Bebek doğduğu andan itibaren üzerine yüklenen cinsiyet rolleri, maalesef gelişmiş ülkelere göre ülkemizde çok daha keskin. Farkında olmadan kız çocuklarını erkeklerden bir şekilde ayırıyor ve onlara sadece “kız çocuğu” oldukları için bazı sorumlulukları olduğunu ve bunları yapmak zorunda olduklarını öğretiyoruz. Konu eğitime geldiğinde ise kızının temel eğitimden fazlasını almasına imkan tanıyan ebeveynlerin oranı oldukça düşük.
Eğitim alma fırsatı bulamamış, kendi emekleriyle hayatlarını kazanan ve başarılar elde eden pek çok kadın var elbette. Ancak akademik alanda gelişmelere dahil olabilmek, bilime katkıda bulunabilmek, sporda başarılar elde edebilmek için eğitim şart.
Elbette eskiye göre eğitime çok daha fazla önem veriyor, özellikle kız çocuklarını eğitime teşvik ediyor ve bu konuda bilinçleniyoruz. Ama yine de bu onlara sınırsız imkan tanıdığımız anlamına gelmiyor. Peki, eğitimde önlerindeki engeller kaldırılan çocuklar neler yapabiliyor? Biz bu konuya değinmek, kız çocuklarının aldıkları eğitimlerle büyüyüp neler başarabildiklerini, dünyayı nasıl değiştirdiklerini ve başka hayatlara nasıl dokunduklarını anlatmak istedik…
1. Geliştirdiği cihazla Yale Üniversitesi’nden 4 yıllık burs kazanan Zeynep Karacan
Sivil toplum örgütleri için önemli kaynaklar toplayan Sultani Piano Quartet’in de kurucularından biri olan Zeynep, 2012’de SBS birincisi oldu. Sanatın yanında bilime de oldukça ilgiliydi. Bilgisayar ve akıllı telefonları güneş enerjisiyle şarj eden bir cihaz geliştirdi ve lise düzeyinde verilen “Nobel”e İlk Adım Ödülü’nde (First Step to Nobel Prize in Physics) birincilik kazandı. Bu birincilik sayesinde Yale Üniversitesi’nde hiçbir ücret ödemeden lisans eğitimi almaya hak kazandı. Şimdi kendi sanal gerçeklik laboratuvarını kurarak bu alanda çığır açan çalışmalara imza atma hayalini gerçekleştirmek için eğitimine devam ediyor.
2. Harvard Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk bilim kadını Canan Dağdeviren
Hacettepe Fizik Mühendisliği bölümünden mezun olan Canan Dağdeviren, 2009’da Sabancı Üniversitesi’nde Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünü bitirdi ve Fulbright bursu kazanarak UIUC’da Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünde doktora yapmak üzere ABD’ye gitti. Orada esnek ve katlanabilir, deri üstüne yapıştırılabilir, giyilebilir elektronik aletler üzerinde çalışmalar yaptı. 2015 yılında Harvard Genç Akademi üyeliğine en yüksek oyla seçildi ve Harvard Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk bilim kadını oldu. Pilsiz çalışan giyilebilir bir kalp pili ve cilt kanseri teşhisinde 10 saniyede sonuç veren bir cihaz geliştirdi. Ekibiyle birlikte sindirilebilir bir sensör geliştirdi ve bu sensör obezite hastalığı için önemli bir adımdı. Forbes dergisinin “30 yaş altı 30 bilim insanı” listesinde ve MIT Technology Review’un her yıl derlediği 35 Yaş Altı Mucitler listesinde yer aldı.
3. “Balıkların da kolları yok diyen” Altın madalyalı Sümeyye Boyacı
2003 yılında kolları olmadan dünyaya gelen Sümeyye Boyacı, henüz ana okuluna giderken kalemi ayağıyla tutmayı öğrendi ve çizimler yapmaya başladı. Rus masallarının Türkçe’ye çevrildiği projede resimleri Sümeyye çizdi. Henüz 10 yaşındayken çizdiği resimler başkalarının satın almak isteyebileceği kadar güzeldi. Aynı zamanda çok iyi bir yüzücüydü. 2017’de İtalya’da düzenlenen yarışmalara katıldı ve üçüncülük elde etti. 2018 Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda ise 50 metre sırtüstü S5 kategorisinde altın madalya kazandı.
4. Küresel Öğretmen Ödülü’nün sahibi Nurten Akkuş
Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğan ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ni ikincilikle bitiren Nurten Akkuş, ikinci üniversitesini Sosyal Hizmetler ve Danışmanlık, üçüncü üniversitesini Sosyoloji alanında tamamladı. Samsun’un Ayvacık ilçesinde inşaat sonrası bomboş bir şekilde teslim aldığı ve ilçenin ilk anaokulu olacak okulun kurucu müdürlüğünü yaptı. Okulu öğrencilerin yeteneklerini geliştirebileceği bir yer haline getirdi. Evleri tek tek dolaşarak okul öncesi eğitimin önemini anlattı ailelere. MEB, Unicef, Avrupa birliği ve daha birçok yerle iş birliği içinde projeler üretti. Başarılı öğretmen Nurten Akkuş, İngiliz Varkey Vakfı tarafından verilen ve ‘Eğitim Nobel’i olarak da bilinen İlk 50 finalist arasına girmeyi başardı. Ardından Küresel Öğretmen Ödülü’nde 2018’in ilk 10’u belli oldu. Bu defa Nurten Akkuş 10 finalistin yer aldığı listeye adını yazdırdı.
5. MIT’de Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bölümü başkanlığına atanan Asu Özdağlar
16 Aralık 1974’de doğan Asu Özdağlar,1996’da ODTÜ’de Elektrik Mühendisliği bölümünü bitirdi. Yüksek lisans yapmak için ise ABD’ye, dünyanın en iyi teknik üniversitelerinden olan MIT’ye gitti. 2003-2007 yılları arasından öğretim üyesi olarak görev yaptı. Ardından 2007-2008 yılları arasında doçent doktor oldu. 2008 yılında ise kadrolu bir doçent doktor olarak görevine devam etti. 2012 yılında MIT Elektirik Mühendisliği ve Bilgisayar Bölümü profesörü ünvanını aldı. Üniversitenin en büyük bölümü olan Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bölümü’nde yapılan birçok çalışmada önemli katkıları olan Asu Özdağlar son olarak bölüm başkanlığına atandı. Aynı zamanda Microsoft, NATO, MIT Lisansüstü Öğrenci Konseyi Öğretim Ödülü gibi birçok ödülün sahibi. Özdağlar’ın üzerinde çalıştığı konular ise; ekonomik ve sosyal ağ sistemleri, optimizasyon kuramı ve oyun kuramı. Ayrıca meslektaşlarıyla birlikte Bilgisayar Bilimleri, Ekonomi ve Data Bilimi alanlarını içeren yeni bir lisans ana dalı oluşturulmasında lider rol oynadı.
6. “Yapay Embriyo” çalışmasıyla MIT’nin Çığır Açan 10 Gelişmesi listesine giren Berna Sözen
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı araştırma görevlisi Berna Sözen ve ekip arkadaşları, ilk olarak kök hücrelerden yapay fare embriyosu üretmeyi başardı. Dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), geçen yılın bilimde çığır açan 10 gelişmesi listesinde Berna Sözen ve ekibinin geliştirdiği bu “Yapay Embriyo” projesine yer verdi. Ekip Cambridge Üniversitesi’nde çalışmalar yürüttü. Bilimsel çevreler tarafından buluş olarak nitelendirilen çalışma, kısırlık tedavisinde önemli bir dönüm noktası olabilir ve kadınların düşük yapma sebeplerini anlamamızı sağlayabilir.
7. Projesiyle “First Step to Nobel Prize in Physics” (Nobel Fizik Ödülü’ne Doğru İlk Adım) adlı yarışmada birinci olan İlayda Şamilgil
İlayda Şamilgil, henüz 12. sınıf öğrencisiyken “Sıvılardaki Su Oranını Mıknatısla Ölçebilen Ucuz, Hızlı ve Taşınabilir Bir Sistem” adlı bir proje hazırladı. Hazırladığı bu fizik projesini büyük bir heyecanla TUBİTAK’a sunan İlayda, ne yazık ki dereceye giremedi. Ardından aynı projeyle 80 ülkeden binlerce projenin katıldığı “First Step to Nobel Prize in Physics” (Nobel Fizik Ödülü’ne Doğru İlk Adım) adlı yarışmaya başvurdu. Polonya’da gerçekleşen ve en iyi profesörlerin jüri koltuğunda oturduğu, dünyanın en prestijli fizik yarışmasından tam puan aldı ve birinci oldu. İlayda bu proje dışında 2013 yılında İstanbul’daki bazı metro istasyonlarındaki kanserojen olduğu bilinen radon gazı ölçümü yapıp İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne sundu. Eğitim aldığı Cornell Üniversitesi’nde NASA’da teknoloji şefi olan Mason Peck, İlayda’yı Mars’a giden roketlerle ilgili bir projeye davet etti. İlayda NASA’nın projesinde yer aldı ve haftada 8 saat laboratuvara giderek Mason Peck ile çalıştı.
8. 14. Dünya Aerobik Jimnastik Şampiyonası’nda 15-17 yaş kategorisinde altın madalya kazanan Ayşe Begüm Onbaşı
Profesyonel spor yaşamına 7 yaşında başlayan aerobik jimnastikçi 9 Aralık 2001’de dünyaya geldi. Tüm zorluklara rağmen tutkusundan hiç vazgeçmedi, çok çalıştı. 2016 yılında Güney Kore’de düzenlenen 14. Dünya Aerobik Jimnastik Şampiyonası 15-17 yaş kategorisinde Altın Madalya sahibi oldu. Son olarak ise Fas’ın Marakeş kentinde düzenlenen Gymnasiade 2018’te Tek Bayanlar kategorisinde gümüş madalya kazandı
9. Meme kanseri tedavisinde devrim yaratacak bir çalışmaya imza atan Özge Akbulut
1999 yılında Sabancı Üniversitesi’nin Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünden mezun olan Özge Akbulut, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT)’nde doktora yaptı ve doktora sonrası 2 sene boyunca Harvard’da bazı çalışmalar yaptı. Dünyada en yaygın kanser türlerinden biri olan meme kanserine fayda sağlayabilmek için Dr. Barkın Eldem ile çalışmaya başladı. Hem sürdürülebilir hem de pratik bir çözüm sunmak amaçlandı ve cerrahların kesip dikebileceği ve bunu yaparken gerçek doku hissi veren bir meme modeli üretildi. Ürettikleri silikon temelli kompozit bir yapı olan ve içinde memenin katmanları için 4 farklı formülasyon olan meme örnekleri cerrahlara kaliteli ve gerçekçi bir eğitim metaryali sağlıyor. Ayrıca kendi kendine muayeneyi anlatan bir meme modelleri var ve bu proje #kendimdensorumluyum adıyla 3000’den fazla insana ulaştı.
10. 13 yaşında Dünya şampiyonu olan İrem Çapar
İrem Çapar, henüz 13 yaşındayken Muay Thai Türkiye Şampiyonu oldu. Aynı yıl İstanbul’da düzenlenen Yıldız Kadınlar 51 kiloda rakiplerini birer birer yenerek Muay Thai Dünya Şampiyonu oldu. Malezya’da düzenlenen Muay Thai Şampiyonası’nda 57 kilo yıldız kadınlar kategorisinde altın madalyanın sahibi oldu. 2016 yılında ise kick boks ve boksta da Türkiye Şampiyonu oldu.
11. Kanserin erken teşhisi çalışmalarıyla “tıpta ve biyolojide çığır açan” liderlerden biri seçilen Naşide Durmuş
Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Naşide Gözde Durmuş, hastaya özel antibiyotik kullanımını sağlayacak ilaç tarama testi projesinin laboratuvar testlerinde başarılı sonuç elde etti. Kanserin erken teşhisi için ucuz, hızlı ve cep telefonuyla uyumlu geliştirdiği test çalışmalarıyla dünyanın saygın bilim dergilerinden MIT Technology Review tarafından, 2015’te “tıpta ve biyolojide çığır açan” liderlerden biri olarak seçildi. Araştırmaları, nano ve mikro teknolojilerin kanser ve antibiyotik direnci gibi dünyayı tehdit eden sağlık problemleri üzerine uygulamaları üzerine yoğunlaşmakta.
12. Olimpiyatlarda yer alan ikinci Türk kadın jimnastikçi Tutya Yılmaz
1999 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Tutya Yılmaz, 2003 yılında 4 yaşında cimnastiğe başladı. 16 yaşındayken Bakü’de düzenlenen ilk Avrupa Oyunları’nda ülkesini temsil etti. 2016 Yaz Olimpiyatları’na jimnastik dalında katılım hakkı kazanarak, 2012 Londra’ya katılan Göksu Üçtaş’tan sonra, Olimpiyatlarda yer alan ikinci Türk kadın jimnastikçi oldu. Aynı zamanda Türk jimnastik tarihinde Olimpiyat’a katılmaya hak kazanan en genç jimnastikçi oldu. Denge tahtasında koluyla denge tahtasını alttan tutup sırtıyla destek aldığı harekete Jimnastik camiası “Yılmaz” adını verdi.
13. Uluslararası Yükselen Yetenek Ödülü”nü kazanan Bilge Demirköz
İstanbul Amerikan Robert Lisesi ‘nde okurken TÜBİTAK proje yarışmasında matematik dalında Türkiye’de verilen ilk ödülü aldı. Amerika’da MIT, Harvard, Stanford ve Caltech olmak üzere 4 üniversiteye başvuru yaptı ve Türkiye’deki üniversite sınavlarına hazırlandığı 17 Mart tarihinde MIT tarafından tam burslu olarak kabul edildi. Fizik bölümünü matematik ve müzik bölümlerinden sertifika alarak 2001 yılında okulunu bitirdi. MIT Fizik Öğrenci Birliği ve Türk Öğrenci Birliği başkanlığı yaptı. Doktorasını İngiltere Enerji Bakanlığı’nın senede beş kişiye verdiği Dorothy Hodgkin bursunu alarak ATLAS deneyinde üç yılda tamamladı. Uzay radyasyonu hakkında yaptığı çalışmalarla UNESCO Uluslararası Bilim Kadınları Ödül Programı’nda Uluslararası Yükselen Yetenek Ödülü”ne layık görüldü.
14. NASA tarafından verilen Hubble ödülüne de layık görülen Feryal Özel
27 Mayıs 1975 tarihinde İstanbul‘da doğan Feryal Özel,İstanbul’da Üsküdar Amerikan Lisesi’nden mezun oldu. New York‘ta Columbia Üniversitesi‘nde Fizik ve Uygulamalı Matematik eğitimini okul ikinciliği alarak 1996 yılında tamamladı. 1997’de Kopenhag “Niels Bohr Institute”‘de fizik üzerine yüksek lisansını bitiren Özel, 2002 yılında da Harvard Üniversitesi’nde astrofizik üzerine doktorasını tamamladı. 2003 yılında Albert Einstein ve John Forbes Nash gibi büyük dehaların bulunduğu “Büyük Fikirler” adlı listede yer aldı. Astrofizik, özellikle kara delik ve nötron yıldızları üzerinde birçok çalışma yaptı. Yüksek manyetik alanda nötron yıldızlarının ilk kuantum hesaplarını yaptı ve Harvard Üniversitesi’nde yazdığı doktora teziyle fizik camiasında yankı uyandırdı. NASA tarafından verilen Hubble ödülüne de layık görüldü ve Hubble kadrosuna alınan ilk ve tek Türk oldu.