5 Eylül 2012 tarihinde gelen acı haberle Türk sporunu yasa boğan Ediz Bahtiyaroğlu, henüz 26 yaşındayken aramızdan ayrılmıştı. Cennete transferinin 6. yılında başarılı savunma oyuncusu Ediz Bahtiyaroğlu’nu başta Fenerbahçe Spor Kulübü olmak üzere birçok takım ve spor insanı sosyal medyadan özlem mesajları yayınladı.
Aramızdan ayrılmasa 32 yaşında olacaktı. En büyük hayali bir gün Fenerbahçe’nin çubuklu formasını giymekti. Hürriyet Göçer, o aramızdan ayrıldığında “Bir kızım bir oğlum vardı, oğlumu kaybettim. Ben sensiz ne yaparım yalvarırım söyle yapayalnız” demişti. Futbolumuzun en sevilen isimlerinin başında geliyordu Ediz.
Bursa’nın küçük bir mahallesinden milyonların kalbine girmeyi başaran Ediz Bahtiyaroğlu’nun hepimizi duygulandıracak yaşam öyküsü…
Çocukken okulda başarılı bir öğrenci olmayan Ediz’in gözü toptan başka bir şey görmüyordu. Arkadaşları ders çalışırken o top peşinde koşuyor, eve terden sırılsıklam halde geliyordu
Oğluna çok düşkün olan annesi çamurlu ayakkabılarını yıkıyor, Ediz ise soğuktan sobanın yanında ısınıyordu. Babası bu olanlar karşısında oğluna hem sitem ediyor hem de kıyamıyordu
Henüz 10 yaşındayken ailesinden zorla izin alarak gittiği seçmelerde antrenörlerinin gözüne girmeyi başaran Ediz, çok sevdiği futbolu artık sokak aralarında oynamayacaktı
Binlerce çocuğun arasından seçilen Ediz, mutluluktan yerinde duramıyordu fakat bir sorun vardı. Altyapıda para vermiyorlardı ve ailesinin maddi durumu yeterince iyi değildi
İlk kramponunu taksitle almıştı…
Antrenman sahasıyla evlerinin arasındaki mesafe 10 km ve her gün o yolu yürümüş Ediz. Her gün futbol sevgisi için katlandığı bu zorlu şartlarla antrenman yaptıktan sonra Bursa soğuğunda elleri yüzleri buz tutmuş şekilde eve geliyor
Her gün aynı eşofmanlarla antrenmanlara giden Ediz’in her gece kıyafetleri yıkanıyor ve sobanın yanında kurutulup sabaha hazır hale getiriliyordu. Bu eziyeti Ediz’in futbol sevgisinden başka bir şey yaptıramazdı Bahtiyaroğlu ailesine
15 yaşına geldiğinde dersler pek istenildiği gibi gitmiyordu. Hatta bir gün Ediz’in tarih öğretmeni babasını çağırıp oğluyla ilgili şikayetlerini dile getiriyor “bu çocuğun kafası boş, bundan hiçbir şey olmaz diyordu”
Ediz’in futboldan başka hiçbir şeyde gözü olmadığını biliyordu babası da. Onun okulu sevmediğini ve zorla sevdiremeyeceğinin de farkındaydı
Öğretmeninin azarından sonraki sene futboldan ilk parasını kazandı Ediz, 100 bin Lira
İlk transferini henüz 16 yaşındayken Ankara’dan alıyor ve iki arkadaşıyla başkentin yolunu tutuyorlar. Ayrılık zor
İki arkadaşı aile hasretine dayanamayıp evine giderken Ediz, her gece yorganın altında gözyaşı döküyor ama yine de çok sevdiği futboldan vazgeçmiyordu. Bunca çekilen eziyetin ardından futboldan para kazanıp ailesini mutlu edecekti
O senenin sonunda 2 milyar Lira kazanıyordu ve bu paranın hepsini ailesine göndermişti
Tıpkı her zaman yaptığı gibi, aldığı son arabayı bile annesinin üzerine yapmıştı
Hayırlı bir evlat yetiştiren babası İsmail Bahtiyaroğlu’nun kaleminden ve Sabri Ugan’ın sesinden dinleyelim Ediz’in güzel hikayesini. Tüm spor camiasının başı sağ olsun.