“Annem yok, kimsem yok” diyen Doğan Cüceloğlu, ölüm olgusunun ciddiyetini ilerleyen yaşına rağmen duygulanarak hatta duygulandırarak anlatmıştı. Kaldı ki, dün okuduğumuz ve izlediğimiz haberler, kendisinin sıradan bir kayıp olarak görülemeyeceği ortaya koyuyordu. Ayrıca aynı haberler, onun sözlerine kulak misafiri olan veya kitaplarına göz gezdirenlerin dahi bu kayıptan dolayı etkilendiğini gözler önüne serdi.
Gerçek anlamda bir kişisel gelişim uzmanı olan Cüceloğlu, Türk toplumunun, coğrafyamızda yetiştirdiği değerli bir isim. Dolayısıyla, kendisinin ‘profesör’ unvanıyla akademik kişiliğini kanıtlamaya ihtiyaç olmadığı ortada. Ama bununla birlikte odasında ders çalışan bir öğrencinin ya da çocuğunun eğitimine önem veren bir anne-babanın hatta iş kurmak isteyen bir girişimcinin bile duygusal bağ oluşturabileceği kadar sizden bizden biri. O, emsalsiz güzel insan artık yok…
Biz de istedik ki, hiçbir vedanın ona yakışmayacak türden olduğunu bilerek kendi çapımızda Hoca’mızı uğurlayalım. Onun hakkında ve eserlerine dair kısa bir yazıyla Doğan Cüceloğlu’nun gülümsediğini hayal edelim.
Anlatsak sayfalara sığamayacak Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu, Mersin’e bağlı Silifke ilçesinde, 9 Şubat 1938 tarihinde dünyaya geldi. Ve ayrıca Kendisinden önce doğan 10 kardeşi daha vardı. Kalabalık bir ailenin üyesi olarak çevresini gözlemleme şansı elde etmişti. Bugünün büyük profesörünün yetişmesini sağlayan zeminin bir parçası burada, küçüklüğünde oluşmuştu. Doğan Cüceloğlu, ortaokul yaşamını aynı şehirde geçirirken liseyi okumak için Ankara ve Kırklareli’nin yolunu tuttu. Bu şehirlerdeki orta öğreniminin ardından İstanbul’a gelen Doğan Hoca, İstanbul Üniversitesi’nde, psikoloji eğitimi aldı ve bu bölümün mezunlarından biri olarak kep attı. Ardından, doktora eğitimi için gittiği ABD’de, Illionis Üniversitesinde Bilişsel Psikoloji alanında çalışmalar yürüttü.Yeniden Türkiye’ye dönen Doğan Cüceloğlu, Hacettepe Üniversitesi ile Boğaziçi Üniversitesi’nde akademik çalışmalar yürüttü. Fulbright adı verilen burs ile Kaliforniya Eyalet Üniversitesinde ziyaretçi öğretim üyesi olarak yaklaşık bir yıl boyunca görev yaptı. Takip eden yıllarda (1980-1996), aynı kurumda çalışmayı sürdürdü.
90’lı yılların ikinci yarısında yeniden Türkiye’ye döndü
Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’ndeki çalışmalarının ardından 1996 yılında yeniden Türkiye’ye dönen Doğan Hoca; üniversite öğrencilerinden öğretmenlere, ebeveynlerden iş insanlarına kadar çok geniş bir yelpazeyi oluşturan kitlelere yönelik seminerler, konferanslar ve atölye çalışmaları düzenledi. 1990’dan itibaren kitaplarını Türkçe olarak yayımlamaya özen gösteren Cüceloğlu, kütüphanemizde bulunan pek çok önemli eserin sahibi oldu. Çünkü kendisi, Türk insanının düşünce, duygu ve davranışlarını bilimsel psikoloji kavramları içinde inceleyen kitaplar yazdı.
İşte Doğan Cüceloğlu kitaplarından bazıları
Hoca’mızın bazı kitapları ile ilgili yazdığı önsözlerde, düştüğü notlarda dahi onun nahif yapısını daha net görebiliyor ve kaybımızın ne kadar büyük olduğunu anlayabiliyoruz.
Doğan Cüceloğlu ve Ahmet Dervişoğlu: “Derviş’in Aklı: Profesör Ahmet Dervişoğlu ile Sohbetler”
Doğan Hoca, İTÜ’nün simgesel isimlerinden biri olan ve yayınlarına yüzlerce atıf alan yakın arkadaşı Prof. Dr. Ahmet Dervişoğlu ile gerçekleştirdiği sohbetleri kitap haline getirmişti.
Kendisi, kitap ile ilgili olarak şu sözleri yazmıştı:
“Bu kitapta, okulu olmayan Akçapınar köyünden bilge bir babanın inancıyla yola çıkarak okumaya başlamış, öğrenci olarak girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesi’nde profesör olmuş, Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde üç yıl araştırmalar yapmış ve dersler vermiş, sonrasında Türkiye’ye dönüp mezun olduğu fakültede dokuz yıl dekanlık yapmış dostum Ahmet Dervişoğlu’yla sohbet ettim. Ama bu sohbetlerin amacı, Ahmet Dervişoğlu’nun akademik başarılarından çok, değerlerini, yaşama bakış tarzını, insan sevgisini sizlere aktarmaktı. Bugün seksen yaşında olsa da, içindeki çocuğu dipdiri korumayı başarmış, gözleri ışıl ışıl bakan bir insandan öğrenilecek bir şeyler olmalı, diye düşündüm. Sohbetimizden üniversite öğrencileri, öğretmenler, yöneticiler ve anne-babaların yararlanacağına inanıyorum. Benim aldığım keyfi, umarım siz de alırsınız.”
Öğretmen Olmak & Bir Cana Dokunmak
İletişim dünyasının iki değerli insanının kaleminden çıkan bu başyapıtta; Doğan Cüceloğlu ile İrfan Erdoğan’ın, genç fidanların taptaze umutlara dönüşmesini sağlayan öğretmenleri konu ediniyorlar.
Eğitim ve öğretmenlik hakkında bugüne kadar biriktirdikleri kuramsal, tarihsel ve güncel fikirlerini paylaşmak üzere bir araya gelen Doğan Hoca ve İrfan Hoca, yaklaşık bir yıl boyunca pek çok şehirde bir araya gelip öğretmen odaklı sohbetler gerçekleştirdiler. Ardından da bu güzel eser çıktı.
İnsan İnsana
Onlarca kez yeniden basıma giden İnsan İnsana kitabı, ilişkiler kapsamında sürekli olarak yeniden tanımlanan bir varlık olan insanı konu ediniyor.
İnsan İnsana, günlük hayat içinde gözümüzden kaçan, dikkat etmediğimiz basit iletişim kazalarının çok yönlü ve büyük sonuçlarının engellenmesi için rehber niteliğinde bir kitap.
İnsan ve Davranışı: Psikolojinin Temel Kavramları
Her çağdaş insanın bilgi sahibi olmasını önemseyen Doğan Hoca, alanına dair muhteşem eserler bıraktı. İnsan ve Davranışı’nda; modern psikolojinin temel kavramlarını, ilk kez Türk bilim insanlarının katkılarıyla ve Türk toplum yapısının özellikleriyle sentezlenerek sunulduğunu fark ediyorsunuz.
İçimizdeki Çocuk
Eser ile ilgili olarak şu iki cümle bize bir mesaj veriyor:
“İçimizdeki Çocuk, Doğan Cüceloğlu’nun İç Çocuk ve İç Ana-Baba ilişkisinin nasıl oluştuğunu, bu ilişkinin duygu, düşünüş ve davranışlarımıza nasıl yansıdığını günlük örnekler kullanarak sağlam mantıksal kurgusu ve yalın anlatımı ile veriyor.
Ayrıca kitapta, içinde yetiştiğiniz ailenin ve yakın çevrenizin sizin iç dünyanızı ve şimdiki duygu, düşünüş ve davranışınızı nasıl etkilediğini incelemektedir.”
İyi Düşün Doğru Karar Ver
Kitap, etkili yaşamın ne olduğunu tartışmakla birlikte bunu sağlamak için yapılması gerekenleri, günlük yaşama uyarlamalar yaparak ortaya koyuyor.
Yetişkin Çocuklar
Kitap için ifade edilen; “Yetişkin Çocuklar, bedenen gelişmiş ama duygusal olgunluğa erişememiş insanlardır. Bu kitap, aslında bildiğimiz, fakat üzerinde düşünme gereğini pek duymadığımız bir öyküyü anlatıyor. Bu öykünün kahramanlarını tanıdıkça çocukluğunuzu, ailenizi, çevrenizdeki insanları ve en önemlisi de kendinizi daha iyi anlayacaksınız.” vaadi, Doğan Hoca’yı ve eserlerini düşündüğümüzde pek de abartılı olmasa gerek.
İçimizdeki Biz
“İçimizdeki Biz, yaşamımızdaki dayanışma gerçeğinin temelidir. Bu gerçeği yaşayan insanlar birbirlerine güven duyarlar. Aile yaşamı, komşuluk ilişkileri, ekonomik ve politik yaşam bu güven üstüne kurulur. Böyle bir toplumda trafik ışığında motoru stop eden arabanın sürücüsüne yardım eli uzanır; çocukların ve toprağın geleceğine sahip çıkılır. Evlerin içi kadar sokakların ve kentlerin temizliğine de önem verilir.
Dayanışma bilincinin olmadığı yerde, Sen-ben Anlayışı hakimdir. Evrendeki dayanışma gerçeğinin fark edilmesi Biz Bilinci’nin temelini oluşturur.
Bu kitap, Sen-Ben Anlayışı üzerine kurulmuş aile ve iş yaşamının sorunlarını irdelemekte ve çözümün Biz Bilinci’nde yattığını göstermektedir.”
Savaşçı
Kitapla ilgili olarak sizi Doğan Hoca’nın açıklamasıyla baş başa bırakıyoruz:
“Anlamlı ve Coşkulu Bir Yaşam İçin Savaşçı kitabında böyle bir savaştan söz ediyoruz. Söz ediyorum değil, söz ediyoz; çünkü kitabı Arif Bey’le beraber oluşturduk.
Arif Bey kimdir?
Arif Bey, bu kitapta benimle konuşan bir sınıf öğretmeni. O beni bulmadı, aslında ben onu buldum. Uzun zamandır öğretmenlere ulaşmak, onlarla bir diyalog başlatmak gereksinmesi duyuyordum. Arif Bey’i böyle bir arayışın sonucunda buldum.
Arif Bey’in yüreğinde sıkıntı var. Çabalıyor. Anlamak istiyor, yapmak istiyor. Destek bulamıyor. Ve yalnız!… “
‘Keşke’siz Bir Yaşam İçin İletişim
Bugün kaç kez “keşke”yi dahil ettiğiniz cümle kurdunuz? Dün? Geçen hafta? Geçen yıl? Peki paylaşmayı öne koymak pişmanlığı giderir mi?
“Keşke”lerle kaybettiklerimizin sebepleriyle birlikte bu pişmanlıklarımızın önlenmesini sağlayacak reçeteyi sunan anahtar kelime: İletişim.
“Korku Kültürü: Niçin ‘Mış Gibi’ Yaşıyoruz?
Bir toplumda “korku kültürü”nün bir toplumda egemen olması halinde o toplumda gerçeğe saygı olmayacağını ve ‘can’ın da önemsenmeyeceğini vurgulayan kitap, böylesine bir ortamda bilimsel gelişmenin de neden mümkün olmayacağını açık açık anlatıyor. Ve Doğan Hoca okurlarına soruyor:
“Bizimle yolculuğa var mısınız? Korku kültüründen kurtulmak için üçümüz el ele verdik, aydınlığa bir adım attık; bize katılmak ister misiniz? Haydi öyleyse!”
Doğan Cüceloğlu kitapları ile ilgili yazılacak yüzlerce sayfa var. Aşağıda yer alan listede ise diğer kitaplarının isimlerini görebilirsiniz
- Başarıya Götüren Aile
- Bir Kadın Bir Ses
- Korku Kültürü
- İletişim Donanımları
- Onlar Benim Kahramanım
- İnsanı Ararken Damdan Düşen Psikolog
- İnsan İnsana Sohbetler
- Öğretmenim Bir Bakar Mısın?: Öğretmen’in Gücü Üzerine
- Gerçek Özgürlük
- Var mısın?