İnsanlık yüzyıllardır, “Oralarda, bir yerlerde kimse var mı?” sorusunun cevabını arıyor. Bilim insanları bu soruya yanıt vermek için uğraşırken birçok astronomik buluş gerçekleşti. Bu süreçte çılgın teoriler ortaya atıldı, hatta gezegenlerle ilgili bazı teoriler kanıtlandı. Ancak binlerce araştırmadan sonra dahi dünya dışındaki yaşama dair iz bulunamadı. Peki bu arayış nasıl başladı? İşte dünya dışı yaşam arayışı hakkında bilmeniz gerekenler…
1. Galileo Galilei
İnsanlığın uzaydaki yaşam arayışı 17. yüzyılda başladı. Galilei’nin 17. yüzyılın başlarında yaptığı teleskop, gökyüzünün uzak noktalarını incelemeye imkan sağladı. O dönemlerde Ay yüzünde görülen karanlık noktaların, çok büyük okyanuslar olduğu düşünüldü. Öyle ki bu noktalara, Latince “denizler” anlamına gelen “maria” ismi verildi. Günümüzde bu karanlık noktaların koyu renkli bazalt düzlükleri olduğunu biliyoruz.
2. Marslılar neye benziyordu?
Astronom William Herschel, 19. yüzyılda kızıl gezende yaşayan marslıların, ortalama bir insandan daha uzun olduğunu düşünüyordu. Herschel, Galilei’nin yaptığından daha güçlü bir teleskopla kızıl gezegenin büyüklüğünü, mevsimlerini ve günlerin uzunluğunu hesapladı. Ona göre Mars, Dünya’dan çok daha küçüktü. Bu nedenle yer çekimi de daha az olmalıydı. Bu da Mars’ta yaşayan insanların daha uzun olacağı anlamına geliyordu.
3. Satürnlü kuzenlerimiz daha mı zekiydi?
Dünya dışı yaşam arayışı bazen çok çılgın teorilerin ortaya atılmasına neden oldu. Ünlü filozof Immanuel Kant, dünya dışında yaşayan canlıların zekasıyla ilgili ilginç bir tespit yaptı. Ona göre bu canlıların zekası, yaşadıkları gezegenin güneşe olan mesafesiyle doğru orantılıydı. Bu anlamda, o dönemlerdeki uzay keşifleri göz önüne alınırsa Satürnlüler, evrenin en zeki canlıları olmuş oluyordu.
4. Uzaylılar da nüfus sayımına dahil
Fen öğretmeni ve papaz Thomas Dick, 1848 yılında uzaylıların sayısını hesaplamaya çalıştı. O dönemde İngiltere’de mil başına 280 kişi yaşıyordu. Dick, uzaydaki nüfus yoğunluğunun da İngiltere’ninkine benzer olabileceğini düşündü. Böylece güneş sisteminde 22 trilyon kişinin yaşıyor olabileceği tahmininde bulundu.
5. Uydularda yaşam var mı?
Geçmiş dönemlerde dünya dışı yaşam arayışı için en iyi yerlerin yakın gezegenler olduğu düşünülüyordu. Ancak sonradan Jüpiter’in yörüngesinde dönen Europa ve Satürn’ün uydusu Enceladus incelenmeye başladı. Her iki uyduda da kalın bir buz tabakasının altında su bulunuyor. Buz altındaki suların donmasını önleyen bir ısı kaynağı olabileceği düşünülüyor. Bilim insanlarına göre bu ısı kaynağı, uyduların çekirdeğinde üretilerek, hidrotermal yarıklardan yüzeye salınıyor olabilir.
6. Uydularda yaşam varsa canlılar neye benziyor?
Bilim insanları su bulunan uydulardaki canlıların görünümlerine dair basit bir fizik bilgisini ön plana çıkarıyor. Bu sularda yaşayan canlılar varsa, av yakalamak ya da av olmaktan kurtulmak için hızla hareket etmeleri gerekir. Bu nedenle uydulardaki sularda yaşayan canlılar köpek balığı, yunus ve kalamar gibi aerodinamik bir şekilde olabilirler.
7. Çok uzaktaki dünyalar
Bilim insanları sadece Samanyolu Galaksisi’nde dünyaya benzer kırk milyar gezegen olabileceğini düşünüyor. Astronomlar bu tahmini yaparken, güneş sistemi dışındaki 3800 gezegeni incelediler. Yapılan hesap tüm galaksilere uyarlandığında, milyarlarca gezegen olduğu ortaya çıkıyor. Bu gezegenlerden herhangi birinde yaşam olabileceği düşünülüyor. Bu nedenle uzayın en derin noktalarına ulaşmak için yeni teknolojiler üretiliyor.
8. Yaşam belirtileri nasıl aranıyor?
Astronomlar güneş sistemi dışında gezegen ararken, bio-imza olarak isimlendirilen gazları inceliyor. Bu gazlar, yaşam belirtisi olarak kabul ediliyor. Termitlerden ineklere kadar, dünyadaki birçok canlı metan gazı salgılıyor. Ancak metan gazını yanardağlar da üretebiliyor. Dolayısıyla metanla birlikte güneş ışınlarının doğal bir şekilde oluşturduğu oksijen ve ozon gibi diğer gazlar da uzayın uzak bölgelerinde aranıyor.
9. Yaşama elverişli bölgeler var mı?
Evrenin büyüklüğü anlatılırken, Dünya’nın noktadan daha küçük bir boyutta kaldığı söyleniyor. Peki dünya dışı yaşam bulunmak isteniyorsa nerelere bakmalıyız? Bilim insanları güneş sistemi dışındaki bölgelere odaklanılması gerektiğini düşünüyor. Bu gezegenin kendi güneşinden çok uzak ya da çok yakın olmaması gerektiği belirtiliyor. Yani ne çok soğuk ne de çok sıcak bir gezegende yaşam koşullarının oluşmayacağı iddia ediliyor. Güneş sistemi dışında keşfedilen en yakın gezegenin Proxima Centauri b. olduğunu da belirtelim.
10. Uzaya yelken açmak
Geçtiğimiz yıllarda Breaktrough Starshot isimli özel yatırımcıların fonladığı bir proje başlatıldı. Bu projeyle Rus yatırımcı ve fizikçi Yuri Milner, yıldız sistemleri arasında yolculuk yapabilecek bir uzay aracı konsepti oluşturmaya çalışıyor. Uzay aracının güneş rüzgarı ve ışık hızının beşte biri hızda yolculuk yapması öngörülüyor. Proje başarılı olursa uzay aracının Proxima Centauri b.’ye ulaşması yirmi yıl, dünyaya veri göndermesi ise dört yıl sürebilir.
11. Uzaylılar, insanlardan daha akıllı mı?
Bilim insanları, bazı uzaylıların kara deliklerde, çok büyük yıldızlar ve hatta Samanyolu Galaksisi’nin tam merkezindeki devasa kara delikte yaşıyor olabileceğini düşünüyor. Eğer bu uzaylılar bizden binlerce ya da milyonlarca yıl daha yaşlı bir medeniyetse yapay zeka geliştirmiş olabilirler. Bazı astronomlar, yapay zekaya sahip medeniyetlerin, devasa yıldızlar ve kara delikler gibi yüksek enerjili bölgelerde yaşamayı tercih edebileceğini düşünüyor.
İlginizi çekebilir:
Güneş Sisteminden Galaksilere: Uzay Hakkında Merak Edilen 49 İlginç Bilgi
Kaynak: 1