Girls 15 Nisan 2012’de Amerikan TV kanalı HBO’da yayınlanmaya başlamış ve 4 sezondur devam eden bir dizi. Dizide 20’li yaşlarda yakın arkadaşların başından geçenler anlatılıyor. Dizinin yaratıcısı ve başrolüyse aynı isim: Lena Dunham. Ve 26 yaşındaki Dunham’ın kendi hayatından esinlenerek bu ana karakteri ortaya koyduğunu biliyoruz.
Girls, yıllardır ekranda gördüğümüz Amerikan rüyası algısını yerle bir eden bir dizi. Kusursuzluktan çok uzak ve inanılmaz hayatın içinden. Eğer hala izlemediyseniz, bu listeyi okuduktan sonra açıp mutlaka bir bölümünü izlemenizi tavsiye ederiz. İşte Girls izlemek için sıralanabilecek bazı nedenler:
1. Çünkü bu dizinin kadınları alışılmışın dışında ve hiçbiri çok güzel değil
Hiçbirimiz aslında dizilerde görmeye alıştığımız gibi her daim makyajlı ve kusursuz değiliz. Girls de tam bu noktada gönlümüzü fethediyor. Bu dizideki kızlar genelde makyajsızlar, saçları yapılı ve vücut ölçüleri kusursuz değil, defolu giysiler giyiyorlar… Yani her açıdan prenseslikten çok uzaklar. Biz bu tatlı kızlarda adeta kokoreç-sakatat-zurna dürüm samimiyeti gördük. Belki de ihtiyacımız olan şey budur. Çünkü maalesef gerçek hayat Bihter Ziyagil’in köşküne hiç benzemiyor.
2. Tıpkı bizler gibi aldatıyor, aldatılıyor; terk ediliyorlar
Dizilerde görmeye alışık olduğumuz gibi kusursuz aşıklar çıkmıyor her zaman bu kızlarımızın karşısına. Tıpkı gerçek hayattaki gibi saçma ilişkiler içerisine girebiliyorlar. Aldatılıyorlar ama bunu dramatikleştirmek yerine gerçeğini yaşıyorlar. Ya da her zaman aldatılıp mağdur olmuyorlar, aldatıyorlar.
3. Muhteşem güzellikte evlerde yaşamıyorlar ve hayatları kusursuz değil
Dizide, izlerken özeneceğimiz ve bizi kendi hayatımızdan tiksindirecek bir hayat göremiyoruz. Mesela Manhattan’ın göbeğinde oturmuyorlar ve hiçbirinin düzgün bir ilişkisi yok. Aksine Brooklyn’de eski bir apartman dairesinde yaşayıp kiralarını ödemekte zorlanıyorlar. Ve dizideki en mükemmel karakter bile kusurlarla dolu. Bu yüzden bu kızlar içimizden biri.
4. Zaman zaman birbirinden nefret eden ama asla kopmayan bu 4 kişilik çekirdek kız grubu da çok hayatın içinden
Yine hepimizin bileceği gibi ne kadar çok arkadaşımız olursa olsun, o çekirdek kız arkadaş grubumuzun yerini hiçbir şey tutamaz. Aynen dizide de böyle. Bu dört kız hep bir arada ve genelde çok eğleniyorlar. Ancak ilişkileri asla düz bir çizgide gitmiyor. Hepsinin birbiriyle olan samimiyeti de bambaşka. Hayatlarındaki sorunlar çok farklı ve bu kızlar birlikte hiçbir şeyin üstünden gelemiyorlar. Tıpkı bizim gibi. <3
5. Genelde ellerinde havalı kokteyller yok ve sokaklar onlardan soruluyor
Kızlarımız eve gitmek istemediği için bankta da uyuyabiliyor, şarap gecelerine katılmak yerine fıçı birayı da tercih edebiliyor. Onlar için eğlence hep çok lüks mekanlarda takılmak değil. Aksine yüksek binaların çatıları, polise yakalanmayacakları herhangi bir yer ya da ev partileri; tercih ettikleri mekanlar arasında.
6. Kendi hayatlarımızdan alışık olduğumuz “ıssız adam”lardan bu dizide de bir tane var: Adam
Canlılığın başladığı ilk günden beri var olduğunu düşündüğümüz ancak bir türlü isimlendiremediğimiz bu çeşit erkekle ilgili “Heh, işte tam olarak bu!” diyebileceğimiz kavram, sağ olsun Çağan Irmak sayesinde yıllar önce hayatımıza girdi. Bu ıssız adamları şüphesiz ki en iyi biz biliriz.
İşte Adam da adeta bu çeşit erkeğin timsali. Dizide, Hannah’la öylesine takılmak niyetiyle başladığı ilişkilerini, ona aşık olduğunu anladığı anda bitiriyor, kızımızı bırakıyor ve uzaklara gidiyor. Biz de anlıyoruz ki ıssız adamlar her yerdeler.
7. Kadınlıkta varmak istediğimiz nokta olan özgür ruh Jessa, bizlere umut vaadediyor
Jessa, birçoğumuzdan farklı olarak hayatındaki erkeklerin ne düşündüğü hiç önemsemiyor. Kimseye hiçbir şey için söz vermiyor; basit bir randevu konusunda bile. Ve genelde terk eden taraf daima o. Çünkü aynı zamanda da çok cesur. Çok yalancı. Çok umursamaz. Adamsın Jessa. Umudumuzsun!
8. “Türk kızı” olduğundan şüphelendiğimiz Marnie ise, Türk kızları için ayna etkisi yaratıyor
Marnie aslında biraz bize benziyor. İncir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden sevgilisinden ayrılmalar, kendi kendine girdiği zamansız buhranlar ya da çok güzel olma tutkusu. Kızmayın ama bunların hepsi bize çok tanıdık. Zaten bu yüzden diğer kızların içinde de adaptasyon sorunu yaşıyor. Biz burda bütün kızlar toplandık, seni kısır-çay partimize bekliyoruz Marnie.
9. Dizinin yaratıcısı ve aynı zamanda başrolü olan Hannah, gerçek bir anti-kahraman
Gelelim dizimizin en belirgin karakteri olan Hannah’a. Hannah, güzellik konusunda bir başrolden bekleneni vermiyor bizlere. Dizilerde görmeye alıştığımız estetik algısını yerle bir ediyor. Sıfır beden olmayan vücuduyla son derece barışık ve her fırsatta tüm çıplaklığıyla karşımıza çıkıyor. Kızımızın huyları da bir tuhaf. Hırsızlık yapıyor, yalan söylüyor, adam kaçırıyor; bazen de en yakın arkadaşına ihanet ediyor. Yani karakteri kusurlarla dolu. O bir kahraman değil, anti-kahraman.
10. Diğer 3 kıza hayran ve kendini zorla gruba dahil ettiren Shoshanna, yakından tanıdığımız biri
Dizide en az görünen ama en tatlı karakterlerden biri Shoshanna. Kendisi diğer üç kıza da deli gibi hayran. Sürekli onlardan biri gibi hissetmek istiyor. Kız gruplarında mutlaka olur böyle +1 biri. İzlerken onu tanıyacaksınız ve kim olduğuna siz karar vereceksiniz.
11. Bir de hepimizin ihtiyaç duyduğu arkadaş “Hallederiz Ray” var
Ray, grubun içindeki yaşça en büyük karakter. Ancak ondan beklenen gibi diğerlerinden farklı veya daha başarılı değil; en az onlar kadar az yol kat etmiş ve oldukça başarısız biri. Her şeye rağmen kimin ne sorunu olursa, Ray hemen orada bitiyor. Hannah’ın paraya, Adam’ın bir eve ya da Shoshanna’nın sevişmeye ihtiyacı olduğunda.
12. İkili ilişkilerin (kadın-erkek, kadın-kadın, erkek-erkek şeklindeki her kombinasyonunda) her haliyle karşılaşmamız mümkün
Dizide ikili ilşkilerdeki odak noktası sadece sevgililik durumları değil. Kızların ve erkeklerin kendi aralarındaki ilişkileri de çok gerçek işleniyor. Bu yüzden izlerken karakterler arasında cinsiyetin ortadan kalktığını hissediyorsunuz. Ve bu da diziye çok samimi bir hava katıyor.
13. Ebeveynler de tıpkı çocukları gibi mükemmel değil ve birçok problemin temelinde yine onlar var
Mesela Hannah’ın annesinin babasını birçok kez aldatmış olması; babasının 50 küsür yaşındayken gay olduğunu ona ve annesine itiraf etmesi; ya da Marnie’nin annesinin onu arayıp sormaması. Bütün bunlar bize ebeveynlerin de kusursuz olmak zorunda olmadığını gösteriyor. Ve bir çok olayda da kızların hayatındaki problemlerin aslında bunlardan kaynaklandığını görüyoruz.
14. Ve en önemlisi her bölüm entrika dolu değil, tıpkı hayat gibi, bazen 25 dk boyunca hiçbir şey olmuyor; bazen de işler karışıyor
Dizinin her bölümünün sürükleyeciliği aynı değil. Girls’i izlerken bazen gerçekten hayatımızdaki sıradan ve sıkıcı bir gün gibi bir bölümle karşılaşıyoruz. Ya da dizide anlatılan bir problem, ilerleyen bölümlerde de çözüme kavuşmuyor. Girls’i hayatımızın çok içinden yapan en önemli neden bu belki. Dizinin yaratıcısı Lena Dunham’ın bir röportajında, genelde kullanılan bir senaryo tekniği olan serim, düğüm, çözümün aksine; düğüm, düğüm, düğüm tekniğini kullandığını söylemesi; bize bu durumu daha net açıklıyor.