Frank Herbert, İkinci Dünya Savaşı’nda Amerikan Donanması’nda altı ay savaş fotoğrafçılığı yapmak dışında; kameramanlık, editörlük, senatörler için konuşma yazarlığı gibi mesleklerle uğraşmıştı. Ama hayali hep yazar olmaktı. Şanslıyız ki hayallerini gerçekleştirmiş ve bize Dune’u okuma şansı verebilmiş. Eğer sizi hayatınız boyunca etkileyecek bir bilim-kurgu serisine başlamak istiyorsanız Dune’u seçmeniz için birkaç neden:
1. “Yüzüklerin Efendisi ile kıyaslanabilecek tek şaheser kurgu romandır.”
1986 yılında hayatını kaybeden Frank Herbert’in, Hugo ve Nebula ödüllerini almasını sağlayan 6 kitaplık bilimkurgu roman serisi, tüm dünyada on beş milyondan fazla satıldı.
Bilimkurgunun “üç büyük yazar”ından biri olarak kabul edilen Sör Arthur Charles Clarke, Dune serisi için “Yüzüklerin Efendisi ile kıyaslanabilecek tek şaheser kurgu romandır” yorumunu yaparak, serinin değerini gözler önüne serdi.
2. Uçsuz bucaksız bir çöl gezegeni: Arrakis
Arrakis gerçekten uçsuz bucaksız bir çöl. Ama çöl olması lazım çünkü evreni yöneten “baharat” Arrakis çöllerinden elde ediliyor. 20 gramıyla bir gezegen satın alabileceğin bu baharat; uzayda seyahati, uzun ömürlü olmayı ve fiziksel olarak güçlü olmayı sağlıyor. Eğer fazla kullanırsan bağımlı oluyorsun ve gözlerinin akı bile masmavi oluyor.
3. Arrakis’in yerlileri: Çöl halkı Fremenler
Onlar için Arrakis yok, Dune diyorlar evleri olan çöl gezegenine. Ve o ünlü baharat hayat kaynakları olduğu için çöl halkı olan Fremenler’in gözlerinin akı yok ve gözleri masmavi. Fremenler, gezegenin yabancılarına korkunç gelen kum solucanlarını nasıl kontrol edebileceğini, insan vücudundaki suyu bile nasıl geri dönüştüreceğini keşfetmiş bilge bir ırk. Ve onların olana sahip olmaya çalışan diğer ırklar, kitabın temasını oluşturuyor. En azından ilk kitabın.
4. Çölün korkunç yaratıkları: Kum Solucanları
Kum solucanları; boyu bir kilometre, eni onlarca metreyi bulan çöl canavarları. Fremenlerin korkusuzca ulaşım aracı olarak kullandığı, fakat çölde yürürken dikkatlerini çekmemek için ritimsiz bir yürüme şekli oluşturduğu yaratıkların Dune’da yeri çok büyük.
5. Jedi’lara ilham olan Bene Gesserit’ler
Dune serisinin popüler kültürü ve kendinden sonraki eserleri ne kadar etkilediği pek bilinmiyor. Bu da seriyi daha az bilinir yapıyor. Kitapta Bene Gesseritler, en çok korkman gereken grup. Onlar ne savaşıyor ne de kötülük yapıyor. Onlar bedenlerine ve zihinlerine hükmedebiliyor ve seslerini kullanarak herkese dilediklerini yaptırıyor. Tıpkı Star Wars’taki Güç gibi onların da Ses’i var.
6. Dune tüm prensipleri bir araya getiriyor
Bu çok tanıdık hikayenin günümüzle bağdaştığı daha birçok nokta var. Eğer Dune’u bir kere okumaya başlarsan binlerce yıla yayılan ve tüm ciddiyetiyle senin onu anlamanı beklemeden kendini anlatan bir evrene girmiş olacaksın. Din, siyaset, yönetim, felsefe, ekonomi, sosyoloji ve bilimkurgu romanlarında Dune’dan sonra popüler hale gelen ekoloji gibi konularda altı kitaplık bir ders almış gibi öğrendiğini hissedeceksin.
7. Dünya tarihinden ilham alan aileler: Atreides, Harkonnen ve Corrino
Dünya tarihine biraz aşinaysan eğer, bu güçlü ailelerin kimden esinlenerek yaratıldığını anlaman an meselesi olacak. O zamandan sonra artık kitabı okumak daha keyifli hale gelecek.
8. Gelecekte insanların neye dönüşebileceği hakkında fikir sahibi olabilirsin
Frank Herbert geleceğe dair hayal gücünü kullanırken aslında gerçeğin dışına pek de çıkmıyor. Gelecekte yeterince teknoloji ve eğitimle nasıl insanlara dönüşebileceğimizi bize gösteriyor. Örneğin Corrino ailesinin fedaileri olan Sardaukarlar, özel bir gezegende sadece savaşmak için eğitiliyorlar. Evrenin en güçlü askerleri sayılan bu ordu, fiziksel olarak insanın erişebileceği kadar güçlü fakat yenilmezlikleriyle bilimkurgu romanının önemli bir parçası.
9. Genetik biliminin ustaları: Tleilax’lar
Dune evreninde her halk, insanların gelecekte mümkün kılabileceği işlerle ilgilendiği için çok gerçekçi. İnsan klonlamayı, yapay organlar üretmeyi başaran Tleilax’lar da bu açıdan hem çok gerçekçi hem de çok ürkütücü. Çünkü kimse bu işi onlar kadar iyi bilmiyor.
10. Organik bilgisayarlar olan Mentatlar
Bir insan düşünün ama bu ara popüler kültüre malzeme olmuş yapay zeka olanlardan değil. Gerçekten bir insan fakat beyni bir bilgisayar gibi çalışıyor. Beyinlerini bir bilgisayar hafızası ve işlemcisi gibi kullanmayı başaran bu insanlar; mantık çerçevesinde tüm olasılıkları hızlı bir şekilde değerlendirip tüm sonuçlara ulaşabiliyorlar. Fakat fazlası spoiler’a kaçacağı için detay veremiyoruz.
11. Uzayda pusula olarak kullanılan yaratıklar
Dune’da uzayda seyahat etmeyi sağlayan teknolojinin yanında uzayda seyahat edenlerin yolunu bulması için yine baharat kullanılıyor. Fazla baharat kullanımı nedeniyle mutasyona uğrayan insanlar baharat tankında sürekli bu baharatı soluyarak hayatlarına devam ediyor. Baharat sayesinde geleceği öngörebilen bu yaratıklar, uzay seyahati sırasında seyahat edenlerin yönlerini bulmasını sağlıyor.
12. Dune’un girişleri en az içeriği kadar çarpıcı
Dune evreninde seni içine çekecek ve binlerce yıl boyunca peşinden sürükleyecek olaylar zinciri her bölümde bir giriş yazısıyla başlıyor. Kitap başından sonuna aklına kazımak isteyeceğin sözlerle dolu çünkü.
Mesela: “Dünya dört şeyle ayakta durur; bilgenin ilmi, soylunun adaleti, cesurun yiğitliği, haklının duaları. Ama tüm bunlar hiçbir şey değildir, yönetme sanatını bilen bir yönetici olmadıkça.”
13. Ne yaparsan yap önce filmi izleme
Dune tabii ki Hollywood’un ilgisini çekti. David Lynch’in yıldızlar geçidi gibi kadrosuna rağmen filmi kitaptan önce görmek istemezsin. Hatta aslında filmi hiç görmek istemeyebilirsin ama bu kararı sana bırakıyoruz.
14. Ama eğer bir şeyler izlemekte kararlıysan: Jodorowsky’s Dune
İllaki Dune’u konu alan bir şeyler izlemek istersen Jodorowsky’s Dune, Dune’un insanların aklını başından nasıl aldığını görebileceğin muhteşem bir belgesel. Gerçeküstü bir yönetmenin kafasının içindeki Dune’u görmeyi kim istemez ki?
15. Salvador Dali, Pink Floyd ve Mick Jagger Jodorowsky’s Dune’da yer alacaklardı
Jodorowsky’s Dune demişken; belgeseli izlediğinde göreceksin ki çekilememiş bir filmin hikayesi anlatılıyor. Müziklerini Pink Floyd’un yaptığı, kötü adamı Salvador Dali’nin oynadığı, diğer karakterlerde Orson Welles ve Mick Jagger’ın olduğu, çizimlerini Hollywood’un en iyilerinin yaptığı bir film hayal et. Evet muhtemelen muhteşem olacaktı. Sinema dünyası Star Wars’tan önce Dune’u izleyecekti fakat Jodorowsky’nin Dune’u çekilemedi. Çizimlerden geriye kalan birçok detay sonraki filmlerde kullanıldı. Film neden çekilemedi, sinemayı baştan sona etkileyen çizimler neydi? Hepsi filmde.