Türkiye’de müze gezmeyi bıraktık, yurt dışına açıldık. Seyahat dergilerinin, rehberlerin bas bas bağırdığı “Bunu görmeden dönmeyin!” klişelerine biz de ortak olduk. Bu sebeple fotoğraf çekmeye doyamayacağınız, oraya gitmekle bir ömür gurur duyacağınız, eşe dosta ballandıra ballandıra anlatacağınız, dünya müzelerinden en güzellerini derledik.
Gün gelir yolunuz bu ülkelere düşer diye hazırladığımız bu pek sanatlı listemiz huzurlarınızda.
Rijksmuseum / Amsterdam
Yeni yıl, Christmas derken, şimdi tam sırası. Kanal turu yaptıktan, dans eden evleri gördükten, biranın yapılışını görmek için Heineken Experience’e gittikten, seks müzesini ziyaret ettikten hemen sonra nihayet bu müzeye de uğrayabilirsiniz. Kendisi Hollanda’nın ulusal müzesidir. Gotik ve rönesans karşımından olan binası pek bir gösterişlidir.
İçinde Hollanda’nın Altı Çağı’na ait geniş bir koleksiyon barıdıran müzede 8 bin obje var. Az değil!
The Metropolitan Museum of Art / New York
Şimdi “24 Saat Uyumayan Şehir”deyiz. Açıkçası zamanınız bolsa bu müzeye gitmenizi öneririz. Yok sadece bir haftalık falansa, şehri ziyan etmeyin, kendinizi de kapalı alana hapsetmeyin. New York’ta hayat sokakta güzel.
Müzeye dönelim; Kendisi sadece Amerika’nın değil dünyanın da en büyük müze özelliğini taşıyor. Çağdaş sanat, antik ve klasik Amerikan sanatı ve orta çağ sanatına dair bir sürü koleksiyonla karşılaşabilirsiniz.
Louvre / Paris
Açıkçası bahçesi müzenin içinden daha çok sevilir diye düşünsek de, “Buraya kadar geldik, girmesem ayıp olur” mantığıyla şöyle bir girdik. Pek hoş pek tatlı. Kocaman olan bu müzede elinizde bir harita da olmasa olur yani. Nerede önemli görülesi bir şey var, önü insan kalabalığı zati. Hedefini ona göre seçebilirsin. Hepsini dolaşmak isterseniz bu müze için 2 caanıım günününüzü vermek zorundasınız. İçinde tam tamına 380.000’den fazla obje ve sergilenen 35.000 sanat eseri var.
Bahçesinde huzur bulmayı ihmal etmeyin.
The Acropolis Museum / Athens
Yanı başımızdaki komşu müzesi. Atina’ya gidecekseniz bunun bir kültür turu olduğuna karar veriyoruz ve bu müzeyi sona saklayın ya da şurada burada gezin demiyoruz. Listenizin başına almanız gereken bu yer cidden gidilesi bir müze.
Akropolis’in pek yakınında modern bir bina içerisinde yer alan müzede Antik Yunan’dan kalma 4 bin kalıntı itinayla sergileniyor.
2009 yılında açılan bu müze, Yunan kültürünün de başlıca sembolü. 11 yıl süren yapımı İsviçreli ünlü mimar Bernard Tschumi üstleniyor.
British Museum / London
Geldik kasvetinden kurtulamadığımız Londra’ya.
Etnografyayla ilgilenen arkadaşlar varsa buraya fena hâlde tutulacağına eminiz. Çünkü müzenin içinde dünyada yaşamış birçok ırkın başlangıcına ve bitişine ait belgeler, heykeller, çizimler var.
Müzenin en ilgi çeken bölümü ise; mumyaların, tabutların, Ramses Firavunu’nun olduğu Mısır koleksiyonu.
Tek güne sığmaz, ona göre!
American Museum of Natural History / New York
Yine New York’tayız. Sizi illa bir müzenin içene sokmaya niyetliyiz.
Bu müzemiz Central Park’ın hemen yanında. Gitmeden ya da sonrasında oturup keyif yapabileceğiniz, kahvenizi yudumlayabileceğiniz yemyeşil bir park var en azından.
Müze, 32 milyon obje ile çoluk çocuğun, yaşlı amcanın ilgi odağı olmayı başarıyor. İçinde dinazor fosilleri, Maya ve İnka’lara ait kalıntılar, ağaç kökleri gibi hayli şaşırtıcı objeler var.
Egyptian Museum / Cairo
Eğer Bristis Museum’a giderseniz, Mısır koleksiyonundaki gördüğünüz şeyler sizi kesmezse sizi buraya alalım. Çünkü Mısır’ın tarihine dair pek çok şeyi burada bulabilirsiniz.
Müze; Mezar Odaları, Eski Krallıkların Anıtları, Tutankamon Hazinesi gibi tam 7 bölümden oluşuyor.
1902 yılında resmen açılan ve Neo-Klasik tarzda inşa edilen müze binasının mimarı Fransız Marcel Dourgnon.
Uffizi Gallery / Florence
Şimdi ise “Çiçekler Şehri” Floransa’dayız. “Açık hava müzesi konumundaki Floransa’da bir de müzeye ne gerek var?” diye sorabilirsiniz. Ama gerek olmasa zaten bu listede ne işi var 🙂
İçinde görülesi o kadar çok şey var ki, müzenin kuyruğu hiç eksik olmuyor. Michelangelo, Rembrandt, Raffaello, Botticelli gibi fazlasıyla ünlü sanatçıların eserlerini görmek için ayaklara kara sular ininceye kadar geziliyor. Müzenin en ilgi çeki eseri ise Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu” isimli eseri.
Musee d’Orsay / Paris
Sanat ile ilgili bir liste hazırlayacağız ve Paris’ten sadece bir kez mi söz edeceğiz sandınız? Yok öyle. Şimdi Seine Nehri’nin sol yakasındayız.
Eskiden bir tren garı olan bu yer şimdilerde Monet, Degas, Renoir, Cezanne, Gustave Courbet, Van Gogh gibi isimlerin eserlerine ev sahipliği yapıyor.
Ağır bir işçilikle yapılan müzenin tavanı tam instagramlık!
Tate Modern / London
“Eski bir fabrikadan modern sanat müzesi nasıl yaratılır?” sorusunun cevabı Tate Modern.
Thames nehrinin kıyısında. Turistlerin âdeta akın ettiği bir konumda. Tate Modern’i gezdikten sonra; Shakespeare’s Globe, Borough Market ve Millenium köprülerini aynı günde görme şansınız var.
Müzeye dönecek olursak; 7 katının hepsini gezebilir, arada durup kafelerinde mola verip, en üst katta fotoğraf çekebilirsiniz.
Museum of Modern Art / New York
Nam-ı diğer MoMA. Manhattan’da olan bu müzemiz, Rockeeller Plaza’nın birkaç sokak ilerisinde.
Modern sanat alanında aklınıza gelebilecek her şeyi burada bulabilirsiniz.Warhol’dan Lichtenstein’a, Hatoum’dan Picasso’ya, Frida Kahlo’dan Dali’ye Van Gogh’a Edward Hopper’a kadar modern ve çağdaş sanatın en ünlü sanatçılara ait eserleri burada bulabilirsiniz.
Hatta burada 13. İstanbul Bienali’nde gördüğümüz Halil Altındere’nin “Wonderland” isimli videosu da var.
Art Institute of Chicago / Chicago
The Metropolitan Museum of Art’dan sonra Amerika’nın ikinci büyük müzesi budur. Bir diğer özelliği ise dünyanın en önemli empresyonist ve post-empresyonist koleksiyonuna sahip olması.
Monet, Renoir, Van Gogh, Edward Hooper, Henri Matisse, Paul Cezanne eserlerinin müzede sergilendiği ünlü sanatçılar arasında.
Inhotim /Brumadinho, Brazil
Şimdi yeşile doymama zamanı. Brazilya’da olan bu botanik bahçe ve çağdaş sanat müzesi 5.000 dönümlük arsa üzerine inşa edilmiş. Büyüklüğünü artık siz düşünün!
4500 farklı bitki türünü bir arada görebileceğiniz bu yer çağdaş sanat koleksiyonuna da sahip.
Borghese Gallery / Rome
Öncelikle bu müzenin kurallarını iyi bilmek gerekir: Ziyaret için önce randevu almalısınız. Müzeyi öyle “doya doya rahat rahat geziyim” olmaz! Sadece 2 saatiniz var, ona göre!
1644 yılında Papa Paul V ‘nin yeğeni tarafından yaptırılan müzede heykeller, yağlıboya tablolar, vazolar ve Bernini heykellerini görebilirsiniz. Sadece bunlarla sınırlı değil tabii, Borghese Gallery’nin gösterişli duvarları tavanı dakikalarca izlenmeye değer.