Birleşmiş Milletler (BM) 1992 yılında, engelli bireylerin yaşadıkları zorluklara dikkat çekmek amacıyla 3 Aralık tarihini Dünya Engelliler Günü ilan etti. BM, engelli bireyleri “kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtsal ya da sonradan meydana gelen herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar” olarak tanımlıyor. Dünya Sağlık Örgütü ve çeşitli uluslararası kuruluşların raporlarına göre, engelli bireyler dünyanın en fazla ötekileştirilen grupları arasında yer alıyor. Engellilik hem birey hem de yakınları için zorlu hayat koşullarını beraberinde getiriyor. Bir de üstüne toplumsal alanda ayrımcı tutum ve davranışlara maruz kalıyorlar. Bu durum onların sosyal hayata entegre olmalarını büyük ölçüde etkiliyor. Sadece bir gün değil yılın her günü engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırmak için yapacağımız pek çok şey bulunuyor.
Dünya nüfusunun hızla yaşlanması ve kronik hastalıkların küresel ölçekte artış göstermesi engelli birey sayısının her geçen gün artış göstermesine neden oluyor
Resmi verilere göre, engelli bireyler dünya nüfusunun yüzde 15’ini oluşuyor. Türkiye’de ise yaklaşık 5 milyon engelli vatandaşımız bulunuyor. Avrupa Birliği ülkelerinde engelli bireylerin yüzde 25’i ilkokul aşamasından sonra okulu bırakıyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 60! OECD raporlarına göre engellilerin yoksulluk ve sosyal dışlanmışlık riski; Avrupa ülkelerinde yüzde 29, Türkiye’de ise yüzde 77. İstatistikler, engelli bireylerin sorunlarına çözüm yolu üretmenin zorunlu bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Engelliler için kurulmuş kütüphaneler, özel olarak tasarlanan tablolar gibi güzel uygulamalarla karşılaşsak da bu konuda daha çok yol katetmemiz gerekiyor. Engelli bireyler engelli olmayan bireylerle eşit yaşam koşullarına sahip olmalı. Bunun için hepimize düşen görevler bulunuyor.
İletişimsizlik ve ilgisizlik engelli bireylerin hayatlarını zorlaştıran en önemli konuların başında geliyor
3 Aralık Dünya Engelliler Günü, tüm dünyada engelli bireylerin sorunlarına dikkat çekmek için belirlenmiş bir gün. Dikkat çekilmesi gereken en önemli konu ise iletişimsizlik ve sevgisizlik. Engelli bireyler siyaset, eğitim ve istihdam gibi pek çok alanda sosyal dışlanmaya maruz kalıyor. Sosyal dışlanma temel olarak farklı olanı yadırgama anlayışı çerçevesinde şekilleniyor. Bu durum ise öz güven kaybı, depresyon, içe kapanma, öfke ve toplumdan kopma gibi durumları beraberinde getiriyor. Peki böyle bir durumda ne yapabiliriz? Temel düzeyde işaret dili öğrenebilir, “acıma duygusu” yerine engelli bireyleri her konuda cesaretlendirebilir, hoşgörülü olabilir ve ön yargılı düşüncelerimizi bir kenara bırakabiliriz. Sosyal ilişkilerde engelli bireylere acıma duygusuyla yaklaşmak kendilerini “öteki” olarak hissetmelerine neden olabilir. 2010 yılında Türkiye’de yapılan bir araştırmada engelli bireyler, temelde kasıt olsun ya da olmasın kendilerine acındığını hissettiği için kamusal alanda yer almak istemediklerini belirtmiştir. Şüphesiz iletişimsizlikten kaynaklanan ön yargılar ötekileştirmeyi ve toplumsal yabancılaşmayı doğuruyor. İletişimde ve sevgide engelleri kaldırarak toplumsal yabancılaşmanın önüne geçebiliriz.
Engelli bireylerle iletişim kurarken terminolojiye uygun kelimeler seçmeye özen gösterilmeli
Bazı kelimeler ve cümleler engelli kişiler için oldukça rahatsız edici olabilir. Her ne kadar farkında olmasak da engelli bireylere yönelik kullanılan kelimelerin çoğu saldırgan bir nitelik taşıyor. Bundan uzaklaşmalıyız. Herhangi bir kişiyle nasıl iletişim kuruyorsak engelli bireylerle kurduğumuz iletişim de o şekilde olmalı. Acıma ve saldırgan bir dil kullanmadan, doğru iletişim kurmayı öğrenmeliyiz.
Engelli bireylerin ulaşım imkanlarını geliştirmek için her türlü tedbir alınmalı
Çevresel faktörler, engelli bireylerin günlük aktivitelere katılmasının önündeki en büyük engel olarak görülüyor. Kaldırıma çöp kutusu yerleştirirken, araba park ederken ya da esnaf kaldırıma masa sandalye yerleştirirken aklımıza maalesef engelli bireylerin yaşayacağı zorluklar gelmiyor. Onların sosyal hayata katılmalarını desteklemek için ilk olarak çevresel düzenlemelerden başlayabiliriz. Tekerlekli sandalye ya da bastonuyla kaldırımı kullanamayan engelli bireyler kendilerini sosyal anlamda oldukça yalnız hissedebilir. Engelli bireylerin hayat standartlarını yükseltmek, toplum olarak hepimizin sorumluluğu. 3 Aralık Engelliler Günü olan bugünde farkındalık oluşturarak engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırabiliriz.
Engelli bireylerin günlük hayatlarına kolayca devam edebilmeleri için onlara ayrılmış otopark alanları boş bırakılmalı
Ne yazık ki engelliler için ayrılmış park alanlarına araçlarımızı bırakmakta hiçbir beis görmüyoruz. Emniyet Genel Müdürlüğü geçtiğimiz Temmuz ayında Türkiye genelinde yaptığı denetlemede sadece bir günde engelli bireylerin park alanlarını kullanan 1197 sürücüye işlem yaptı. Bu alanları engelli olmayan kişilerin kullanması büyük hak ihlali yaratırken trafik nedenli mağduriyetleri de artırıyor.
Çevre düzenlemesinin en önemli yöntemi engelli bireylerin hayatını kolaylaştıracak yardımcı teknoloji ürünlerinin temin edilmesidir
Yardımcı teknoloji ürünleri, bireylerin çevresel engellerin üstesinden gelebilmesi için tasarlanmıştır. Bu ürünler otobüste, durakta, kafede, kütüphanede kısacası her yerde engelli bireylerin toplumla ve çevreyle bağlantı kurmasını sağlar. Engelli asansörleri, sesli sinyalizasyon sistemleri, zıt ışıklı uyarı mekanizmaları, kaldırımlarda kaymayı önleyen pürüzlü kaplamalar, akıllı kent mobilyaları bunlardan sadece bazılarıdır.
Parklar ve spor salonları gibi fiziksel olarak aktif olduğumuz yerleri, engelli bireylerin yararlanabileceği şekilde yeniden düzenlemeliyiz
Engelli bireyleri fiziksel olarak daha aktif hale getirmek için gerekli çabayı göstermeli ve iş birliği içinde olmalıyız. Fiziksel aktiviteler bireylerin, kimlik duygularını ve sosyal becerilerini geliştirir. Yerel yönetimler, üniversiteler, spor kulüpleri, sivil toplum kuruluşları ortak bir noktada buluşarak fiziksel aktivitenin önünde bulunan engelleri kaldırabilir.
Engelli bireylere yardım etmeden önce yapabileceğiniz bir şey olup olmadığını sorun
Bazen, engelli bir birey sosyal hayatında rutin işlerini yaparken bize zorlanıyormuş gibi görünebilir. Yaptığı iş belki biraz uzun sürebilir ancak bu durum mutlaka yardıma ihtiyacı olduğu anlamına gelmez. Hiç kuşkusuz yardım etmek isterken bunu iyi niyetle yapıyoruz. Eğer engelli bir bireyin yardıma ihtiyacı olabileceğini düşünüyorsanız, sadece sorun. Yardım teklifinizi reddediyorsa gücenmeyin ve yolunuza devam edin.
Engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırmak için sosyal sorumluluk projeleri geliştirebilir ya da var olan projelerde görev alabiliriz
Engelliler günü gibi farkındalık oluşturma dönemlerinde toplumu bilinçlendiremeye yönelik faaliyetler organize edebiliriz
Bu listeyi uzatmak ve çeşitli engellere yeni çözüm yolları üretmek mümkün. Her şeyden önce engelli bireylerin toplumsal alanda yaşadığı sorunlardan ya da ihtiyaçlarından haberdar olmamız gerekiyor. Bunun için yapmamız gereken tek şey ise sadece farkındalık oluşturmak.