Türkiye’nin en önemli gündem maddesi, uzun bir süredir ekonomik kriz. Bozulan ekonomi, yüksek enflasyon ve TL’nin değersizleşmesi toplumun bütün kesimlerini, çok çeşitli açılardan olumsuz anlamda etkiliyor. Ekonomik kötü gidişatın olumsuz bir şekilde etki ettiği alanlardan biri de evlilikler ve romantik ilişkiler. Son dönemdeki ekonomik bozulma, romantik ilişkilere ve evliliklere ciddi şekilde zarar veriyor. Çünkü ekonomik krizle beraber ortaya çıkan geçim sıkıntısı, herhangi bir sorunu olmayan çiftlerin bile sıklıkla tartışmalarına, kavga etmelerine ve aralarındaki bağın kopmasına neden oluyor. Öte yandan uzmanlara göre ekonomik sıkıntıların yoğun şekilde hissedildiği ortamlarda, ilişkilerin de olumsuz şekilde etkilenmesi doğal bir durum. Ancak evliliğinizi veya ilişkinizi ekonomik krizin yıkıcı etkilerinden korumak için yapabileceğiniz bazı şeyler var. Detaylara birlikte bakalım…
Uzmanlara göre ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı ciddi anlamda aile içi sorunların yaşanmasına neden oluyor
Ekonomik kriz ve buna bağlı sorunlar nedeniyle aile içi ilişkiler önemli ölçüde zedeleniyor. Öyle ki 2021 yılı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre geçim sıkıntısı, yüzde 10’luk oranla boşanmaların üçüncü ana sebebi konumunda. Bazı uzmanlar, geçim sıkıntısının doğrudan ayrılıklara sebep olmayabileceğini ancak güven ve sevgi bağlarının kopması durumunda ayrılık sürecini hızlandıran bir unsur haline gelebileceğini ifade ediyor.
Ekonomik aldatma, ekonomik krizin ilişkiler üzerindeki en belirgin etkisi!
Ekonomik kötü gidişat ile ortaya çıkan yeni bir kavram olan ekonomik aldatma, son dönemde ilişkilerde sıklıkla karşılaşılabilen bir durum. Ekonomik aldatma, eşlerden birinin diğerinden habersiz bir banka hesabına sahip olması veya habersiz borçlanması gibi durumları ifade ediyor. Ekonomik aldatma nedeniyle ilişkilerde derin bir güven sorunu ortaya çıkıyor.
Ekonomik krizin ilişkiler üzerindeki yıkıcı etkilerini azaltabilmek için çiftlerin birbirlerine karşı açık ve şeffaf olmaları gerekiyor
Ancak bu şeffaflık çiftlerin birbirlerini sürekli kontrol ettikleri veya sürekli birbirlerine hesap sordukları bir ilişkiye dönüşmemeli. Çünkü bu durumda, “ekonomik şiddet” kavramı ortaya çıkabilir!
Ekonomik şiddet, ekonomik krizin ilişkiler üzerindeki olumsuz etkilerinden bir diğeri
Ekonomik şiddet, ekonomik güç ve üstünlüğün bir şiddet aracı olarak kullanılması anlamına geliyor. Yani ilişkide ekonomik şiddet uygulayan taraf maddi gücünü partneri üzerinde tahakküm kurmak, partnerini aşağılamak, denetlemek veya cezalandırmak için kullanıyor.
Uzmanlar, sorunlarının önüne geçebilmek adına aile içi ekonomik prensipler belirlenmesi gerektiğini ifade ediyor
Bunun içinse çiftlerin kendi ekonomik gerçeklikleri üzerine konuşmaları tavsiye ediliyor. Çiftler, ilişkilerini ve hatta ailelerini ekonomik kötü gidişata kurban etmek istemiyorlarsa gelir ve giderlerini hesaplamalı, aile içi ekonomik prensipler belirlemeli. Uzmanlara göre aile içi ekonomik kararların birlikte alınması, hem ekonomik anlamda planlı ve tedbirli olmayı sağlıyor hem de çiftler arasındaki güven ve sevgi bağını güçlendiriyor.
Aile içi ekonomik prensipler belirlenirken, çiftlerin birbirlerinin para ile kurdukları bağı da dikkate alması gerekiyor
Çünkü herkesin para ile olan geçmişi ve para ile kurduğu bağ farklı. Uzmanlara göre çiftlerin, bir ekonomik plan belirlerken bu farklılıkları da göz önünde bulundurması gerekiyor. Örneğin taraflardan biri aile bütçesini yatırım yapmak, ev veya araba satın almak için kullanmak isteyebilir.
Diğer taraf ise bu fikirlere sıcak bakmayarak, farklı planları olduğunu ifade edebilir. İşte bu farklı taleplerin farkında olmak ve bütçeyi her iki tarafın da anlamlı bulduğu bir şekilde değerlendirmek sağlıklı bir ilişki için oldukça önemli.
Kaynak: 1