Edebiyat ile Sohbetin Yakıtı Çaydır ve Yardımımıza İhtiyacı Var!

Bu yaprağın demlenmesiyle elde edilen güzel kokulu ve sarımtırak kırmızı renkli içecek Diyor TDK çay için.

Yıllarca kahvaltılarda babalarımızın içtiği anlayamadığımız, sonrasında alıştığımız hani. Sevgilinle içersin, dinlenmek için içersin, ayılmak için içersin, uyku öncesi ısınmak için içersin, bir zaman dilimi olarak içersin. “Alo, bir çay içimi boyu oradayım.”

Kısacası çayı içersin. Buna bir milli değer diye bakmayıp, hatta gezegenin en edebi içeceği olan bu yaprak özü için bir sosyal sorumluluk projesine ışık tutalım istedik. Ayrıca evet, çay harareti alır.

Git bir sor bakalım, beraber çay içeceği birisi var mıymış?

Çay nedir?

Çay, işlenmiş bitki yapraklarının kaynatılmasıyla veya haşlanmasıyla elde edilen bir içecek türüdür. Çay çalısının bilimsel ismi Camellia sinensistir. Çay, çalının yapraklarının fermantasyonu, ısıtılması, kurutulması ve bazen diğer meyve veya bitkilerle karıştırılması sonucu hazırlanır. Türkiye’de çay, sadece Gürcistan sınırından başlayan ve Fatsa’ya kadar uzanan alan içerisinde yetiştirilebilmektedir.

Türkiye’de yaygın olarak çay, Doğu Karadeniz bölgesinden toplanan çay yapraklarından yapılan kırmızı renkteki içecek için kullanılır.

Sıkıcı insanları elediğimize göre devam edelim. Çay ne demektir?

Orada yandınız işte. Çay, gerçekten çok şey demektir. Adamlar grubu “Dışarıda çok ses var, içeride uzay, kendime çaylar demliyorum.” diyor. Cemal Süreya konuya “İki çay söylemiştik orada biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni. ” Oğuz Atay’da işin donunu “Biz çayın yalnızlığa iyi gelen tarafını da severiz.” Diye bağlıyor. Kısacası çay, önce bir içecek sonra da hayat demek.

Ülkemizdeki çaylıkların üçte biri ekonomik ömrünü doldurmak üzere

Bu ne demek? Daha kaliteli tohumlarla daha kaliteli çaylıklar oluşturulması demek. Aynı zamanda, çaya çıkan işçilere de daha iyi fırsatların sunulması gerekiyor.

Ve işte tam bu anda Lipton bir dakika diyor

https://youtu.be/zG6yhdqvX-Y

Meseleye öyle tertemiz el atıyorlar ki. “Sürdürülebilir Çay Projesi” diye bir şey başlatıyorlar. Yukarıda verdiğimiz tüm sorunların bir çözümünü mü buluyorlar peki? Hayır. Daha fazlasını yapıyorlar. Şapkalarınıza hakim olun.

Sürdürülebilir Çay Projesi

Çay tarımının en önemli oyuncusu Karadeniz kadınlarının çayımızın geleceğini korumak için topluma ses vermesinin ardından, bir ülke meselesi olan çayımızın karşı karşıya olduğu tehditlere duyarlı olan herkesin “Eksik Olma” platformunda buluşarak çay çiftçimizin sesine ses vermeye devam etmesi, toplumun konuya duyarlılığını artıracak ve çayımızın gelecek nesillere aktarılmasına büyük katkıda bulunacaktır.

Proje ortağı kim mi? “Lipton eheh” demeyin. Karadeniz çay işçisi kadınlar.

Meseleyi temelden ele alıp bir su arıtma tesisi kurdular

Lipton Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi kapsamında bölgeye bir Atık Su Arıtma Tesisi kuruldu. Bu tesis ile bölgedeki toprağa karışan atık sular temizlenerek Fırtına Deresi’ne geri veriliyor.

Çay yollarının sulamasına karışan pis suyu arındırıyor ki, mahsülün kalitesi ve hasat artsın.

Çiftçileri de unutmadılar

Hem hasat kalitesi, hem de iş güvenliği gibi konularda çay işçilerine değer veriyorlar. Bir çiftçi eğitim merkezi kurmayı da ihmal etmediler. Bugüne kadar 18.000’i aşkın çiftçiye verilen eğitimlerin, 35.000’den fazla çiftçiye sunulması hedefleniyor.

Bu da yetmedi, işçiye verilen değer çığır aştı

Çay işçileri çoğunlukla Karadeniz’li kadınlardan oluşuyor. Kadınları tehdit eden en önemli hastalık ne? Meme kanseri. Lipton bu anlamda işçisini geniş kapsamlı bir sağlık taramasına sokuyor. Hakikatten de bir kaç işçinin hayatı da erken teşhisle kurtuluyor.

Sağlık Bakanlığı’na hibe edilen Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) aracıyla bölgede meme ve rahim ağzı kanseri taraması devam ediyor ve hayat kurtarıyor.

Ergonomik çay mı makası?

Evet. Kesilen çayın kalitesi değil, çalışan işçinin daha doğru pozisyonda ve kendini fiziksel olarak en az zorlayacağı şekilde çalışabilmesi için geliştiriliyor. Şapka çıkartıyoruz.