Ana sayfa » Tarih » Orta Çağ’dan Günümüze: Yüzyıllardır Eğitim Veren Dünyanın En Eski 15 Üniversitesi
Orta Çağ’dan Günümüze: Yüzyıllardır Eğitim Veren Dünyanın En Eski 15 Üniversitesi
Yüzlerce yıl önce öğrencilerin nasıl bir hayat sürdüğünü merak edenler için bu liste tam bir zaman yolculuğu kapsülü gibi. İşte dünyanın en eski üniversiteleri…
Bir üniversite koridorunda yürürken duvarları süsleyen eski fotoğraflar bile insana nostalji yaşatıyor. Bir de düşünün, bu koridorların bazıları bin yılı aşkın süredir öğrenci sesi duyuyor. Evet, bugün hâlâ faaliyetine devam eden ve kökleri 9. yüzyıla kadar inen üniversiteler var. Çoğu zamanında dini okulları, hukuk akademileri ya da felsefe merkezleri olarak doğdu; yüzyıllar boyunca büyüdü, çeşitlendi ve bugün modern eğitimin öncüleri arasında yerini aldı. Yani dünyanın en eski üniversiteleri arasında olan Oxford, Cambridge, El Quaraouiyine ya da Salamanca gibi kurumların ortak noktası hâlâ dünyanın her yerinden öğrencilerin hayallerini şekillendirmeleri. Şimdi gelin, bugün hâlâ açık olan dünyanın en eski 15 üniversitesine doğru uzun bir yolculuğa çıkalım.
1. El-Karaviyyin Üniversitesi – 859
859 yılında Fas’ın Fez şehrinde kurulan El- Karaviyyin Üniversitesi, yaşının büyüklüğüyle ve ardındaki hikâyenin gücüyle de dikkat çeker. Guinness tarafından dünyanın en eski faal üniversitesi olarak kabul edilen bu kurum, Fatima el-Fihri adlı vizyoner bir kadın tarafından kurulmuştur. O dönem için olağanüstü sayılabilecek bu girişim, İslam dünyasının bilim, sanat ve düşünce hayatına damga vurmuştur. Medrese olarak başlayan okul, özellikle İslamın Altın Çağı boyunca astronomi, matematik ve felsefe alanlarında bir çekim merkezi haline geldi. Yüzyıllar boyunca hem akademik otoritelerin hem de öğrencilerin uğrak noktası olan El- Karaviyyin, 1963’te modern üniversite sistemine entegre edilerek bugünkü yapısına kavuşmuştur. Ancak tarihsel kimliğini kaybetmeden, klasik İslam bilimlerini modern düşünceyle harmanlayan yaşayan bir gelenek hâlinde eğitime devam eder. İbn Haldun’dan Leo Africanus’a, Maimonides’ten günümüz araştırmacılarına kadar pek çok ismin yolu buradan geçmiştir.
Kahire’nin kalbinde 970 yılında kurulan El-Ezher Üniversitesi, İslam dünyasının en güçlü entelektüel merkezlerinden biridir. Başlangıçta tamamen dini eğitim amacı taşıyan bir medreseydi. Zamanla siyasi ve toplumsal çalkantılar atlatmasına rağmen varlığını korudu. Akademik faaliyetleri bazı dönemlerde kesintiye uğrasa da üniversite hiçbir zaman sahneden tamamen çekilmedi. 1961 yılında resmen modern üniversite statüsüne kavuşarak bilim, mühendislik, ekonomi, tıp ve sosyal bilimler gibi laik alanlara da kapı açtı. Bugün El-Ezher, dünyanın en prestijli İslam üniversitesi olarak görülüyor ve özellikle Arap dili, teoloji ve İslam hukuku alanlarında referans kabul ediliyor. Üstelik dünyanın dört bir yanından öğrenciler Kahire’ye akın ediyor ve yüzyıllardır devam eden bu öğrenme geleneğinin bir parçası olmak istiyor.
3. Bologna Üniversitesi – 1088
1088 yılında kurulan Bologna Üniversitesi, Avrupa kıtasının en eski üniversitesi olmasının yanı sıra, universitas kavramını dünyaya hediye etmesiyle de özel bir yere sahiptir. Bu kavram, öğretmen ve öğrencilerin bir araya geldiği akademik topluluğu ifade eder ve bugün modern üniversite sisteminin ruhunu oluşturan temel fikirdir. Bologna, başlangıçta hukuk eğitiminin merkezindeydi; zamanla tıp, felsefe, sanat ve bilim alanlarında da güçlü bir yön haline geldi. Dante Alighieri ve Nicolas Copernicus gibi figürler bu üniversitenin koridorlarında yürüdü. Avrupa’nın akademik geleneklerini şekillendiren tartışmalar tam burada yapıldı.
4. Oxford Üniversitesi – 1096
1096 yılına uzanan akademik kökleriyle Oxford Üniversitesi, İngiltere’nin ve dünyanın en saygın eğitim kurumlarından biridir. İlk derslerin küçük gruplar halinde işlendiği, rahiplerin ve hukukçuların bulunduğu bir entelektüel topluluk olarak ortaya çıktı. Yüzyıllar geçtikçe bu küçük yapı, modern bilimin şekillendiği saygın bir araştırma merkezine dönüştü. Bugün 39 kolejden oluşan benzersiz sistemiyle öğrencilere bağımsız ve topluluk odaklı bir eğitim modeli sunuyor. Üstelik Stephen Hawking’den Tolkien’e, Malala’dan İngiltere başbakanlarına kadar uzanan muazzam bir mezunlar listesi vardır.
1150 civarında ortaya çıkan Paris Üniversitesi, Avrupa’nın düşünce hayatında adeta bir mıknatıs etkisi yaratan üniversitelerden biri. Orta Çağ’da teoloji ve felsefe tartışmaları burada şekillendi ve skolastik düşüncenin geleceğini belirleyen pek çok metin burada üretildi. Sorbonne adıyla ünlenen kurum, özellikle ilahiyat alanında döneminin en saygın yeriydi. Fransız Devrimi sırasında üniversite geçici olarak kapanmış olsa da kısa süre sonra yeniden farklı fakülteler şeklinde yapılanarak yoluna devam etti. Marie Curie’den Voltaire’e uzanan mezun listesi, Sorbonne’un ne kadar geniş bir yelpazede düşünür yetiştirdiğini gösteriyor. Bugün de Paris’in kültürel enerjisiyle bütünleşmiş bir üniversite olarak Avrupa’nın en güçlü akademik merkezlerinden biri olmaya devam ediyor.
6. Cambridge Üniversitesi – 1209
1209 yılında Oxford’dan ayrılan bir grup akademisyenin Cambridge’e yerleşmesiyle kurulan bu üniversite, kısa sürede bilimsel araştırmanın kalelerinden biri haline geldi. Matematikteki yenilikçi çalışmaları, deneysel bilimin gelişimine katkısı ve beşeri bilimlerdeki etkisi onu dünyaca ünlü bir kurum yapmayı başardı. Cambridge’in eğitim yaklaşımı, bire bir mentorluk ve küçük gruplarla yapılan çalışmalara dayanıyor. Bu da öğrencilerin konulara derinlemesine nüfuz etmesini sağlıyor. Charles Darwin, Francis Crick, Robert Edwards gibi bilim insanlarının burada yetişmesi, Cambridge’in dünyanın en yaratıcı zihinlerini nasıl beslediğinin kanıtıdır. Bugün de teknoloji ve girişimcilik dünyasının önemli bir parçası olan Cambridge, geleneksel ve yenilikçi bir ruh taşımayı başaran ender üniversitelerden biridir.
7. Salamanca Üniversitesi – 1218
1218’de kurulan Salamanca Üniversitesi, İspanya’nın en eski ve dünyanın en eski üniversiteleri arasında olarak ülkenin kültürel gelişiminde büyük rol oynamıştır. Başlangıçta bir katedral okulu olan Salamanca, dilbilgisi, hukuk ve teoloji dersleriyle ün kazandı. İspanyol dilinin akademik zemini, özellikle Antonio de Nebrija’nın çalışmalarıyla bu üniversitede şekillenmeyi başarmıştır. Salamanca, aynı zamanda Avrupa’da doktora derecesi veren ilk kurumlardan biridir. Ekonomi, hukuk ve beşeri bilimler alanındaki gücü tarih boyunca hiç azalmadan devam etmeyi başardı. Fray Luis de León’un burada yetişmiş olması, kampüsün edebi ve astronomik mirasını zenginleştiren unsurlar arasında. Bugün eski sınıfının korunmuş hali güncel olarak ziyaretçilere geçmişin atmosferini hissettiriyor.
1222 yılında Bologna’dan ayrılan akademisyenlerin Padova’da kurduğu bu üniversite, özgür düşünce arayışının bir sonucu olarak doğmuştur. Avrupa’nın ilk kalıcı anatomi tiyatrosunun burada kurulmuş olması, modern tıbbın temellerini atan en önemli gelişmelerden biridir. Üniversitenin astronomi, hukuk ve tıp alanlarındaki çalışmaları, Rönesans boyunca Avrupa entelektüel hayatına yön vermiştir. Galileo Galilei’nin burada öğretmenlik yapması, Padova’nın bilim tarihindeki yerini sağlamlaştırmıştır. Eleştirel düşünceye verilen önem, dönemin ve bugünün araştırmacıları için ilham kaynağı olmayı sürdürüyor.
9. Napoli Federico II Üniversitesi – 1224
1224 yılında II. Frederick tarafından kurulan bu üniversite, kamu tarafından desteklenen ilk yükseköğretim kurumu olmasıyla tarihe geçti. Laik bir yapıda kurgulanan üniversite, hukuk, sanat ve tıp alanlarında eğitim vererek Avrupa’daki birçok kurumdan farklı bir çerçeve çizdi. Tüm bunların dışında Thomas Aquinas gibi önemli düşünürlerin yolu bu üniversiteden geçti. Bugün Napoli Federico II Üniversitesi, sosyal bilimlerden mühendisliğe uzanan geniş bir yelpazede güçlü araştırma programlarına sahip. İtalya’nın kültürel çeşitliliğini akademik üretime yansıtan köklü bir kurum olmaya devam ediyor.
1229’da Paris Antlaşması sonrasında kurulan dünyanın en eski üniversiteleri arasında yer alan Toulouse Üniversitesi, başlangıçta bir teoloji okulu olarak işlev gördü. Zamanla hukuk, tıp, fen ve sanat alanlarına yayılan güçlü bir eğitim merkezi hâline geldi. Güney Fransa’nın akademik hayatına yön veren Toulouse, yüzyıllar boyunca bilimsel üretimin önemli duraklarından biri oldu. Bugün Toulouse, özellikle hukuk ve bilim alanlarında Avrupa’nın prestijli okullarından biri olarak kabul ediliyor. Şehirle bütünleşmiş öğrenim kültürü, üniversiteyi dinamik bir araştırma ortamına dönüştürmeyi başarmış.
11. Siena Üniversitesi – 1240
1240 yılında kurulan Siena Üniversitesi, İtalya’nın en eski kamu üniversitelerinden biri olarak Rönesans döneminde önemli rol oynamıştır. Başlangıçta hukuk ve tıp alanlarına odaklanan Siena, zamanla sanat ve bilim alanlarında da güçlü bir varlık gösterdi. Tarihi binaları, taş avluları ve zengin kütüphaneleri ile öğrencilere zamanın ağırbaşlı atmosferini hissettirmeye devam ediyor. Bugün Siena Üniversitesi, dünyanın en eski üniversiteleri arasında olarak uluslararası araştırma iş birlikleriyle modern dünyanın akademik haritasında hala güçlü bir konuma sahip.
12. Valladolid Üniversitesi – 1241
1241’de kurulan Valladolid Üniversitesi, Palencia’da başlayan bir eğitim girişiminin devamıdır. İspanya’nın en eski üniversitelerinden biri olan kurum, hukuk, beşeri bilimler ve fen alanlarında önemli akademik katkılar sağlamıştır. Orta Çağ’dan bugüne kesintisiz şekilde varlığını sürdürmesi, onu ülkenin akademik tarihinde özel bir yere taşır. Bugün Valladolid, geleneksel ve modern programlarıyla İspanyol yükseköğretimine yön veren güçlü bir kurum ve dünyanın en eski üniversiteleri arasında olmaya devam ediyor.
1290 yılında Lizbon’da kurulan Coimbra Üniversitesi, 1537 yılında günümüzdeki yerine taşınarak Portekiz’in en önemli akademik merkezine dönüşmüştür. Kampüsünün UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alması, üniversitenin tarihsel ve kültürel önemini açıkça gösterir. Hukuk, fen bilimleri, sanat ve beşeri bilimlerde güçlü bir geleneğe sahiptir. Coimbra’nın eski kütüphaneleri, avluları ve büyüleyici atmosferi, öğrencilerin tarihle iç içe bir eğitim deneyimi yaşamasını sağlıyor. Ülkenin kimliğini şekillendiren pek çok düşünürün yolu bu üniversiteden geçmiştir.
14. Floransa Üniversitesi – 1321
1321’de kurulan Floransa Üniversitesi, İtalya’nın kültürel yükseliş dönemine denk gelen bir akademik merkezdir. Rönesans sanatçılarının, filozoflarının ve bilim insanlarının bir araya geldiği bu şehirde üniversite, çok hızlı şekilde entelektüel bir merkez hâline gelmiştir. Machiavelli’den Michelangelo’ya kadar birçok isim bu üniversiteyle bağlantılıdır. Bugün Floransa Üniversitesi, modern bir eğitim yapısı içinde sanat, mühendislik, sosyal bilimler ve pek çok disiplinde program sunmaya devam ediyor. Genel olarak bu kurum, rönesans ruhunu modern araştırmayla birleştiren nadir kurumlardan biridir.
15. Charles Üniversitesi -1348
1348 yılında IV. Charles tarafından kurulan dünyanın en eski üniversiteleri arasında yer almayı başaran Charles Üniversitesi, Orta Avrupa’nın ilk üniversitesidir. Yüzyıllardır bölgenin kültürel ve politik düşüncesine yön veren bir merkez olmuştur. Hukuk, tıp ve beşeri bilimlerdeki gücü, üniversitenin Avrupa akademik tarihinde önemli bir rol üstlenmesini sağladı. Franz Kafka ve Nikola Tesla gibi figürler bu üniversitenin entelektüel dokusunun ne kadar geniş bir yelpazeye sahip olduğunu gösteriyor. Bugün Charles Üniversitesi, uluslararası iş birlikleri ve modern araştırma programlarıyla Avrupa’nın en saygın kurumlarından biri olmaya devam ediyor.