Doların 20 Kasım Pazartesi günü 3.92’ye yükselmesi ve arından bugün 3.97 seviyesine dayanmasının ardından tartışmalar da beraberinde geldi. Bazı insanların “ekonomik kriz var” demesine karşın bazı insanların ‘bizi ilgilendirmez biz TL kullanıyoruz” demesi büyük tartışmaları beraberinde getirdi.
Dolar artışı, alım gücünün düşmesine yol açan en büyük etkenlerden bir tanesi.
Dolardaki durdurulamaz yükseliş, zamlarla enflasyonu arttırıyor. Enflasyon arttıkça da faizler ister istemez yükselişe geçiyor. Bu da beklentilerde bozulma ve yatırım kararlarının revize edilmesine yol açıyor. Yatırım kararları etkilenince büyüme etkileniyor. Bu da istihdama ve ücretlere yansıyor. Kısaca ithal eden bir ülke olduğumuz için fiyatlar dolara bağlı olarak artıyor ve şirketler alım gücünün düşmesi durumunda yeterince istihdam yaratamıyor. Kısaca işsizlik tehlikesi ile karşı karşıya kalıyoruz.
Keşke ‘Biz Türk lirası kullanıyoruz bize ne?’ düşünme sistemiyle ilerleyen Pollyannacılığı kendine ideoloji edinmiş bir dünyada yasaydık. Fakat gerçek dünya maalesef bu kadar kolay işlemiyor.
Doların yükselmesi, yani Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, günlük hayatta hepimizi direk etkileyen ve etkileyecek sonuçlara sahip.
Peki günlük hayatta dolarla bir işi olmayan, Türk Lirası ile maaşını alıp Türk Lirası ile harcama yapan sade vatandaşın doların yükselişi ile ne işi olabilir diye hala soranlar için çok kısa sürede direk zamlanması muhtemel bazı ürünleri paylaşmak istedik.