Günümüzde pek çok kişi dövme yaptırıyor. Geçmişte de özellikle kabilelerde dövme benzeri çizimlerin cilt üzerine uygulandığı biliniyor. Dünyanın bilinen en eski dövmesi ise beş bin yıllık iki mumyada tespit edildi. 100 yıl önce Mısır’da bulunan mumyalar şimdilerde Londra’daki British Museum’da sergileniyor. Peki dövmenin tarihi ne? Dövme nasıl oraya çıktı?
Kimilerinin tutkunu olduğu, kimilerininse yalnızca küçük bir aksesuar gibi gördüğü dövmenin tarihi neolitik çağlara dayanıyor
Keşfedilen dövme araçlarının arkeolojik bulguları, dövmenin Avrupa’da Üst Paleolitik dönemde de uygulandığını gösteriyor. Dünyadaki en eski dövmeli insanın M.Ö. 3351 ile 3017 yılları arasında yaşadığı biliniyor
Antik dövmeler genellikle farklı obsidyenler ve cilt delici aletlerle yapılıyordu. Avustralyalılar dövme için küçük bir tokmak ve Narenciye dikenleri, balık kemiği, kemik ve istiridye kabuklarından yapılmış bir delici alet kullandılar
Dövme yapımında; bir tür sivri uçlu kemik, boynuz ya da çelik iğne deriye hafifçe batırılıyor ve açılan delikler boyayla dolduruluyor. Açılan deliklerden boyaya batırılmış iplik geçirilerek de dövme yapılabiliyordu.
Bununla birlikte dövme, farklı kültürlerde değişik anlamlar taşıyordu. Hindistanlılar, Japonlar, Amerika Yerlileri ve Afrika’daki bazı kabileler dövmeyi bir süs olarak yaptılar
Ancak birçok toplum dövmeyi hastalıklara ve kötü ruhlara karşı bir tılsım gibi görüyordu. Bulunan en eski dövme kalıntıları Mısırlılara ait olsa da dövme pek çok toplumda yaygındı
Britonlar, Galyalılar ve Traklar da dövme kullanıyordu.
Antik Yunanlar ve Romalılar, “barbarlara özgü bir uğraş” saydıkları dövmeyi suçlular ile kölelere yaparlardı. Yunanistan’da Yunanca yazılı dövme kayıtları MÖ 5. yüzyıla kadar uzanıyor
Antik Çin’de de benzer bir uygulama vardı. Dövmeler barbarca bir uygulama olarak kabul ediliyor ve genellikle haydutları tasvir ediyordu.
Mısırlılarda ise dövmenin bir güç ve maço cinsel güç simgesi anlamı taşıdığı düşünülüyor. Bu düşünce British Museum’da neredeyse 100 yıldır sergilenen iki mumyada, dünyanın en eski dövmeleri tespit edilmesiyle ortaya çıktı
Mumyaların kollarında bulunan siyah lekeler hem yetkililer hem de ziyaretçiler tarafından fark ediliyordu. Ancak son zamanlarda yapılan kızılötesi muayenesi lekelerin aslında iki hayvanı tasvir eden dövmeler olduğunu ortaya çıkardı.Tasvir edilen hayvanların dev bir vahşi boğa ve vahşi bir Kuzey Afrika keçisi benzeri yaratık olduğu düşünülüyor. Bulundukları Mısır kentinin adını alan ve “Gebelein adamı ve kadını” adı verilen bu mumyalardan önce tarihin en eski dövmelerinin, M.Ö. 3370 ve 3100 arasında yaşadığı tahmin edilen ve Alp dağlarından bulunan “Buz Adam Ötzi”ye ait olduğu kabul ediliyordu.
Tarih ilerleyip dinler ortaya çıktığında ise Hristiyanlık inancında dövme yasaklandı. Buna karşın ilk Hristiyanlar, bedenlerine İsa’nın adını ya da haç desenleri taşıyan dövmeler yaptırdılar
Aradan yüzyıllar geçince ise Avrupalılar dövmeyi unuttu. Ancak 18. yüzyıl sonlarında denizaşırı gezilerde dövmeyle yeniden karşılaştılar ve günümüz “tattoo” kültürü ortaya çıktı
“Tattoo” sözcüğünü ise Tahiti dilindeki tautau kelimesinden geliyor. Dövme 20. yüzyılın başlarından sonra, özellikle denizciler arasında yaygınlık kazandı. Romantik duyguları, yurtseverliği ya da dindarlığı belirtmek amacıyla dövme yaygın olarak kullanıldı.
Günümüzde ise artık neredeyse her köşe başında görebileceğimiz dövmeciler oluştu. Pek çok kişi bunu bir meslek haline getirdi
Ancak AIDS gibi bazı hastalıkları bulaştırdığı gerekçesiyle bazı ülkelerde dövme yapımına yasal sınırlamalar getirilmeye çalışılıyor.
Kaynak: 1