Birlikte bir amaç uğruna el ele tutuşmak, zorluklar karşısında direniş göstererek mücadele etmek kolay değildir. Başka bir deyişle çift olmak oldukça zordur. Hem geçmişte hem de günümüzde… Öte yandan, tüm zorluklara karşın dünyayı değiştiren çiftler de vardır.
Tarih ise tüm bu önermelere rağmen insanlığa pek çok anlamda ders veriyor. Ve verdiği bu derslerde bunu o kadar net anlatmıştır ki… Anlayabilene aşk olsun. İşte yazımızın konusu da burada kendini ele veriyor; Dünyayı değiştiren yedi çift karşınızda.
1. Dünyayı değiştiren çiftler listesindeki ilk ikili: Martin Luther King Jr. ve Coretta Scott King
Sivil itaatsizliğin simgesel ismi olan Martin Luther ve Coretta Scott, üniversite yıllarında tanıştılar. Genç kadın, sivil hakları savunan bu ateşli idealist adamı tanımaya başladığında henüz keman eğitimleri alıyordu.
Çift, birliktelikleri boyunca insan haklarına karşı olan büyük bir kesimin tehditlerine hatta baskılarına karşı direndiler.
King, 1968 yılında uğradığı suikast gününe dek fikirlerini yaymak için kendinde bir güç buluyordu. Bu güç şüphesiz genç kadının onun yanında olmasıyla doğrudan ilgiliydi.
2. Robert Rauschenberg ve Jasper Johns
Değerli sanatçılar Robert Rauschenberg ve Jasper Johns arasındaki ilişki öyle farklı ki…İkili arasındaki bu ilişki, bir modern sanatın en büyük aşk hikayelerinden biri. Zaten bu sayede listemizde yer buldular.
Robert Rauschenberg’den söz etmemiz gerekirse; kendisi Amerikalı bir ressam. Ayrıca heykeltıraş, fotoğrafçı, performans sanatçısı kimliğiyle de öne çıkan bir isim.
Rauschenberg, herhangi bir akımın parçası olmamakla ün saldı. Daha çok bireyselci olsa da soyut dışavurumculuk ile pop sanatı arasında köprü olduğunu söyleyebiliriz. Ve ABD’de sanata temsil olgusunu geri döndürmüştür. Geliştirdiği birçok yeni teknik ve yöntem, ondan sonraki kuşakların genç sanatçılarınca da örnek alındı.
Jasper Johns ise partneri Rauschenberg gibi Amerikalı. Kendisi Pop sanatı ve Neo-dada ile anılan çağdaş ressamdır. Rauschenberg’le birlikte modern soyut resimden pop sanatı ve kavramsal sanat arasındaki geçişte etkili bir isim.
Çiftimize gelirsek; 1950’lerde, birlikte oldukları 6 yıl boyunca, pratikte ürettikleri her şey bir başyapıttı. Asla birbirlerinin ellerini bırakmadılar ve dünyayı değiştiren çiftler arasında yer almayı başardılar.
3. Dünyayı değiştiren çiftler arasında Simon de Beauvoir ve Jean Paul Sartre da bulunuyor
Modern feminizmin en önemli ismi olan Simon de Beauvoir. Sartre ise yine felsefenin ağır toplarından biri. Bu müthiş ikili, çok yönlü ve muhteşem bir profil çiziyorlar. Sartre ve Beauvoir çiftinin ilişkisi, 1929 yılında başladı. Her ikisi isim de felsefe öğrenimi görürken tanıştılar.
Birlikteliklerinin ilk zamanlarında entelektüel anlamda hayat boyu birbirilerine eş olmaya karar vermişti. Ancak bunula birlikte aşk ve cinsellikte özgür olma noktasında bir nevi anlaşmaya varmışlardı. Sadece başkalarına aşık olma serbestisi dışında yaşadıkları ilişkileri birbirlerine en ince ayrıntısıyla anlatmaya da karar vermişlerdi. Sartre’ı, ilişkide şeffaflık dediği dürüstlüğe büyük önem vermesiyle biliyoruz. Beauvoir ise ilk zamanlarda evliliğe soğuk bakıyordu. Fakat buna karşın cinsel arzularının Sartre’dan daha fazla olduğunu kabullenerek bu anlaşmaya uyuyordu. Sartre, orgazmın kendisi için fazla çekici bir tarafı olmadığı asıl zevkin güzel kadınları kovalama ve onları teslim alma zevkinin önemli olduğunu kadınları kıvrak zekası tatlı ve sivri dili ile etkilediğini itiraf ediyordu. Evet, böylesine farklı ve kısmen marjinal gözüken bir ilişki, ikilinin birbirlerine göre kabul ettikleri sınırlarla listemizde yer almayı hak etti.
İkilinin ilişkisi dikkatinizi çektiyse bu içeriğimize de göz atabilirsiniz; “Yüzyılın En Özgür Aşkı ve Simone De Beauvoir’den Sartre’a Mektuplar“
4. Mildred Delores Loving Richard Perry Loving
Mildred Delores Loving ve onun eşi Richard Perry Loving pek tanınan bir çift değil. Ancak bu çiftimiz de birbirlerine duydukları sevgiyle dünyayı değiştiren çiftler arasında yer alıyor. Bugün siyah ya da beyaz ayrımı eskisi kadar kökleşmiş görüşlerden nispeten uzak. Öyle ki, ırklar arasındaki duygusal ilişkiler günümüzde daha olağan, tabii olması gereken de bu. Ancak ırkçılığın dünyanın merkezinde olduğu yıllarda durum böyle değildi.
Konumuza dahil olan çiftimiz, Amerika’daki 1924 tarihli “Irksal Bütünlük” olarak dilimize çevirebileceğimiz yasaya karşı gelmişlerdi. Çünkü yasa, ırklar arasındaki (siyah ve beyaz) evlilikleri yasaklayan bir saçmalıktı. Ve söz konusu çiftimiz bu yasanın otoritelere verdiği güç yüzünden 1958 yılında tutuklanmışlardı.
Uzun soluklu bir insan hakları mücadelesine başlayan çiftimiz hukuki mücadelenin galibi oldular. Çünkü eften püften sebeplerle ayrılmayı istemeyen bu çift, birlikteliğin gücünü kendi aşklarıyla büyütmesini bildiler.
5. Marie Curie ve Pierre Curie
Marie (Maria Salomea) Skłodowska-Curie, Nobel ödülünü alan ilk kadın olarak tarihin altın sayfalarında yer alıyor. Bilim aşığı olan Marie ile birlikte yol alan diğer isim ise Pierre Curie, yine bilim aşığı bir başka isim.
‘Kadın evinde oturur’ anlayışının sadece toplumumuza özgü olmadığını bilmemiz gerekiyor. Çiftimiz de, iptidai toplumsal bir düzen içinde olmalarına karşın bilimsel çalışmaları ile apayrı bir noktada olmayı hak ediyor.
Hani demiştik ya, el ele yürümek… İşte öyle güzel yürüyüp birbirlerinin elini bırakmayan ve eşsiz çalışmalara imza atan bir çiftten söz ediyoruz.
Son olarak Pierre’in 1906 yılında bir trafik kazasında hayatını kaybettiğini notlarımıza ekleyelim. Ancak bununla yetinmeyerek, Marie’nin bilimsel çalışmalarına devam ettiği ve bu sayede ikinci kez Nobel ödülü aldığını da unutmayalım.
6. Dünyayı değiştiren çiftler arasında en hüzünlü hikayelerden birinin tarafları olan Frida Kahlo ve Diego Rivera
Frida Kahlo, kendi ifadelerine göre 7 Temmuz 1910′da dünyaya geldi. Kendisinin bu tarihi doğum günü olarak açıklamasının altında yatan gerekçe ise Meksika Devrimi’nin bu tarihte gerçekleşmiş olması.
Hüzün dolu olmasına karşın her yerinden azim akan bu kadın, altı yaşında çocuk felci geçirdi ve bu nedenle bir bacağından oldu. Kendisiyle ilgili ‘’Tahta Bacak Frida’’ sıfatını duymamızın sebebi de bu olay ne yazık ki.
Yaşadığı travmaya karşın yoluna en hızlı ve çok güçlü bir şekilde devam etmesine karşın hayat ona kötü bir sürpriz daha hazırladı. Kahlo, 18 yaşında geçirdiği bir otobüs kazasında, otobüsle tren çarpışınca kötü bir sakatlık yaşadı. Çünkü o kazada rayların demir çubuklarından biri leğen kemiğine isabet etmişti.
Onlarca ameliyat geçirdi. Hayatın kötülüklerine inat yürümeye devam etti. Bu dönemde resim çizmekten vazgeçmedi. Daha sonra bir arkadaşı aracılığıyla ‘’Meksikalı Michalangelo’’ olarak bildiğimiz Diego Rivera ile tanıştı. Diego ile Frida evlendi.
“Güvercinin fil ile evliliği” olarak okumak zorunda kaldığımız ve o derecede uyumsuz gözüken bu birliktelik, içimizi parçalayan bir hikayenin taraflarını ilan etti.
Çifti ilginç kılan ve klasik ahlak kurallarının dışında tutan önemli noktalardan biri her ikisinin de birbirlerini defalarca aldatmış olmaları. Fakat buna karşın ayrılıklar olsa da pek çok kez birlikte olmayı başardılar.
Kendi aralarındaki ilişkinin üçüncü tarafları ilgilendirmediğinin farkında olarak ölüm onları ayırana dek fırtınalı bir ilişkinin aşık ile maşuku oldular.
7. Dünyayı değiştiren çiftler listemizin son ikilisi: Mary Rozet Smith ve Jane Addams
Hayırsever kimlikleri konumuzun dışında kalan Mary Rozet Smith ile Jane Addams, muhteşem bir uyumla örnek olmayı başaran bir çift.
Yaklaşık 35 yıllık zorlu ve çetrefilli geçen bir birliktelik, ikilinin peşi sıra hayatlarını kaybetmesiyle son bulmuş gözükebilir. Fakat bununla birlikte ilham kaynağı olan bu aşk, hala hatırlarda durabilen bir hikayeyi gözler önüne sermekten geri kalmıyor.
Kaynak: 1