Down sendromu tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, genetik bir farklılık. Hücre bölünmesi sırasında yanlış bölünme sonucu 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom yer alması ile meydana gelen bu duruma dünya üzerinde pek çok farklı kişide rastlanabiliyor. Down sendromuna sebep olduğu bilinen tek etmen hamilelik yaşı, 35 yaş üstü hamileliklerde down sendromu riski artıyor. Ancak bu durum bir annenin çocuğunu sevmesine engel değil. Ne yazık ki böyle düşünmeyen kişiler de var. Çünkü bu konuda yeterli bilgiye sahip değiller ve bu durumu bir “anormallik” olarak görüp, bununla ilgilenmekten korkuyorlar. Oysaki down Sendromlu çocukların, diğer çocuklar gibi bir yaşam sürme şansı var. Ayrıca down sendromuna sahip çocukların son derece nazik, şefkatli ve sevgi dolu olduğu da biliniyor. Tek yapmanız gereken onlara sevginizi sunmak… Ancak, bunu göze alamayan kişiler var demiştik. Rusya’da yaşayan bir çift, down sendromlu bir çocuğa sahip olduktan sonra anne bu durumla başa çıkamayarak evi terk etti. 33 yaşındaki baba Evgeny Anisimov, ise down Sendromlu oğlu Mishka’yı tamamen tek başına büyütmeye karar verdi. Genç baba, aynı zorluklarla karşılaşan ebeveynlere asla pes etmemeleri gerektiğini söylemek içinse hikayesini dünyayla paylaşıyor.
Down sendromu hakkında ne kadar çok insan bilgilenirse, bu duruma karşı oluşan önyargı ve olumsuzluklar da o kadar azalır. 33 yaşındaki baba Evgeny Anisimov da tam olarak bunu yapmaya çalışıyor
Anisimov ve eşi, oğullarının doğumunun ardından büyük sevinç yaşadı. Ancak doktor onlara “Oğlunuzun down sendromu olduğundan korkuyorum” dediğinde panik oldular. Çünkü bu konu hakkında yeterli bilgileri yoktu
Baba Evgeny Anisimov, o günü şöyle anlatıyor; “Oğlumun Down Sendromu olduğu hipotezini öğrendiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. Görevimin duygularımı gizlemek ve karımı desteklemek olduğunu düşündüm çünkü onun için daha zor olacağına inandım. Analizin sonuçları birkaç gün içinde bize verildi ve o zamana kadar ona hiçbir şey söylememeye karar verdim.”
“Oğlumun Down Sendromu olduğunu öğrendikten sonra hastaneden çıkıp ağladığımı hatırlıyorum ama uzun sürmedi. Daha sonra bu gözyaşlarından biraz utandım.” diyen Evgeny sözlerini şöyle sürdürüyor;
“Aslında hayatımda genel olarak hiçbir şey değişmemişti. Hala iki kolum ve iki bacağım vardı. Kararlılığım, etkinliğim, merakım vb. her şey benimleydi. Her şey planladığım gibi oldu, oğlum doğdu. Her çocuk özeldir, hayatı ve geleceği her zaman çok önemlidir. Ve ben burada ağlıyorum. Bu bir çeşit bencillik değil mi? Bu benim sorumluluğum diye düşündüm.”
33 yaşındaki baba Evgeny Anisimov aynı gece down sendromu hakkında araştırma yapmaya başladı. Baba hiçbir zaman oğlunu bırakmayı düşünmedi ancak anne bu sorumluluğa hazır değildi
Evgeny Anisimov; “Aynı gece eve döndüğümde sendrom hakkında araştırma yapmaya başladım. Oğlumun teşhisi hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Bir Sovyet biyoloji ders kitabından sadece korkunç bir fotoğraf hatırladım. İnternete girdim ve araştırdım. Mishka ile aynı anda doğan Evelina Bledans ve Semyon’u öğrendim. Avrupa’da Down Sendromlu insanların sosyalleşebildiklerini, bağımsız yaşayabileceklerini ve çalışabileceklerini öğrendim. Ancak daha önce verdiğim karar bundan etkilenmedi. ”
“Oğlumu bir yetimhanede bırakmayı hiçbir zaman düşünmemiştim, bu insanlık dışı olurdu.” diyen Anisimov, sözlerini şöyle sürdürüyor;
“Karımla her zaman iyi ve güvenilir bir ilişkimiz vardı. Farklı dönemler, zorluklar, parasızlık, bunları yaşadık. Ancak ben daha ılımlı biriyim ve her şeye teslim olmaya, alışmaya hazırım. Ancak bu sorumluluğu almak istemediğini söylediğinde onunla tartıştım. Onu bu durumu aşabileceğimize ikna etmeye çalıştım fakat olmadı. Bu tartışma bizi ayırdı. Şimdi anlıyorum, o sırada sadece korkmuştu.”
Bu özel babalığın Evgeny’ye getirdiği tüm zorluklara rağmen, o asla vazgeçmedi ve Mishka’yı en iyi şekilde yetiştirmek için elinden geleni yapıyor. Evgeny, oğlunun fiziksel ve zihinsel gelişimine yardımcı olmak için çeşitli etkinlikler düzenliyor
Baba, Down Sendromu hakkında dünya çapında farkındalık yaratmak ve aynı zorluklarla karşılaşan aileleri desteklemek istiyor;
“Mishka ve benim hakkında yayınlanan tüm makalelerin bu fikri topluma aktarmasını ve aşılamasını istiyorum. Ayrıca benimle aynı durumda olan ya da olacak olan insanları da örneğimle desteklemek, ilham vermek istiyorum. Ulaşılabilecek kişilerle iletişim kurmaya çalışıyorum, uzaktaki kişilerle yazışıyorum. Umarım bizim için olduğu gibi şimdi de zorluk yaşayanlar bizi okur. Korkmayın! Her şey iyi olacak!”
Kaynak: 1