El yazısının bugün geçmişe oranla daha az tercih edildiği bir gerçek. Geçmiş dönemlerin insanları; yazarı, siyasetçisi, aydını, vatandaşı meselelerini el yazılarıyla ifade ederlerken bugün bu ‘’eski usulün’’ yerini dolduracak çok aygıt var. Yine de yanında bir kalem – kağıt taşımak, aniden not edilmesi gerekilen bir şeyi yazmak adına bu defteri kullanmak, mektuplaşmak gibi eylemler varlığını sürdürmeye devam ediyor. Peki tüm bu el yazmalarının kişiliğimizle alakalı önemli ipuçları verdiğini söylersek ne dersiniz? BBC Culture’da yayımlanan ve Deniz Saldıran tarafından çevrilen yazıda el yazısının geçmişten günümüze bu özelliği ele alınıyor.
Bitişik el yazısının eskiden ne kadar önemli olduğuna dair yorumları günümüzde birçok yerden duyabilirsiniz ama aslında insanlar hâlâ yazıyor. Alışveriş listeleri, tıbbi reçeteler ve hatta aşk mektupları bile elle yazılıyor.
Geçmişin süslü, uzun yazılarındansa bitişik yazıyla yazılmamış karalamalar tercih ediliyor. Bir zamanlar gündelik ilişkilerin ve yazışmaların vazgeçilmezi olan bitişik el yazısı günümüzde sadece diplomaların ve nikâh davetiyelerinin törensel resmiyetini korumak için kullanılıyor.
Aslında kişisel yazı tipleri arasındaki çeşitlilikler, önemsiz kişisel farklılıklar kadar basit görülmemelidir çünkü bu çeşitlilikler, farklı ulusların arasındaki el yazısındaki fark edilebilir ve sürekli farklılıkların göstergesidir.
Başka bir deyişle, satır aralarındaki hikâyeleri anlatan kültürel parmak izleridir. Örneğin yüzyıllar boyunca farklı kültürlerde değişiklikler göstermiş olan italik (hafif eğik el yazısı) gibi değişik bölgelere has özellikleri modern el yazısı ortaya çıkarıyor.
Latincedeki “koşmak” anlamına gelen currere sözcüğünden türeyen el yazısı, harflerin bitişik olduğu ve kalemin sadece sözcükler arasında kâğıttan ayrıldığı yazıya denir. Yani aslında, “koşan el” anlamına gelmektedir
Bugünlerde ise bunun yerini mesaj yazan başparmağı aldı. Birçoğumuz çocukluğumuzu güzel yazı defterlerine titiz bir el yazısıyla alfabe yazarak geçirmiş olmamıza rağmen çoğumuz imzamızı bile düzgün bir şekilde atamayız
Görselde gördüğünüz Henry VIII’in Anne Boleyn’e aşk mektupları, kişiliğin el yazısına yansımasına örnek gösterilir
Örneğin, 20. yüzyılın ortalarında İngiltere’de büyüdüyseniz kıvrımlı el yazısını öğrenmişsinizdir. Bu yazı tipinde, sözcükteki tüm harfler birbirine bağlıdır ve bazı harflerde bu bağlantıyı kurmaya yarayan kıvrımlar vardır
Batı Avustralya’da yaşayan bir Y kuşağı bireyiyseniz, sözcükleriniz 80 derecelik açıyla sağa yaslıdır. Avrupa kıtasındaki birçok yerde ise genç yazarlar harfleri sayfaya neredeyse dik olarak yazıyor
Bazı el yazıları ise herhangi bir yazı modelinde öğretilmemiş özelliklere sahip. Örneğin, küçük ‘i’nin üzerine konan içi boş noktalar ya da kalp simgeleri ya da büyük harfle yazmayı tercih etmek ve her sözcüğü vurgulamak için büyük harfle yazmak vs
Bunların dışında fark edilmesi güç bölgesel farklılıklar da var. Örneğin Fransa’da yedi sayısı her zaman ortasına bir çizgi çizilerek yazılır ve buradaki amaç yedi sayısını bir sayısından ayırmaktır
Kanada’da ise yedi, ek bir çizgi olmadan yazılır. Almanya’da öğretilen ve el yazısının yetenek isteyen bir modeli olan die Schreibschrift alfabesine göre küçük ‘q’ harfi dokuz sayısıyla karıştırılmasın diye genellikle kuyruğuna dekoratif bir çizgi eklenir
Açıklık ve verimliliğe duyulan ihtiyaç, sınıflarda uygulanan eğitim metotları, kalemlerin zaman içinde gelişmesi ve el yazısının değişen öncelikleri el yazısındaki dönemsel çeşitlilikleri etkilemiştir
Tarihçi ve el yazısıyla ilgili uluslararası bir birlikte arşiv komisyonu başkanı olan Bob Hurford, “Koşan el, insanların daha hızlı yazma arayışıdır,” diye açıklıyor
13. yüzyılda İtalya’daki Rönesans Hümanistleri, Karolenj Hanedanı’na dayanan yeni bir yazı tipi yarattı. Caroline Miniscule Italic olarak bilinen bu yazı tipi şık kavisli kıvrımlara ve belli belirsiz yuvarlak köşelere sahipti
O halde, özü itibariyle kişisel bir uygulama olan el yazısı, bölgesel özellikleri nasıl geliştirdi? Bazı el süslemeleri tesadüfi veya keyfiydi, öbürleri ise sanatsal niteliklerinden dolayı taklit edildi
John Hancock, Bağımsızlık Bildirgesi’ni imzalayan ilk kişi olmuştu
Eskiden yaygın olan tüy kalemlerin ve mürekkeplerin yerini bitişik harfler yazmaya daha elverişli olan dolma kalemler aldı
1960’larda ise tükenmez kalemlerin yaygınlaşmasıyla dolma kalemler rafa kalktı
Ancak Fransız öğrenciler dolma kalemden vazgeçemedi çünkü okulda onu kullanmaları gerekiyordu. Zaten bu da Fransızca el yazısının karakteristik şıklığının hâlâ nasıl muhafaza edildiğini açıklıyor
El yazısı konusunda araştırmalar yapan Dr. Rosemary Sassoon, “El yazısı özün sayfaya işlenmesidir” diyor
İçinde bulunduğumuz iPhone çağında el yazısının kullanışlılığı özellikle genç kuşaklara göre kulağa mantıksız gelebilir
Sassoon bu konuda şöyle devam ediyor: “Gençlerin bir bölümü düşünce biçimlerinin izlerini yok sayıyor ve yaşıtlarınınkinden hiçbir farkı olmayan yazı tarzlarını geliştiriyorlar. Kısa bir süre sonra yazıyı yazan kişinin hangi ulustan olduğunu tahmin etmek eskisi gibi kolay olmayacak.” Ancak en azından şimdilik farklılıkları tespit etmek o kadar da zor değil.
Kaynak: 1