Her kültür, çocukların nasıl eğitilmesi gerektiği konusunda kendine özgü gelenekler, değerler ve pedagojik yaklaşımlar geliştirir. Bu yaklaşımlar, toplumların tarihsel gelişimi, coğrafi konumu, ekonomik koşulları ve kültürel inançları doğrultusunda şekillenir. Sonuç olarak, eğitim sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda o toplumun kimliğini, değerlerini ve yaşam biçimini geleceğe taşıyan bir köprü görevi görür. Dünyanın farklı bölgelerinde, bazen zorlu doğa koşulları altında yaşayan topluluklar bile eğitim sistemlerini bu koşullara uyarlamayı başarmışlardır. Bu sistemlerin her biri, o toplumun hayatta kalma ve gelişme mücadelesinin bir yansımasıdır. Peki, Afrika’nın çöl bölgelerinde yaşayan çocuklar nasıl eğitim görüyor? Ya da dünyanın dört bir yanındaki öğrencilerin giydiği okul üniformaları hangi tarihsel süreçlerle bu kadar yaygın hale geldi? Farklı coğrafyaların ve kültürlerin çocuk eğitimine dair yaklaşımları, küresel eğitimin ne kadar çeşitli ve ilgi çekici olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Gelin, dünya çapındaki okullar hakkında ilginç bilgilere birlikte yakından bakalım.
1. Japonya: Öğrenciler okullarını kendileri temizliyor
Japonya’da öğrenciler, “o soji” adı verilen bir gelenekle, her okul gününün sonunda sınıflarını temizlerler. Çöpleri toplar, yerleri süpürür ve hatta tuvaletleri temizlerler. Bu uygulamanın, karakter gelişimi, takım çalışması ve çevreye saygıyı teşvik ettiği düşünülüyor. Ayrıca öğrenciler, dışarıda giydikleri ayakkabıları okula girerken çıkararak “uwabaki” denilen özel terlikleri giyerler. Böylece sınıf ortamı da temiz tutulmuş olur.
2. Almanya: Çocuklar okula dev bir külah ile başlıyor
Almanya’da, çocukların okula başlamaları oldukça renkli bir gelenekle kutlanır. “Schultüte” adı verilen büyük bir karton koni, içi oyuncaklar, şekerlemeler ve okul malzemeleriyle doldurularak öğrencilere verilir. Bu gelenek, 19. yüzyıldan beri sürüyor ve çocukların okulun “ciddi” dünyasına adım attıklarını sembolize ediyor.
3. Avustralya: Kırsal bölgelerde yaşayan çocuklar radyo ile eğitim alıyor
Avustralya’nın kırsal bölgelerinde, okullara gitmek çok zor olabilir. Bu nedenle, 1951 yılında başlayan “School of the Air” projesi aracılığıyla çocuklara radyo yoluyla eğitim veriliyor. Öğrenciler radyo üzerinden öğretmenleriyle bağlantı kurar, derslerini alır ve ödevlerini posta yoluyla gönderirler. Günümüzde ise internet sayesinde, canlı videolu dersler yapılabiliyor.
4. Finlandiya: Çocuklara neredeyse hiç ödev verilmiyor
Finlandiya’da okullar, genellikle günde sadece 5 saat açık ve öğrencilere çok az ödev veriliyor. İlginç olan ise, bu kısa ders süresine rağmen Finlandiya’nın dünya genelinde en iyi eğitim sistemlerinden birine sahip olması. Finlandiya, nitelikli eğitime odaklanırken, birçok Asya ülkesinde öğrenciler günde 8,5 saat okula gitmek zorunda kalıyor.
İlginizi çekebilir:
Kendine Has Muhteşem Özellikleriyle Dünyanın Farklı Yerlerinden 9 Sıra Dışı Okul
5. İngiltere: Okul üniformaları ilk bu ülkede giyildi
Dünyanın ilk okul üniformaları, İngiltere’deki Christ’s Hospital School’da 1552 yılında kullanıldı. Bu okulun öğrencileri, mavi ceket ve sarı çoraplar giyiyordu. Hâlâ birçok okulda tartışma konusu olsa da, üniformaların disiplini artırdığına dair bazı araştırmalar bulunuyor.
6. Bangladeş: Yüzen okullar aracılığıyla eğitim yapılıyor
Bangladeş’teki muson mevsimi, sel baskınları nedeniyle çocukların okula gitmesini zorlaştırıyor. Ancak 2002 yılında başlatılan bir girişim sayesinde, çocuklar yüzen okullar aracılığıyla eğitim görmeye başladı. Bu tekneler, solar enerjiyle çalışıyor ve internet bağlantısına sahip. Modern sınıflarda bulunan her türlü ekipman bu yüzen okullarda da mevcut.
7. ABD: Horace Mann kamu eğitiminin babası olarak biliniyor
Amerikan eğitim sisteminin temelleri, 19. yüzyılda Horace Mann adlı bir eğitim reformcusu tarafından atıldı. Mann, evrensel halk eğitiminin çocukları disiplinli ve bilinçli bireyler haline getireceğine inanıyordu. Vergilerle finanse edilen okulları teşvik etti ve iş insanlarını bu sistemin daha eğitimli bir iş gücü yaratacağına ikna etti. Bu sebeple, “Amerikan kamu eğitiminin babası” olarak bilinir.
8. Hindistan: Ücretsiz öğle yemeği programıyla çocukların beslenmesine dikkat ediliyor
Hindistan’daki “Midday Meal Scheme” programı, her gün 120 milyon çocuğa sıcak öğle yemeği sağlıyor. 1955’te başlayan bu program, ülkedeki 1,27 milyon okulda uygulanıyor. Her öğün, belirli bir kalori, protein ve sebze miktarını içermek zorunda. Bu program, çocukların okulda daha iyi odaklanmalarını sağlıyor.
İlginizi çekebilir:
Bazıları Tarihten İzler Taşıyor: 16 Farklı Ülkenin Birbirinden İlginç Okul Formaları
9. Fransa: 1956 yılına kadar çocuklar okullarda şarap içebiliyordu
Şarap, Fransız kültürünün önemli bir parçası. 1956 yılına kadar, 14 yaşından büyük öğrenciler öğle yemeklerinde şarap içebiliyordu. Bu alışkanlık, çocukların şarap tadına alışması için popüler hale getirildi. Ancak 1981’den sonra bu gelenek sona erdi.
10. İtalya: Montessori eğitim sistemi sayesinde çocuklar keşfederek öğreniyor
Maria Montessori, çocukların keşfederek öğrendiğine inanıyordu ve onları kalıplara sokmanın eğitimi engellediğini savunuyordu. Montessori okullarında, çocuklar serbestçe hareket edebilir, kendi ilgi alanlarına yönelik aktiviteler seçebilir. Bu yöntem, dünya genelinde pek çok okulda benimsenmiş durumda.
11. İsveç ve Danimarka: Orman okullarında ders yapılıyor
İsveç ve Danimarka’da, öğrenciler orman okullarında eğitim görüyor. Bu okullarda, öğrenciler doğada matematik ve fen öğrenirken, sosyal becerilerini de geliştiriyorlar. Ağaçlara tırmanmak ve ateş yakmak gibi aktivitelerle, kendi güvenliklerini nasıl sağlayacaklarını öğreniyorlar.
12. Birleşik Krallık: Kuralları öğrenciler koyuyor
İngiltere’deki Summerhill Okulu, demokratik okul anlayışının öncüsü. Bu okullarda, öğrenciler ders programlarından kurallara kadar her konuda söz sahibidir. Bazı okullarda öğrenciler, öğretmenleri işe alma ya da işten çıkarma konusunda bile oy kullanabiliyorlar.
13. Kolombiya: Zipline ile okula gidiliyor
Kolombiya’nın ücra köylerinde çocuklar, okula gitmek için zipline kullanmak zorunda kalıyorlar. Tehlikeli bir yürüyüş yerine zipline ile hızla okul yolunu aşan çocuklar, zorlu coğrafi şartlarla mücadele etmek zorunda.
Kaynak: 1