Bu liste, Doğruluk Payı tarafından hazırlanmıştır, haberiniz olsun.
Türkiye siyasetinde her gün birbirinden güzel, renkli, heyecanlı ve iddialı demeçler duyuyoruz. Bazen üzerine düşünmüyoruz, bazen ise demeci o kadar anlamsız buluyoruz ki, kendi kendimize “nasıl yani?” tepkisi veriyoruz.
Bu demeçler derlenip, toplanıp, üzerine analizler hazırlanıyor. Bazı durumlarda gerçekten haklı oluyor siyasiler ama genelde çarpıtmalar, abartmalar ve eksik söylemler fazlasıyla denk geliyor.
Aşağıda görecekleriniz geçtiğimiz iki haftadan derlenenler sadece, yoksa elimizde bunlar gibi daha niceleri var. Zamanla hepsinden haberdar olmanız dileği ile diyelim ve sözü siyasetçilere bırakalım.
Nihat Zeybekçi – AK Parti: “Türkiye’nin artık cari açık diye bir sorunu kalmamıştır.”
Ekonomi bakanımızdan oldukça iddialı bir açıklama. Yıllardır ülkenin cari açık sorununa vurgu yapılırken, bir anda bu sorunu geride mi bıraktık yani? Aslında hayır.
Cari açık, kısaca bir ülkenin ürettiğinden daha fazla harcaması anlamına gelir. Türkiye’de son 4 yılda bu alanda ciddi yol alındığı bir gerçek. T.C. Merkez Bankası ve IMF verilerine bakarsak; Ocak 2015 itibariyle, cari işlemler açığı geçen yılın aynı dönemine göre %60 azalarak, 2 milyar dolar seviyesine gerilemiştir. Cari açığımızın GSYH’mize oranı da %5,4’e kadar gerilemiş durumda. Ama bu gerileme bizleri yanıltmasın çünkü temelinde TL’nin değer kaybı ve düşen petrol fiyatları var.
Örneğin bizimle benzer ekonomilere sahip Brezilya ve Endonezya’da cari açığın GSYH’ye oranı %3-3,5 arasında iken, Meksika’da %2. Bu ülkelerin durumları bizden çok daha iyi.
Türkiye’de cari işlemler açığı son dört yılın en düşük seviyelerine inmiştir fakat uzman görüşlerine göre bu azalmada yapısal faktörlerden çok enerji fiyatlarındaki düşüş, TL’nin değeri, düşük büyüme gibi faktörlerin etkisi vardır. Bu nedenle ne kadar kalıcı olacağı konusunda soru işaretleri ortada durmaktadır.
Tüm bu nedenlerden dolayı, Türkiye’nin cari açık diye bir sorununun kalmadığını iddia etmek abartı öğesi taşımaktadır; Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin iddiasında Doğruluk Payı yoktur.
Taner Yıldız – AK Parti: “Avrupa’da en ucuz doğalgaz satan ülke Türkiye’dir. Elektrikte de en ucuz satan ilk 5 ülke arasındadır.”
En çok tartışılan demeçlerden biriydi geçen hafta. Enerji bakanımız açıkça Avrupa’da en ucuz doğalgaz satışı yapan ülke olduğumuzu söyledi. Üstüne bir de elektrik satışında da en ucuz 5 ülkeden biri olduğumuzu iddia etti. Biz de oturduk açıkça inceledik ve gördük ki değiliz.
Bu incelemenin en adil şekilde yapılacağı yöntem, ülkeleri ‘Alım Gücü Paritesi’ne göre sıralamak. Bu pariteye göre, konut doğalgazı satışında Avrupa’da en ucuz ülke Danimarka, kw h fiyatı 0,026 Euro. Onu Romanya 0,032 Euro ile takip ediyor. AB ortalaması bile bizden ucuz, kw h fiyatı 0,052. Biz ise gazı Danimarka’dan iki kattan daha pahalıya satıyoruz konutlara; kw h fiyatımız 0,054 Euro.
Elektrik kısmına ise hiç girmeyelim, zira Eurostat verilerine göre, Avrupa’da konut elektriğini en pahalı satan ülkeyiz. Nasıl olur da en ucuz 5 ülkeden biri olduğumuz iddia edilir, bilemiyoruz.
Biz bu demece pek anlam veremedik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın açıklamasında Doğruluk Payı yoktur diyoruz.
Sadir Durmaz – MHP: “Türkiye 16 yıl aradan sonra canlı hayvan ve et ithal ediyor.”
MHP Yozgat Milletvekili de demecinde bir hayli iddialı görünüyor. Ancak analizimiz sonucunda bu iddia da temelsiz çıkıyor.
TÜİK’ten alınan verilerde görülüyor ki, Türkiye, 1996-2014 arasında sadece 4 yıl (1997, 1998, 2001 ve 2002) canlı hayvan ihracatını ithalatından daha yukarıda tutabilmiş. Diğer bütün yıllar bu alanda ithalat miktarımız daha fazla. Örneğin 1999 ve 2000 yıllarında toplam 57 milyon dolarlık canlı hayvan ithalatı varken, 2011 ve 2012 yıllarında resmen dibi görmüşüz; bu iki yıl toplam 1,9 milyar dolarlık canlı hayvan ithalatı yapmışız.
Bu alanda ithalat yapmamız yeni bir durum değil, hep olan bu zaten diyoruz ve ekliyoruz; MHP Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz’ın iddiasında Doğruluk Payı yoktur.
Vedat Demiröz – AK Parti: “Dünyada birçok ekonominin deflasyon riskiyle karşı karşıya kaldığı ve büyümenin son derece düşük olduğu 2014’te, Türkiye ekonomisi 3,3 büyüme kaydetmiştir.”
Öncelikle lafı dolandırmadan söyleyelim, 2014 yılında büyüme yüzdemiz 2,9. Türkiye gibi ‘gelişmekte olan ülke’ statüsünde kabul edilen bir ülke için bu yüzde hiç de iyi değil, hatta küçülme sayılır diyenler bile bol. Bu kişilere göre asla %5’in altında bir büyüme kaydetmememiz gerekiyor.
Peki diğer ülkelerde durum ne? Örneğin diğer ‘gelişmekte olan’ kardeşlerimiz neler yapmış? IMF verilerine göre, bu ülkeler için 2014 yılında büyüme beklentisi %4,7. Detaylandıracak olursak; Çin %7,3 büyüme beklerken, Hindistan’da bu oran 5,6. Endonezya %5,1 büyüme beklentisinde. Bizim de bu ülkeler ile aynı statüde olduğumuzu ve %2,9 büyüdüğümüzü tekrar hatırlatıyoruz; ortalamalarını düşürmüşüz insanların. Tüm Dünya’nın 2014 büyüme beklentisi ise %3,3 olarak açıklandı. O da bizden yüksek yani.
Dolayısı ile dünyada büyüme oranlarının pek de öyle söylendiği gibi küçük olmadığı, bizim ise beklentilerin altında büyüme yaşadığımız bir yıl geçirdik. Bu durumda diyebileceğimiz tek şey; AK Parti Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz’ün iddiasında Doğruluk Payı yoktur.
Kemal Kılıçdaroğlu – CHP: “Hollanda’nın, Konya’dan küçük olmasına rağmen, yıllık tarım ürünleri ihracatı 185 milyar dolar … Türkiye’nin ise 12 milyar dolar”
Yapmayın, Hollanda Konya’dan küçük değil, az da olsa büyük. Bu bir. İkincisi ise Hollanda adı verilen güzel ülkenin tarım ürünleri ihracatı yıllık 185 değil, 85 milyar dolar (ABD’den sonra dünyanın en büyüğü). O baştaki ‘1’ nereden geldi, biz anlamadık açıkçası. Şunu da ekleyelim hadi (hesaplamalar tartışmalı olsa da), Türkiye’nin yıllık ihracatı 12 milyar değil, 17,5 milyar dolar.. Demecin tutulur yanı yok desek yeridir.
Kabul ediyoruz, demecin bağlamına bakarsak söylenmek istenen şey doğru; tarımsal anlamda Hollanda gibi, tarım alanı bakımından bizden 20 kat küçük bir ülke, bu alanda bizim fersah fersah ötemizde bulunuyor. Ama bunu söylemenin daha tutarlı yollarının da olabileceğine, biz gönülden inanıyoruz.
Sonuç olarak; CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu demecinde büyük oranda Doğruluk Payı yoktur diyoruz ve bitiriyoruz.