Geçmişe nostalji etiketiyle, çocukluğumuzun güzel hatıralarının loş aydınlatmaları altında baktığımızdan mıdır bilinmez istemsizce özel bir bağ kuruveriyoruz. Geçmişte olan bitene şöyle bir göz attığımızda İlk olarak algımızı celbeden mesele, farklı olanın ne olduğu hususunda oluyor. Bu farklılığın en çok göz alıcı ışıltıya sahip yılları da 90’lara denk geldi elbette. 90’lar, yakın geçmişimizin tüm on yıllık zaman dilimleri içerisinde en büyük kırılmaların yaşandığı dönemlerden biri oldu. Özel televizyonların yaygınlaşması, en az internet mevhumun patladığı 2000’li yıllar kadar büyük bir sıçramaya sebep oldu sosyolojimizde. Televizyon ve şov dünyası artan star ve ünlü sayısıyla doğru orantılı olarak halka daha fazla skandal, daha fazla sansasyon sundu. Karşılığını da reytingle, tirajla ziyadesiyle almayı başardı. Sosyal medyadan yoksun, gerçekliğe, doğru habere erişimin kolay olmadığı bir ortamda gazeteler ve televizyon programları gündemi domine etti. Tüm bu çerçeve içinde rahatlıkla söyleyebiliriz ki magazin kültürünün gündemde en çok yer ettiği dönem de 90’lı yıllar oldu. Kavgalar, inişler, çıkışlar tüm eğlencesi ve draması ile ana haber bültenlerinde dahi dakikalarca yer bulabiliyor, Televole’ler, A Takım’ları adeta gündeme hükmediyordu.Henüz “80’ler ne acayipti ağbi, di mi yaa?” geyiklerinin taze bittiği dönemde sizlere benzerinin 90’lar versiyonunu temele alan bir listeden çok, derlediğimiz haber ve olaylarla günümüzle yakın geçmiş arasında “gündem” tanımının ne denli devasa farklılıklarla yapıldığını göstermek istedik. Çocukluğu ya da gençliği 90’lara denk gelenlerin de gülümseyeceği detaylar yakalayacağına inandığımız listemize başlıyoruz.
1. Medyum Memiş vs. Medyum Keto
https://www.youtube.com/watch?v=Wby_SYLJYHQ
İşi kaderden yana, gaybdan yana spoiler vermek olan bu ağabeylerimiz 90’larda oldukça popülerdi. Falcılardan daha kalifiye, hacıdan hocadan daha seküler bir çizgide seyir ediyor oluşları sebebiyle zengininden fakirine herkesin umut bağladığı uhrevi safsata jeneratörleri oldular. Evet, 90’lı yıllar medyumların yıllarıydı. Televizyon programlarını, ana haber bültenlerinde dahi sık sık yer işgal eden medyumların artan popülaritesi, “En iyi medyum kim?” kim tartışmalarını da beraberinde getirdi. Tartışmaların doruk noktalarından birinde ise televizyon tarihinin en unutulmaz anlarından biri gerçekleşti. Kısa sürede kendi starlarını yaratan sektörde söz konusu anın başrollerinde Medyum Memiş ve Medyum Keto vardı.
2. Hakan Şükür Esprileri
https://www.youtube.com/watch?v=jfgCUZi3aB0
Hatırlayanlarınız olacaktır. Televolelerin “Spor magazin” olduğu zamanları. Açıkçası özlemiyor da değiliz o naif, saldırganlıktan uzak magazin günlerini. Kompela’yı, Akın Sel’i, Maradona’lı, Levent Kırca’lı teaser’larını, mankenler-futbolcular arası aşk dedikodularını ve elbette efsane Hakan Şükür esprilerini gülümseyerek hatırlamamak elde değil cidden. Televole muhabirlerinin takımların seyahalerine eşlik edebildiği dönemin en dikkat çeken figürlerinden biri de Hakan Şükür’dü. . “Adamın birinin metresi varmış, diğerinin santimetresi.” şeklindeki esprileriyle Şükür, sadece gol yollarında etkili olmadığını, yaman bir mizahşor olduğunu da bizlere her seferinde gösterdi.
Videodan izlediğimiz ve gördüğümüz üzre mankenlerimiz podyumları şereflendirmekle kalmıyor, ülke mizahına da yön verecek şakaları yapmaktan da hiç çekinmiyordu. 90’ların en unutulmaz haber malzemelerinden biri de kesinlikle mankenlerimize sorulan “Ekmeğin fiyatını biliyor musunuz Gizem Hanım?”, “Merve Hanım Cumhuriyet kaç yılında kuruldu?” sorularıydı. Bu temel vatandaşlık bilgisi sınamalarından kimi mankenlerimiz alnının akıyla çıkarken, çoğu çuvallıyor ve necip Türk milletinin gözünde “Aaa görüyor musun? Bak neleri bilemiyorlar?” şaşkınlıklarına yol açıyorlardı.
4. “Mankenden Oyuncu Olur mu?” Tartışmaları
Ama haklarını yemeyelim mankenlerin üzerine çok gidildi ülkede. Sadece “Mankenden oyuncu olur mu?” tartışmasıyla geçirdiğimiz bir 6 yıl var.
5. İbrahim Tatlıses – Mahsun Kırmızıgül Kavgası
İki büyük sanatçı, iki büyük ekol. Bu savaş bir İbo ile Mahsun’un olduğu kadar bir anlamda Prestij Müzik Ailesi ve Tatlıses Plak’ın savaşı oldu. Bir yandan Mahsun’lu, Özcan’lı, Alişan’lı, Ayhan Aşan’lı, Seda Sayan’lı kadrosuyla Prestij Müzik, diğer tarafta Azeri Kızı Hünel, Kader, Fatih Kısaparmak, İsmail Türüt, Ceylan ve Yıldız Tilbe’li kadrosuyla İdobay Plak. Bu iki devin arasında daha butik bir sanatçı grubuyla hizmet veren Şahin Özer’in şirketi de İbrahim Erkal, Pınar Dilşeker ve Zara gibi isimlerle adından söz ettirse de genellikle kavga Prestij Müzik ve İdobay Müzik arasında geçti. Nasıl ve ne sebeple başladığını halen dahi çözemediğimiz bu iki ünlü ismin kavgasından Savaş Ay 28’e yakın A Takımı programı çıkardı.
6. Akın Akın Steve Kompela
https://www.youtube.com/watch?v=07mMERQkhlM
“-Türkiye’de ırkçılık yok ağbi. Hatta tam tersi bizde siyahiler daha çok sevilir.” geyiğinin başlangıcı muhtemelen Gaziantepspor’un unutulmaz futbolcusu Kompela’nın gönüllerimizde taht kurduğu yıllara rastlıyor. Futbolculuğu bir yana, yüksek doz sempatisiyle, yıllarca ülkedeki futbol camiasında görev yapıp, tek kelime öğrenmeden memleketine dönen onca ünlü isme inat şahane Türkçe konuşan Kompela’yı gerçekten halkımız çok sevdi. Henüz gizli ırkçılık soslu “Saat satma” esprilerinin ülkemize giriş yapmadığı yıllarda Kompela uzun yıllar gündemimizin misafiri oldu.
Şöhreti yıllar içerisinde giderek büyüyen ve Akıl Sel ile birlikte “Akın Akın Kompela “isimli bir talk şov dahi sunan Kompela’yı meşhur eden olay, hepinizin hatırlayacağı üzere bir maç dönüşü kendisiyle yapılan röportaja verdiği “Bana pezevenk diyo.” cümlesiydi.
7. Levent Oran
https://www.youtube.com/watch?v=Hf6od-EyNPU
Listenin en nadide parçalarından biri kesinlikle. Rahmetli Savaş Ay’ın zıpkın gibi, fişek gibi programı A Takımı’nın bizlere en büyük armağanı kim diye soracak olsak, Levent Oran en sık aldığımız cevaplardan biri olur herhalde. Ortaya ilk çıkışıyla gündemi kasıp kavuran söylemleri, kadına şiddet yanlısı açıklamaları ile ortalığı alt üst eden isim oldu Levent Oran. Söylemlerini “Kaşınıyorsa kadın dövülmelidir.”e kadar götürdü. Götürdükçe kötü şöhreti daha da serpildi.
Şimdi gerçekten merak ediyoruz ve soruyoruz. Levent Oran aynı çıkışı günümüz Türkiye’sinde gerçekleştirseydi, alacağı tepki ne olurdu?
Kendisi hakkında yapılmış 15 dakikalık bu başarılı çalışmada(https://www.youtube.com/watch?v=4BL37v9xGHw ) mevzuya daha fazla hakim olabilir ve o dönemin popüler kültürünün kodlarına bu yapım aracılığı ile daha yakından bakabilirsiniz.
Hikayesi birkaç dizi(Sıdıka, Kaygısızlar) ve sinema filmine(Yılmaz Erdoğan-Neşeli Hayat) malzeme olan Titan Saadet Zinciri’ni, Kenan Şeranoğlu’nu, samuray kılıcıyla pasta kesişini ve o eşsiz dansını unutmak, listeye dahil etmemek olmazdı. Titancıların Lideri( Mahkemeye götürülürken destekçilerinin zincirin meşhur nidası “Hey, hey, hey, hey, hey!” diye uğurlaması akıllardan çıkacak gibi değildi sahi.
8. Alpay – Cansel Aşkı
Bir başka televole fenomeni daha… Alpay Özalan gerçekten tarihimizin en büyük defans oyuncularından biri oldu, kaçan Penaltı sonrası Beckham’a yaptıkları, 96 Avrupa Şampiyonası’nda Vlaoviç’i düşürmeyişi, Makedonya maçında 3 gol atması ve her zaman sınıf oyuncu oluşuyla hafızalarımızda Alpay Özalan ile manken/sunucu Cansel Özzengin aşkı da dönemin önemli magazin gündemlerinden biri oldu.Alpay tatilde bir havuz sefasında Televole muhabiri Akın Sel ile röportaj yapıyordu. Eğlenceli havuz figürleri ve şakalarla seyreden röportajın bir yerinde gelen soruya karşılık Alpay aşık olduğunu ve bu kişinin dönemin başarılı mankenlerinden, aynı zamanda kült program Şok’un sunucularından olan Cansel Özzengin olduğunu belirtti. Fırtına da ondan sonra koptu. Bu ilan-ı aşk üzerine muhabir Akın Sel kız tarafına mikrofonlarını yöneltti ancak Cansel Hanım kendisiyle ilgilenmediğini ifade etti. Yanlış hatırlamıyorsak Cansel Hanım’ın “Kendisinin havuzda bazı hareketler yaparken gördüm, kafasını bir yerlere vurdu ondan böyle şeyler söyledi sanırım.” minvalinde açıklamaları dahi olmuştu. Ancak hadise ilerleyen zamanlarda farklı şekilde seyretti ve çiftimiz evlenerek bu güzel aşk hikayesini mutlu sonla neticelendirdi.
9. Seren Serengil’in Sürekli Yeni Bir Sayfa Açması
Ünlü oyuncu Öztürk Serengil’in kızı olarak girdiği piyasada güzelliğiyle dikkat çeken Seren Hanım 90’lara Emrah’la yaptığı Yasak Sokaklar dizisiyle hızlı bir giriş yapmıştı. Sonrasında yaşadığı talihsizlikler ve dilediği gibi gitmeyen gönül yolculuğu sebebiyle sürekli “Yeni bir sayfa açtım.” Haberleriyle gündem oldu. Bi ara 6 ayda bir yeni sayfa açıyordu Seren Hanım. Bu bitmek tükenmek bilmeyen yeni sayfaların ardından milenyuma da hızlı giren Seren Serengil , Güzin Abla formatlı programında özlü sözleriyle bir ekran fenomenine dönüşmüştü.
10. Ne dedin sen? Çat!
https://www.youtube.com/watch?v=xArDprltNZQ
Çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Sizi son maddemizde başrollerini Sevda Demirel, Hande Ataizi, Arto ve Cem Davran’ın paylaştığı, televizyon tarihimizin en unutulmaz anlarından biriyle baş başa bırakıyoruz. Çünkü söylenebilecek, bu inanılmaz olayı tarif edebilecek hiçbir cümle yok.