Çağdaş Türk şiirinin usta ismi Edip Cansever öleli 33 yıl geçti. Hemen aklımıza gelen İkinci Yeni topluluğunun isimleriyle beraber yeni bir şiir yaratmak için sürdürdüğü çaba bugün hala hissediliyor. İlk şiirinin 1944’te İstanbul dergisinde yayımlanmasıyla beraber hep şiirde kaldı, hem de büyük bir hırsla. Öyle ki Kapalıçarşı’daki dükkânını bilenler, Cansever’in oraya günde ancak birkaç saat uğradığını ama söz konusu şiir olduğunda diğer edebiyatçılarla sık sık bir araya geldiğini söylerler. Şiir kitaplarına kronolojik olarak bakarsak gerçekten de her seferinde yeni bir biçim, söyleyiş tarzını aradığını belirtmek yanlış olmaz. Edip Bey’in birinci yıl dönümünde Tomris Uyar’ın yazdığı bir yazıyla onu tekrar anmak ve hatırlamak istiyoruz. Taha Toros arşivinden edindiğimiz 1987 tarihli gazete yazısının başlığıysa, Cansever’in Tomris Uyar’a yazdığı 1981 tarihli bir şiirin başlığını taşıyor: ”Mavi Uçlu Bir Kaptan” Cemal Süreya’nın da dediği üzere; ‘’Her şeyin fazlası zararlıdır ya/ Fazla şiirden öldü Edip Cansever’’
1. İlhan Berk’e bir mektup
Tomris Uyar’ın yazısına geçmeden önce Edip Cansever’in o büyük iç sıkıntısına dair kendi ağzından birkaç cümle okuyalım: Sevgili İlhan, duymak, çok duymak eziyor beni. Yeni, bilinmedik bir sayrılık da olabilir bu. Bilmiyorum ki… Eziliyorum sadece. Uyumsuzluğum (dışa vuramadığım) yiyip tüketiyor kupkuru ruhumu. Biraz soluk almak için, kuramsal olmamak koşuluyla, ne yapabilirim acaba? Hiçbir şey gideremiyor susuzluğumu. Hiç, hiçbir şey… İçmek yoruyor artık. Eskiden içkiye koşardım, kafamı kovardım dünyamdan. Şimdi? Kimseyi ortak etmek istemedim sıkıntılarıma. Hiç değilse uzun süre böyle yaşadım. Ama… Belki… Neden bir çaresi olmasın bunun?