Nasıl klasik edebiyat mitlerden, mitler tamamen dönemin hayal gücünden etkilenmişse, günümüz popüler edebiyat ürünlerinden olan çizgi romanlar da yolun başında bu klasik eserlerden etkilenmişler bizce. IQ puanımız yettiğince bir kaçını eşleştirmeye çalıştık ve sadece Marvel Comics’i bu işin içine alarak yaptık. Thor edebiyattan değil, İskandinav mitolojisinden besleniyor, sakin olun! Bu listeyi hazırlarken Deadpool: Killustrated isimli seriden esinlenme olduğu da doğrudur.
1. Dr. Jekyll & Mr. Hyde – Bruce Banner & Hulk
Biraz karmaşık olanından başlayalım. İki tipin de kendi özel hayatlarında inanılmaz dahiler olduğu, kontrolü yitirecek bir işaret yediklerinde de bu zekanın güce dönüşüp yerini saman bir beyne bıraktığı bir eşleşme bu. Ama Hulk ile işimiz öyle çabuk bitmiyor.
2. Frankenstein’ın Canavarı – Ultron!
Ultron, sinemada farklı bir uyarlama gütmesine rağmen, aslen bir bilim adamı olan Hank Pym’in, nam-ı diğer Ant-Man, Yellow Jacket, Goliath ve Giant-Man, Avengers’a destek olması için yarattığı, sonrasında hızını alamayıp kendi özgün zekasını oluşturup ortalığın tozunu velveleye veren terbiyesiz bir yapay zeka. Ve Pym’i reddediyor, ama ona baba diyor. Çok net bit odipalite hikayesi olan bu hikaye, yıllardır da Marvel’in peşini bırakmıyor.
3. Pinokyo – Vision!
Vision, Avengers’a nifak sokmakta hızını alamayan Ultron’un bir yaratısı. Kendisinin daha iyisini yaratmak istiyor. Ama Vision diyor ki “Ben gerçek bir varlığım, androidim lan!” Tanıdık geldi değil mi?
4. Tom Sawyer – Spider-Man
Spider-Man, aslında çizgi romanlardaki tüm yetim ve ezilmiş ufak çocukların umudunu temsil ediyor. Yani Tom Sawyer, hatta belki zorlarsak Holden Caulfield bile olabilir.
5. Kaptan Nemo & Ahab – Eric “Magneto” Lensherr, Charles Xavier
Bir balinanın, ya da adı konulmamış bir deniz canavarının peşinde koşan, bu amaç doğrultusunda iyiyi ve kötüyü yorumlamayı bırakıp, hedefe yönelen bir adam. Bir davası var ve bunun peşinde kimseyi tanımıyor. Diğer tarafta da mutant haklarının iki farklı kanaldan ve yöntemle savunulmasının kavgasını veren iki karakter var.
6. 3 Silahşörler – Tüm takım algısı!
Muhtemelen biliyorsunuzdur, bilmiyorsanız da araştırın, edebiyat geçmişinde, hele ki klasik arşivde Üç Silahşorler takım algısını ilk zorlayan ekiptir. Evet tamam, arkadaşlar grupları bilmemne vardı da, bir takım olarak ilerleme durumu Üç Silahşorler ile gazını alan bir olaydır. Yani The Avengers’ından tutun da X-Men’i bilmemnesi hepsi burada yer alır. Deadpool’un da dediği gibi, “Omfg, i ve killed whole team subject!”
7. Dracula – Morpheus, Morlun
Marvel Comics’in kendine has bir Dracula’sı var ama onu bir boşveriniz şimdi. Bu iki M harfli vampir kişisinin de özelliği şu, RH Pozitif bir kavga vermiyorlar. Morpheus proto plazmaların, Morlun tamamen “kahraman kişisini eşsiz yapan şey” in peşinde. Ama vampirler işte. İtolitler.
8. H.G. Wells – Zaman Makinesi / Tony Stark mı Acaba?
Varoluşunu Howard Hughes’tan tutun da sürüsüne bereket Playboy ve seksi masküleniteye borçlu olan Tony, asıl olarak benliğini H.G. Wells veya Jules Verne’e borçlu bizce. Düşünsenize, süper kahraman dediğinin kimliği saklı olmalıyken bir anlık gaza gelip “Laan ben Iron Man’im laan.” diyen bir tipi, akşam yemeğinde milleti etrafına toplayıp “Laan benim zaman makinam var laan.” diyen veya “Olm dünyanın merkezi dediğin nedir kine?” diyen iki tiple örtüştüremez miyiz?
9. Hayvan Çiftliği – Rocket Racoon
Bir tarafta komünist devrime gönül veren bir grup hayvan ve diktatör domuz, diğer tarafta sapına kadar pragmatist, hayvan haklarını – dolaylı yoldan- kanırtan ve ağaç şahsı bir koruması olan, ağaç şahsı evet adam ağaç, bir rakundan bahsediyoruz. De haydi anlamadık demeyin!
10. Ent Irkı – Groot
Tamam LOTR’daki Ent’ler baya bilge bir ırk ama, konuşamayan Groot’u da rektumdan sallamadı herhalde bu adamlar?
11. Yalnız Silahşor konsepti – Punisher
Varını yoğunu bir mafya hesaplaşmasında kaybeden Frank Castle, klasik edebiyattaki “Lone Ranger” karizmasına ne kadar da yakın öyle değil mi sevgili gönül dostları?