Dünya üzerinde seyahat ederken gördüğünüz yapılar sadece birer bina değil, aynı zamanda o bölgenin kültürüne, tarihine ve yaşam tarzına dair ipuçları taşıyan birer sanat eseri! Mimarinin gücü, bir toplumun geleneklerini, ihtiyaçlarını ve hayal gücünü taş üzerine kazımasında yatıyor. Suriye’nin binlerce yıllık avlulu evlerinden, Güney Afrika’nın Cape Dutch zarafetine kadar, her biri birbirinden büyüleyici detaylara sahip bu yapılar sizi adeta bir zaman yolculuğuna çıkaracak. Bu yazımızda, sizi farklı kıtalardan eşsiz mimari stillerle tanıştırıyoruz. Bazıları doğanın kalbinden oyulmuş, bazılarıysa yerel malzemelerle sıfırdan inşa edilmiş. Ama her biri, bulunduğu toprakların ruhunu yansıtan birer başyapıt. Hadi, hayal gücünüzü harekete geçirecek ve “Ben de burada yaşamalıyım!” dedirtecek bu mimari harikalara birlikte göz atalım! İşte dünyanın dört bir yanından geleneksel evler…
15. Avlulu evler – Suriye
Tarihe meydan okuyan bir konut tipiyle tanışmaya hazır mısınız? Suriye’nin geleneksel avlulu evleri, kökleri MÖ 3000’e kadar uzanan bir yaşam biçiminin ürünü! Bu evlerin en belirgin özelliği, evin ortasında yer alan ve etrafı odalarla çevrili merkezi bir avlu. İlham kaynağı ise göçebe kültürü: Çadırlarını dairesel şekilde kurarak ortada hayvanlarını koruyabilecekleri bir alan bırakmışlar. İşte bu fikir, kalıcı avlulu evlerin temelini oluşturmuş. Genelde üç katlı olan bu yapılar, bodrum katıyla yazın serinlik sunuyor, zemin katta yaşam alanları barındırıyor ve üst katlarda özel odalara ev sahipliği yapıyor. Yani hem estetik hem de işlevsellik bir arada!
14. Cape Dutch mimarisi – Güney Afrika
Biraz da Güney Afrika’ya uzanalım! Batı Cape bölgesinin simgesi haline gelmiş Cape Dutch mimarisi, Hollanda tarzı şehir evlerinin bir yansıması. Bu yapıların dikkat çeken yanı, girişin üzerindeki ve yanlarındaki karmaşık yuvarlak alınlıkları. Tabii bir de eşsiz bahçe tasarımı var: Ana bina, arkada üç tarafı çevrili bir bahçe veya veranda ile tamamlanıyor. Genelde beyaz badana kullanılan bu evlerin çatılarında ise sazlar tercih ediliyor. Zarafetin ve doğallığın harmanlandığı bu mimari, gözlerinizi kamaştıracak!
13. Kaya oyma mimarisi – Antik Mısır
Antik çağların dâhiyane mimarisiyle tanışmaya hazır olun: Kaya oyma mimarisi! Bu ustalık eseri yapılar, doğal kayaları oyarak oluşturuluyor. Mısır’daki II. Ramses Büyük Tapınağı, bu mimarinin en ikonik örneklerinden biri. MÖ 1280 civarında tamamlanan bu yapı, bir uçurumun içine oyulmuş. Yaklaşık 30 metre yüksekliğindeki devasa girişinde, Ramses’in tahtta oturduğu ve ayaklarının dibinde düşmanlarının tasvir edildiği heykeller bulunuyor. Bu büyüleyici yapının içine adım attığınızda ise dağın kalbine uzanan bir yolculuğa çıkıyorsunuz!
12. Mar del Plata – Arjantin
Arjantin’in Mar del Plata şehrinden doğan bu mimari stil, hem sade hem de etkileyici. 1935-1950 yılları arasında popülerlik kazanan Mar del Plata evleri, taş cepheleri ve dekoratif kütük çerçeveleriyle oldukça özgün. Üçgen alınlıkları, misyon kiremitli çatıları ve önlerinde yer alan rengarenk çiçek tarhları ise bu evleri adeta birer tabloya dönüştürüyor. Kaliforniya misyon mimarisinden ilham alınan bu tarz, sahil kasabalarının doğal güzellikleriyle buluşuyor.
11. Hanok – Kore
Kore’nin geleneksel evleri olan hanoklar, doğayla iç içe bir yaşamın kapılarını aralıyor. Bu evler, tamamen doğal malzemelerden yapılır ve çevreyle uyumlu bir şekilde inşa edilir. Hanokun çatıları, hafif kavisli çizgileriyle gökyüzüne doğru uzanırken zeminleri ise meşhur Ondol sistemiyle ısıtılır. Bu da kış aylarında bile sıcak bir yuva sağlar. Doğaya saygı, hanokların temel felsefesidir; arkasında bir dağ, önünde bir nehir olacak şekilde inşa edilmeleri tesadüf değil!
10. Izba – Rusya
Rusya’nın kırsal kesimlerine özgü izba evleri, sağlamlık ve sadeliğin bir arada sunulduğu yapılar. Tamamen kütüklerden yapılan bu evler, çivi gibi metal malzemeler kullanılmadan inşa edilir. Kütükler arasındaki boşluklar ise kil ile doldurularak izolasyon sağlanır. Çatısında üçgen alınlık ve altındaki küçük pencereler dikkat çeker. Daha eski izbalar, saman çatılar ve kirişlere oyulmuş at başı motifleriyle tanınır. Bugün bu nostaljik evleri açık hava müzelerinde görmek mümkün. Geçmişin zarif sadeliği, izbalarda hayat buluyor!
İlginizi çekebilir:
Görenlerin Dönüp Bir Daha Baktığı Mozaiklerle Süslenen Göz Kamaştırıcı Evler
9. Adobe evler – Kuzey Amerika
Kerpiç evler, sıcak ve kuru iklimin hâkim olduğu Meksika ve ABD’nin güneybatı bölgelerinde adeta kültürel bir simge haline gelmiş durumda. Peki, bu evler neden bu kadar özel? Çünkü kerpiç, güneşte kurutulmuş toprak (mesela kil) gibi malzemelerden yapılır. Düşünün ki bu yöntem tam 4.000 yıldır kullanılıyor! Evet, yanlış duymadınız. Kalın duvarları sayesinde, yazın sıcağında içerisi serin kalıyor. İlk olarak yerli gruplar bu tasarımı geliştirdi, ıslak toprağı yığınlar haline getirip güneşte kurutarak dayanıklı yapılar inşa ettiler. İspanyollar bu geleneksel yönteme tuğla yapımı tekniği ekleyince, kerpiç evler bugünkü halini aldı.
8. Taş evler – İrlanda
İrlanda’nın yemyeşil kırsalında, 18. yüzyıla dayanan taş evler karşınıza çıkar. Bu evler, zengin ailelerin büyük konaklarını taklit etmek için inşa edilmiş gibi görünse de, aslında yerel taşların akıllıca kullanımıyla zamanında her kesimden insana hitap ederdi. İnşaatta kullanılan taşlar, yük hayvanlarıyla taşınırdı. Evlerin tabanları ise sıkıştırılmış toprak ya da taşla döşenirdi. En dikkat çeken özelliklerinden biri, evin tam ortasındaki devasa şömineydi. Bu ısı kaynağı öylesine akıllıca kullanılmıştı ki, hemen arkasına yatak odası yerleştirilerek hem sıcaklık hem de konfor sağlanırdı.
7. Uzun evler – Kuzey Amerika bölgeleri
Kuzey Amerika’nın Iroquois yerli halkı, uzun evleriyle tanınır. Bu evler sadece barınak değil, aynı zamanda bir yaşam tarzının yansımasıydı. Karaağaç kabuğuyla kaplı direk çerçevelerden yapılan bu yapılar, yaklaşık 70 metre uzunluğa kadar ulaşabilirdi. Tek bir uzun ev, tüm bir klanı barındıracak kadar genişti! İç kısımda, hasır paspaslarla alanlar bölünür, yüksek tavanlardan asılan platformlar ise uyuma alanı olarak kullanılırdı. Tarihçiler, bu evlerin yaklaşık 60 kişiyi barındırabileceğini söylüyor. Şimdi bir düşünün, aynı çatı altında tam 60 kişi!
6. Hasır çatılı evler – İngiltere
Sazdan çatılar, İngiltere’nin kırsalında romantik bir manzara oluşturur. Saman, kamış ya da palmiye yaprakları gibi doğal malzemelerden yapılan bu çatılar, hem estetik hem de işlevsel. Yağmuru kolayca dışarı atar ve iç mekânın kuru kalmasını sağlar. Ayrıca yalıtım konusunda da oldukça başarılıdır. Bir zamanlar yoksullukla ilişkilendirilen bu tasarım, 19. yüzyılda unutulmuştu. Ama son 30 yılda adeta bir geri dönüş yaptı ve artık zenginliğin bir göstergesi haline geldi. Kim derdi ki eskiden “yoksul işi” olarak görülen bu çatılar, bugün lüksü temsil edecek?
5. Çim evler – İzlanda
İzlanda’nın çim evlerini görünce doğanın ve yaratıcılığın buluşmasına şahit olursunuz. 1.000 yıllık bu gelenek, diğer yapı malzemelerinin eksikliği nedeniyle ortaya çıktı. Taş bir temel ve ahşap çerçeve, çim bloklarıyla doldurulurdu. Dışarıdan bakıldığında ise evin en dikkat çeken kısmı, süslemelerle zenginleştirilmiş giriş kapısıydı. İlk çim evlerde merkezi bir ateş alanı ve hatta banyolar bile bulunurdu. Zeminler sıkıştırılmış toprak, taş ya da ahşapla döşenirdi. Bugün bile İzlanda’nın birçok yerinde bu evlere rastlamak mümkün. Hem estetik hem de çevre dostu!
İlginizi çekebilir:
Yükseklik Korkusu Olanların Önünden Bile Geçemeyeceği 6 İlginç Köy
4. Kütük evler – Kuzey Avrupa
Ormanlar ve kütüklerin bolca bulunduğu İsveç, Finlandiya, Norveç ve Rusya’nın Kuzey Avrupa’sında doğan bu evler, hem şirin hem de dayanıklı yapılarıyla dikkat çekiyor. Vikingler ve Orta Çağ dönemine kadar uzanan kütük evler, yatay yerleştirilen kütüklerden yapılıyor ve köşeleri çentiklerle birbirine oturtuluyor.
İlginç olan ne mi? 17. yüzyıl başlarında İsveçli göçmenler bu ev tarzını Kuzey Amerika’ya taşıdı! Öyle ki, bu evler Kızılderili kabileleri ve diğer kolonistler arasında hızla popüler oldu. Bugün hâlâ, sıcacık bir kütük evde şömine başında oturmanın keyfini hayal etmeyen var mı?
3. Jim Thompson evi – Tayland
Jim Thompson, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Tayland’a yerleşmiş bir mimar ve iş insanıydı. “İpek kralı” olarak anılan Thompson, Asya sanatına olan tutkusuyla tanınırdı. Büyük bir sanat koleksiyonu sergilemek için tasarladığı ev, bugün Tayland’ın en popüler müzelerinden biri!
Bu ev nasıl mı inşa edildi? Altı geleneksel Tayland evi, Ayutthaya ve Bangkrua bölgelerinden nehir yoluyla taşınarak birleştirildi. Evlerin bazıları yükseltilmiş platformlar üzerine yerleştirildi ve hepsi merkezdeki merdivenlerle birbirine bağlandı. En etkileyici kısmı ise, oturma odası olarak kullanılan ana ev! Ancak Thompson’ın hikâyesi bir gizemle sonlanıyor; 1967 yılında kaybolan Thompson’ın evi bugün James HW Thompson Vakfı tarafından yönetiliyor.
2. Siheyuan evi – Çin
Eğer Çin’e yolunuz düşerse, Siheyuan tarzı evleri mutlaka görmelisiniz. Ortasında yemyeşil bir avluya sahip bu dikdörtgen evler, dört binadan oluşur. Kuzey-güney yönündeki iki bina ana ev, doğu-batı yönündekiler ise yan binalar olarak bilinir.
En ilginç detayı mı? Evin güneydoğu köşesindeki giriş, iki aslan heykeliyle korunur. Ayrıca, doğaya uyumlu tasarımıyla dikkat çeker; kuzey binası su elementine göre yerleştirilmiştir ve yangından koruduğuna inanılır. Sadece evler mi? Bu tasarım, Çin’de tapınaklar, manastırlar ve saraylarda da kullanıldı. İki bin yıldır kullanılan bu stil, geleneksel Çin mimarisinin kalbini oluşturur.
1. Yurt – Orta Asya
Ve işte Yurtlar! Moğolistan’dan tüm Orta Asya’ya yayılan bu dairesel evler, göçebe yaşamın simgesi. Geleneksel olarak yün keçe ve hayvan derileriyle kaplanan ahşap çerçeveleri, kötü hava koşullarına meydan okur.
Peki, modern yurtlar? Onlar ekstra branda katmanlarıyla daha dayanıklı hale getirilmiş durumda. En havalı özelliği ise tavanın ortasındaki duman çıkış deliği! Bu yapı, binlerce yıllık geçmişiyle adeta tarih kokuyor. Üstelik sadece kırsal alanlarda değil, bugün şehir merkezlerinde bile bu yapılar görülebiliyor.
Bonus: Geleneksel Türk evleri
Tabii ki geniş kültürümüzde geleneksel evlerimiz de var! Türk evleri, Orta Asya’dan gelen kökleriyle zengin bir mimari mirasa sahip. Anadolu’nun coğrafi ve kültürel farklılıkları, Orta Asya’dan gelen Türk kültürünün etkileriyle harmanlanarak bu evlerin tasarımında belirgin bir süsleme ve yapı tarzı oluşturdu. Türk evlerinde planlama, sofaya dayalı. Sofalar, evlerin ortasında bulunan geniş koridorlar olup, odalar genellikle bu sofalara açılıyor. Geleneksel Türk evlerinde geniş alanlar, bahçe, ahır, tandır, kiler gibi işlevlerle donatılıyor. Geleneksel evler yazımızın sonuna geldik.
Kaynak: 1