İkili ilişkilerde sadakat ve güven en önemli konular. Ancak ABD’De yapılan bir araştırmaya göre evli çiftlerin yüzde 60’ı evlilikleri boyunca eşlerini duygusal ya da fiziksel olarak en az bir kere aldatıyor. Amerikan Evlilik ve Aile Terapisi Derneği’ne göre, kadınların yaklaşık yüzde 35’i ve erkeklerin yüzde 45’i evlilikleri sırasında bir başkasıyla duygusal bir ilişki yaşadığını bildirirken, hem evli hem de bekar erkeklerin yüzde 22’si ve kadınların yüzde 13’ü ise hayatları boyunca partnerlerini aldattıklarını dile getiriyor. Tabii insanların aldatma tanımı tamamen farklı. Mesela bir başkasıyla duygusal ilişki yaşayanlar zaman zaman kendilerini “aldatan” taraf gibi görmüyorlar. Bazılarıysa duygusal aldatma değil ama tek gecelik fiziksel ilişkileri aldatmadan saymıyor.
Bununla birlikte, duygusal bir ilişkinin verdiği zarar, fiziksel bir ilişkiden daha fazla incitici olabilir. Duygusal bir ilişki, bir eşin evlilikten gerçekten koptuğunu gösterir. Bu bilinçli, kasıtlı bir aldatma niyeti anlamına gelir. Bununla ilgili olarak yapılan bir ankette, kadınların yüzde 88’inin duygusal sadakatsizliği fiziksel sadakatsizlikten daha çok önemsedikleri görüldü. Erkeklerin konuyla ilgili görüşü de hemen hemen aynı. Öyleyse, yaşattığı acıyı bilerek, neden bu kadar çok insan partnerini duygusal aldatma sayılabilecek ilişkiler yaşıyor? İşte duygusal bir ilişki kurarak partnerlerini aldatan insanların sebepleri…
1. Narsisttirler ve sonsuz bir onaylamaya ihtiyaçları vardır
Eşlerini ya da sevgililerini duygusal olarak başka bir kişiyle aldatan insanlar, sürekli olarak onaylanma ihtiyacı hisseden kişilerdir. Pek çok konuda güvensizlerdir ve özgüvenleri son derece düşüktür. Başkalarından onay almak, onları rahatsız eden yetersizlik duygusuyla yüzleşmekten daha kolaydır. Sürekli olarak egolarının tatmin edilmesine ihtiyaçları vardır.
2. Dürtü kontrolü ile mücadele ederler
Dürtü kontrolü, alkol, yemek ve kumar gibi “zevklere” aşırı düşkünlük ile ortaya çıkar. Zararsız bir flört ile başlayan arkadaşlıklar dürtü kontrolü olmadığı için çok ileriye gidebilir. Bunun nedeni ise beynin ödül merkezini kendi kendine düzenleme konusundaki yetersizliğidir. Bireyler duygusal ilişkiler kurarak bu ödül merkezini desteklerler.
3. Bu zevki hak ettiklerine inanırlar
Hepimizin tatmin edilmesi gereken arzuları var” diyerek bunu yaparken kendilerini haklı çıkarırlar, bunun için kendilerine adeta yetki verirler. Bu yetki duygusu, davranışlarıyla barışmalarına, bu “arkadaşa” veya hayatlarında başka bir kişiye ne kadar ihtiyaç duydukları ve bunun ne kadar zararsız olduğuna dair her türlü hikayeyi uydurmalarına izin verir.
4. Aslında iyi bir insan olduklarını düşünürler ve bu nedenle davranışlarının önemli olduğuna inanırlar
Davranışlarını haklı çıkarırlar çünkü, aslında fiziksel olarak aldatmadıkları için kendilerini gerçekten siyah beyaz terimlerle sadece fiziksel olarak cinsel ilişkilerin yanlış olduğunu düşünürler.
aldatıyormuş gibi görmezler. Fiziksel olarak aldatmadıkları için, partnerlerinin sadece paranoyak, kıskanç, güvensiz ve kontrolcü olduğunu düşünüyorlar.
5. Sınırlarla ilgili sorunları vardır
Kendilerini bir başkasının iyiliği için “gerekli” görürler. Bunun nedeni ise o kişiyi “kurtarılmaya” muhtaç görmeleri ya da kendilerini önemli hissetmeye derin bir ihtiyaç duymalarıdır.
6. Partnerleri tarafından kontrol edilme fikrine dayanamazlar
İhtiyaçlarını sağlıklı bir şekilde ifade edemezler ve bunun yerine başkalarına hükmetmeye çalışırlar. Kontrol altına alınmaya direndiklerini sanıyorlar ancak aslında partnerlerini kontrol ediyorlar! Partnerlerine kendi sınırlarını dayatırlar.
7. Uygun sınırların olmadığı bir ortamda büyümüş olabilirler
Muhtemelen büyürken düşüncelerini ifade etmede zorluk yaşadılar çünkü baskıcı bir ortamda büyüdüler. Ebeveynleri veya kardeşleri onlara kendi doğrularını dayatmaya çalıştı. Bu nedenle de özgürlüklerine düşkün olduklarını sanıyor ve istediklerini yapabileceklerini düşünüyorlar. Bu da onları duygusal aldatma satılabilecek ilişkilere sürüklüyor.
8. Partnerlerine bir nedenden dolayı içten içe kızgındırlar
Özellikle konu yoğun duygular olduğunda kendilerini ifade edemezler. Çatışmadan kaçınma eğilimindedirler. Bu nedenle, görünüşte “iyi niyetli” bir şekilde hareket etmek bu duygusal boşluğu başka biriyle doldurmak onlar için daha güvenlidir. Eşlerini memnun etmeye çalışırlar ama kendi duygusal boşlukları için başkalarının egolarını tatmin etmesini beklerler.
9. İlişkilerindeki hayal kırıklıklarıyla baş edemezler
Pasif-agresif bir şekilde hareket ederler. Hayatlarının gidişatına veya eşlerinin nasıl göründüğüne dair bir hayal kırıklığı olsun, kırılganlıklarını veya acılarını doğrudan ve dürüstçe ifade etmek onları tehlikede hissettirir. Bu nedenle de başkalarına sığınırlar. Aslında duygusal açıdan oldukça yetersizdirler.
10. Bağlılıktan korkarlar
Samimiyet onları için korkutucudur. Aslında istedikleri şey samimiyet ama bundan korkuyorlar. Bu nedenle, eşleriyle zor sorunları gündeme getirmek yerine üçüncü bir kişiyi işin içine katmak onlar için daha kolay. Birlikte yaşadıkları kişiyle yakınlaşmaktan korktukları için sürekli bir ayakları kapının dışında yaşarlar, çünkü bağlılıktan korkarlar.
11. Ebeveynleri birbirlerini aldatmış olabilir
Ebeveynleri birbirlerini aldatan ve zor bir çocukluk geçiren kişiler, her ne kadar bu durum travmatik olsa da aslında içten içe aldatma konusunu normalleştirir. Bu da onların sağlıklı ilişkiler kuramamalarına neden olur. Sağlıklı ilişki sınırları onlara yabancıdır, bu nedenle başkalarıyla uygunsuz bir şekilde yakınlaşırlar, bu da duygusal aldatma anlamına gelir.
12. Partnerleri ya da ilişkileri arzu ettikleri bazı kriterlerden yoksundur
Bir ilişkide birbirini tamamlamak son derece önemli. Ancak genellikle erken yaşlarda düşünceleri ve karakterleri tam olarak oturmadan evlenen kişiler ilerleyen zamanlarda eşleriyle ilgili ciddi sorunlar yaşayabiliyorlar. Birbirlerine uymadıklarını fark ettikçe başkalarıyla flört etme istekleri artıyor. Bu nedenle de kendileri gibi olan kişilerle iletişim kurmaya çalışıyorlar.
13. Yenilik için özlem duyarlar
Çoğu ilişkide bir süre sonra her şey monotonlaşır. Bu nedenle çiftlerden biri yenilik ve heyecan arayabilir. Bu tabii ki birini aldatmak için geçerli sebep değil. Bunun yerine var olan ilişkinin geliştirilmesi ve monotonluktan çıkmak için adımların atılması gerekli. Ancak aldatan kişiler belli ki böyle düşünmüyor, duygusal ilişkiler onlar için artık evde bulamayacaklarını hissettikleri yenilik ve çeşitliliği geri getirmenin bir yolu.
14. Gizemli olmak hoşlarına gider
Sır saklamak insanlara çekici gelebilir. Onlara yanlış bir güç hissi verir. Bazı insanlar gizemli olduklarında kendilerini çekici ve güçlü hissedebilir. Bu nedenle de bu adrenalin duygusuna bağımlı olarak yaşarlar. Bu tip kişiler tek bir kez aldatmayla kalmaz.
15. Duygusal olarak olgunlaşmamışlardır
Ebedi bir gençlik duygusunu özlerler ya da yetişkin yaşamlarının sorumluluğunu üstlenemezler. Eylemlerinin karşı taraf için yaratacağı sonuçları düşünmezler. Bu da duygusal olarak olgunlaşmadıklarından kaynaklanır.
Kaynak: 1