinde sayısız insanı etkileyen yaygın ve tehlikeli bir psikolojik rahatsızlık. Bununla birlikte depresyonun, ortaya çıkış şekli itibarıyla bireysel bir sağlık sorunu olduğu söylenebilir. Ancak gezegenimizde depresyonun kitlesel olarak görüldüğü bazı şehirler de var. Çünkü günümüzde bazı şehirlerin sakinleri doğal kaynak yetersizliği, hava kirliliği, nüfus kalabalığı, işsizlik gibi sorunların yanı sıra ideolojik veya siyasi baskılarla karşı karşıya. Bazı şehirlerde büyük yıkıma neden olan savaşlar ise elbette tüm yönleriyle geniş çaplı depresyonun birincil sebebi konumunda. Kısacası “depresif şehirler” olarak nitelendirebileceğimiz bu yaşam alanlarında, çok sayıda insanın depresyon ile karşı karşıya kalmasına neden olan onlarca faktör var. İşte Los Angeles’tan Şam’a, sakinlerinin depresyonla mücadele ettiği 13 depresif şehir.
1. Pyongyang – Kuzey Kore
Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang, dışarıdan bakıldığında sakin, mutlu ve huzurlu insanlara ev sahipliği yapıyormuş gibi görünebilir. Ancak pek çok insan, bu görüntünün iyi tasarlanmış bir aldatmaca olduğunu düşünüyor. Çünkü Pyongyang sakinleri özellikle de kadınlar, cinsel şiddet, cinsiyet ayrımcılığı ve siyasi baskılarla karşı karşıya. Tüm bunlar, bu gizemli başkenti günümüzün en depresif şehirlerinden biri haline getiriyor.
2. Norilsk – Rusya
Rusya’daki Norilsk de günümüzdeki en depresif şehirler arasında yer alıyor. İklim koşullarının yeteri kadar iç karartıcı olduğu bu şehirdeki insanlar bir de yoğun hava kirliliği ile mücadele etmek zorunda. Bu sebeple şehirde, kanserin yanı sıra akciğer, kan ve cilt hastalıkları son derece yaygın. Üstüne üstlük Norilsk sakinleri, şehirlerinin oldukça kötü yönetildiğini düşünüyor. Tüm bunlar, şehirde yaşayan pek çok insan için depresyonu yaşamın sıradan bir unsuruna dönüştürüyor.
3. Dakka – Bangladeş
Bangladeş’in başkenti Dakka, çevre kirliliğinin en yüksek olduğu şehirlerden biri. Özellikle de şehrin gecekondu bölgelerinde toprak ve su, insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Bu ise şehir halkının hem fiziksel hem de zihinsel olarak pek çok sağlık sorunu ile karşı karşıya kalmasına neden oluyor ve Dakka’nın dünyadaki en depresif şehirler listesine dahil olmasına sebebiyet veriyor.
4. Musul – Irak
Amerikan işgalinden bu yana bir türlü istikrarın sağlanamadığı Irak’taki bir yerleşim yerinin en depresif şehirler listesinde kendisine yer bulması pek şaşırtıcı değil. Siyasi istikrarsızlık, yolsuzluk, silahlı çatışmalar, ekonomik sorunlar ve kargaşa Musul’daki insanların ciddi psikolojik sorunlar yaşamasına neden oluyor, depresyon ise bu sorunların en yaygın olanı.
5. Halep – Suriye
2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı, yalnızca Suriyelileri değil, neredeyse tüm dünyayı derinden etkiledi. Bölgede büyük bir trajedinin yaşanmasına neden olan çatışmalar, başta Türkiye olmak üzere pek çok farklı ülkede ise ciddi bir mülteci krizine sebep oldu. İşte Suriye’nin en kalabalık şehirlerinden biri olan Halep ise savaşın neden olduğu psikolojik yıkımın en net şekilde görüldüğü Suriye şehirlerinden biri. Bazı uzmanlara göre hem ülkedeki hem de şehirdeki istikrarsızlık, geçmişte önemli bir tarım merkezi olan Halep’teki kitlesel depresyonun daha da derinleşmesine katkı sunuyor.
6. Kahire – Mısır
Mısır’ın Kadim başkenti Kahire de sakinlerinin depresyonla mücadele etmek zorunda kaldığı şehirlerden. Şehirdeki güvenlik sorunu ve sokakları kaplayan çöp yığınları ise depresyona neden olan temel unsurlar.
7. Şam – Suriye
Bireylerin depresyona yakalanmasına neden olan şeyler nasıl farklılık gösteriyorsa, şehirleri depresif hale getiren unsurlar da birbirinden farklı. Örneğin yukarıda da değindiğimiz gibi Halep, iç savaşın sebep olduğu psikolojik yıkımla mücadele etmeye çalışıyor. Başkent Şam ise savaşın pek uğramadığı şehirlerden. Buna karşın Şam halkının psikolojik sağlığını bozan başka şeyler var. Bunların başında ise susuzluk ve yetersiz altyapı hizmetleri geliyor.
8. Guangzhou – Çin
Bildiğiniz gibi Çin, gezegenimizin en kalabalık ülkelerinden biri. Bunun yanı sıra Çin toplumunun son derece gelenekçi olduğu da bilinen bir gerçek. İşte bu iki unsur, bazı bilimsel araştırmalara göre Guangzhou şehrinde depresyona yakalanma oranını ciddi şekilde yükseltiyor. Guangzhou’da aile ve toplum baskısının yaşamın her alanında etkin ve belirleyici unsurlar olduğu ifade ediliyor.
9. Los Angeles – Amerika Birleşik Devletleri
Bildiğiniz gibi Los Angeles, dünyaca ünlü Hollywood yıldızlarına ev sahipliği yapan, gösterişli yaşam merkezleri ile dolu bir kültür başkenti. Fakat aynı zamanda “evsizlik” gibi toplumsal bir sorunla karşı karşıya. Resmi rakamlara göre şehirde 75 binden fazla insan sokakta yaşıyor. Bu sebeple Los Angeles da depresif şehirler listesinin doğal bir üyesi haline geliyor.
10. Mumbai – Hindistan
Hindistan, iki farklı yaşam tarzının yana yana görülebildiği ülkelerden: Bir yanda zenginlik diğer yanda yoksulluk. İşte bu farklı hayat biçiminin aynı anda en net şekilde görüldüğü Hindistan şehirlerinden biri de Mumbai. Şehir, Hindistan’ın finans başkenti olarak anılsa da özellikle gecekondu bölgesinde yaşayan milyonların bu başkentte yeri yok! Mumbai’nin yoksulları yaşamlarını oldukça zorlu ekonomik şartlar altında devam ettiriyor. Sağlık hizmetlerine erişemiyor, eğitim fırsatlarından faydalanamıyorlar. Temiz suya erişimleri dahi oldukça kısıtlı. Suç ise şehrin gecekondularına bütünüyle hâkim olmuş durumda. Elbette tüm bunlar Mumbai’yi günümüzün en depresif şehirlerinden biri haline getiriyor.
11. Cakarta – Endonezya
Endonezya’nın başkenti Cakarta’da 11 milyondan fazla insan yaşıyor. Bu insanların hemen hepsi yoğun trafik, çevre kirliliği ve yıkıcı tektonik faaliyetler karşısında savunmasız durumda. Öyle ki Endonezya hükümeti, ülkenin başkentini değiştirmeyi dahi düşünüyor. İşte bu insan ve doğa kaynaklı stres unsurları Cakarta halkını depresyon ile yüz yüze getiriyor.
12. Sao Paulo – Brezilya
Güney Amerika’nın en büyük şehirlerinden biri olan Sao Paulo, 22 milyonu aşkın insana ev sahipliği yapıyor. Bununla birlikte şehir, adeta psikolojik sağlık sorunlarının Brezilya’daki merkezi konumunda. Haliyle depresyon da Sao Paulo’daki insanlar arasında hayli yaygın. Şehir yaşamının getirdiği zorluklar, ekonomik eşitsizlikler ve şiddet olayları ise depresyonun asli kaynakları olarak öne çıkıyor.
13. Linfen – Çin
Çin’in Linfen şehri endüstriyel üretimin yüksek olduğu bir bölge. Buna bağlı olarak şehirdeki hava ve çevre kirliliği de inanılmaz boyutlarda. Bu sebeple Linfen’deki hastaneler bronşit, zatürre ve akciğer kanseri gibi hastalıklara yakalanan insanlarla dolu. Öte yandan bu sağlıksız ortam, şehirdeki insanların psikolojileri üzerinde de ciddi bir olumsuz etkiye sahip.
Kaynak: 1