Tıp ve havacılık teknolojilerindeki gelişmeler açısından bir ilk olarak Maryland Üniversitesi’ne ait bir drone, Baltimore’aki Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi’nde (University of Maryland Medical Center) böbrek nakli bekleyen bir hastaya nakil için kullanılacak böbreği hava yoluyla teslim etti.
Bu başarılı gösteri şüphesiz, çoğu durumda, geleneksel taşıma yöntemlerinden daha hızlı, daha güvenli ve daha yaygın olabilen insansız hava aracı sistemlerinin (UAS) organ teslimatlarını sağlamadaki potansiyelini göstermekte.
19 Nisan 2019 günü gerçekleştirilen bu önemli uçuş; yine Baltimore’daki Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden (University of Maryland School of Medicine) araştırmacılar, Maryland Üniversitesi’nden çeşitli havacılık uzmanları ve mühendisler ve yine Maryland Tıp Merkezi’ndeki araştırmacılar arasında oluşturulan büyük bir işbirliği ile gerçekleşti. Projenin gerçekleştirilmesinde Maryland Yaşayan Miras Vakfı’da (Living Legacy Foundation of Maryland) önemli bir rol oynadı.
Geniş işbirliği
Tıbbi İşler Genel Müdür Yardımcısı, UM Baltimore ve John Z. Akiko K. Bowers Seçkin Profesörü ve Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı., MD, PhD, MBA E. Albert Reece; “İnsan tıbbı ve organ naklindeki bu gelişme, misyonumuzun iki temel bileşenini göstermektedir: Yenilik ve işbirliği” dedi.
“İnovasyon, araştırmaların tıbbı hızla dönüştürebileceği noktada, keşif hızını ve kapsamını artırmaya odaklanmamızın temelinde yer alıyor. Aynı zamanda işbirliği, araştırma ve keşif temelli tıbbı gerçekleştirmedeki başarımızın anahtarı. Hem araştırma hem de yüksek kaliteli hasta memnuniyeti için.”
Baltimore’lu 44 yaşındaki böbrek alıcısı kadın hasta, söz konusu nakilden önce tam 8 yıl boyunca diyalizle yaşamak zoruna kaldı. Neyse ki şu an sağlıklı ve; “Bu tamamen inanılmaz bir şey. Yıllar önce, bu düşünebileceğiniz bir şey değildi” diyor. Kendisi geçen Salı UMMC’den taburcu edidi.
Baltimore Üniversitesi Maryland Tıp Merkezi Başkanı ve CEO’su Mohan Suntha, “25 yıldan fazla bir süredir Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi’nin organ nakli alanında üstün bakım sağladığını” belirtti.
“Organ nakli programımız diğer hastanelerden geri çevrilmiş çeşitli hastalarla ilgilenir. Çünkü onlar için çoğu zaman en karmaşık nakil vakalarını bile gerçekleştirecek, sadece iyileştirmekle kalmayan, hayat kurtaran bilgi ve beceriye sahibiz.”
Nakli yapan cerrah ekibinden Joseph Scalea, “Cerrahlar, mühendisler, Federal Havacılık İdaresi (FAA), organ tedarik uzmanları, pilotlar, hemşireler ve nihayetinde hasta arasındaki olağanüstü işbirliğinin bir sonucu olarak, nakilde önce bir atılım gerçekleştirdik” dedi.
Bir Drone projesinden çok yeni bir hava kargo sistemi
Bu çabanın teknolojik ilklerinden bazıları; canlı bir insan organını korumak ve izlemek için tasarlanmış yüksek teknoloji bir cihaz, olası bir ekipman arızasında bile sürekli olarak güvenilir bir uçuş performansı sağlayacak özel bir drone sistemi, insansız aracı kontrol etmek, izlemek ve çeşitli konuda iletişim sağlamak için bir kablosuz haberleşme protokolü ve UAS ile nakil standartlarını birleştiren bir uçak işletim sistemi olarak sıralanabilir.
UMD’nin UAS Test Bölgesi direktörü Matthew Scassero; “FAA’nin düzenleyici yapısı içinde olan, ancak aynı zamanda kentin yoğun nüfuslu bir bölgesinde fazladan kamera, organ izleme, iletişim ve güvenlik sistemlerinin ağırlığını taşıyabilecek yeni bir sistem oluşturmak zorunda kaldık” dedi. “O organı bekleyen bir insan olduğunu ilmek muazzam bir baskı. Ancak bu kritik görevin bir parçası olmak da özel bir ayrıcalık.”
Bu özel uçuş denemesinden önce Maryland’de kurulan ekip önce serum, fizyolojik materyaller ve kan tüpleri gibi görece daha basit görevleri yerine getirmesi için denendi. Bu tıbbi kargo teslimatı yapan, insansız, sivil test uçuşları ilk kez 2016 yılında gerçekleştirilmişti.
UAS taşımacılığı ile gelişmiş nakil süreci
Taşımacılık lojistiği genellikle organ nakli sürecinin en karmaşık kısmıdır ve bir organın seyahati boyunca ne kadar süre canlı kalacağı önemli bir konudur. Aktarım yöntemleri tipik olarak pahalı charter uçuşları ya da değişken ticari uçuşlar içerir ve bazen bir uçakta kalan bir organla ya da organın canlılığını tahrip eden diğer gecikmelerle sonuçlanır. Üstelik bu tip bir hava taşımacılığına dayandığı için, kırsal bölgeler ve erişimi kısıtlı yerleri kapsamamaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki organ nakli sistemini yöneten Birleşik Organ Paylaşımı Ağı’na göre, 2018’de bir organ nakli için bekleme listelerinde yaklaşık 114.000 kişi vardı. Ölen organ gönderilerinin yaklaşık yüzde 1,5’i hedeflenen yere ulaşamadı ve organ gönderilerinin neredeyse % 4’ü, 2 veya daha fazla saat beklenmeyen bir gecikme yaşadı.
Scalea, “Organ nakli bekleme listesindeki alıcı sayısı ile toplam nakil yapılabilir organ sayısı arasında ciddi bir fark varlığını sürdürüyor. Bu yeni teknoloji, verici organ havuzunu genişletme ve nakil işlemlerine erişim sağlama potansiyeline sahip” dedi. “Bir organı bir donörden hastaya vermek, birçok hareketli parça ile kutsal bir görevdir. Bunu daha iyi yapmanın yollarını bulmamız kritik önem taşıyor.”
UAS organ teslim sisteminin tasarlanması
Bir organ taşımak ve durumunun gerçek zamanlı izlenmesini sağlamak adına tasarlanmış bir UAS oluşturmak için Scalea, Uzun Mesafe Yolculuğu için İnsan Organı İzleme ve Kalite Güvence Aparatı (HOMAL; patent aşamasında) tasarlama ve geliştirme konusunda bir çok tıbbi teknoloji şirketi ile ortaklık yaptı. Böylece nakil sırasında sıcaklık, barometrik basınç, yükseklik, titreşim ve konum (GPS) ölçülerek bilgileri nakil personelinin akıllı telefonlarına iletilmekte.
UMD UAS Test Sitesindeki operasyon direktörü Anthony Pucciarella, “Bir çok şeyi sistemden çıkardık, çünkü yükü korumak için mümkün olan her şeyi yapmak istiyoruz” dedi. Bu güvenlik önlemleri arasında yedek pervaneler ve motorlar, çift piller, bir yedek güç dağıtım panosu ve -tüm uçağın başarısız olması durumunda- bir paraşüt kurtarma sistemi bulunuyordu.
A. James Clark Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Nariman Farvardin Havacılık ve Uzay Mühendisliği Profesörü Darryll J. Pines, “Bu tarihi uçuş sadece teknolojik açıdan bir atılımı temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda mühendislik uzmanlığının ve ustalığının nihayetinde insan ihtiyaçlarına (bu durumda nakil ameliyatı yapan hastanelere organların güvenli ve verimli şekilde taşınması gibi) nasıl hizmet ettiğini gösteriyor” dedi.
“Bu yalnızca mühendislik bakış açısından çıkmış şaşırıcı bir atılım değil, daha büyük bir amacı var. Sonuçta bu konu teknolojiden çok insan hayatını geliştirmekle ilgili.”
Çalışmanın detaylarına aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.
Joseph R. Scalea, Stephen Restaino, Matthew Scassero, Stephen T. Bartlett, Norman Wereley. The final frontier? Exploring organ transportation by drone. American Journal of Transplantation, 2018; 19 (3): 962 DOI: 10.1111/ajt.15113
Joseph R. Scalea, Stephen Restaino, Matthew Scassero, Gil Blankenship, Stephen T. Bartlett, Norman Wereley. An Initial Investigation of Unmanned Aircraft Systems (UAS) and Real-Time Organ Status Measurement for Transporting Human Organs. IEEE Journal of Translational Engineering in Health and Medicine, 2018; 6: 1 DOI: 10.1109/JTEHM.2018.2875704