Hayal edin.
Martin Scorsese evinde oturmuş, çekmiş atletini çizgili pijamasını, “Dizi mi çeksem ne yapsam lan” diyor.
David Fincher alıyor telefonunu hop bir çağrı Kevin Spacey’ye; “Kanka dizi çevirelim mi?” diye teklifte bulunuyor.
Hayal etmenize gerek kalmadan dünyaca ünlü dizilere el değdiren yönetmenleri biz sıralayalım.
David Lynch – Twin Peaks
1990-1991 yılları arasında yayınlanan, şu sıralar yeniden yayına dönmesi konuşulan dizi, baştan aşağı David Lynch gizemine sarıp sarmalanmış, rahatsız müziklerle bezenmiş bir kült yapımdı. Yeni bölümlerini de Lynch yönetecekse, gönder gelsin diyoruz. Merak edenler için buraya bir fragman konmuş.
Martin Scorsese – Boardwalk Empire
Ailenizin ön dişi Steve Buscemi’nin başrolünde oynadığı, 1920’lerin Caz Devri’nde alkolün ve arzuların şelale gibi aktığı Atlantic City’yi konu alan muhteşem dizinin proje yatırımcısı olarak arkalardan bize göz kırpan Martin Scorsese’nin el emeği göz nuru yapım her sene mutlaka birkaç Golden Globe adaylığını cebe atıp, Primetime Emmy ödüllerini de büyük boy siyah poşetine koyup eve götürmesiyle biliniyor. Merak edenler için buraya bi fragman konmuş.
David Fincher – House of Cards
1990 tarihli mini TV serisinin günümüz versiyonu olarak çekilen ve Francis Urqhuart isimli politikacının aktif siyaset hayatını anlatan dizi şu beş bileşeni ortaya koyduğunuzda zaten size sağlam bir fikir veriyor: dram, entrika, intikam, David Fincher, Kevin Spacey… Bunları alıp kaliteli bir prodüksiyonla birleştiriyoruz ve hop, son yılların en kaliteli dizilerinden biri olan House of Cards karşınıza çıkıyor. Yozlaşmış, görüntücü, güce aç hırslı insanların hikayelerini seven izleyiciler için kesinlikle izlenmesi gereken bir yapım. Se7en’dan sonra ilk defa bir araya gelecek olan ikiliyi iş başında görme zevki de cabası. Merak edenler için buraya bi fragman konmuş.
Adam Mckay – Eastbound & Down
Anchorman’ın yönetmeni olan Adam Mckay’in imzasını taşıyan komedi dizisi şöhretinden kaymaya başlayan eski beyzbol oyuncusu yeni beden eğitimi öğretmeni olan Kenny Powers’ın absürd hikayesini karın ağrıtacak seviyede kahkahayla ekrana taşıyor. Merak edenler için buraya bi fragman konmuş.
Michael Mann – Luck
The Insider’ın yönetmeni ve The Aviator’ın Oscar ödüllü yapımcısı Michael Mann’in dizi atraksiyonu ise başrolünde Dustin Hoffman’ın oynadığı ve kumarbazlarla amiyane tabirlerle atseverlerin anlatıldığı bir yapım. Serinin yaratıcısı olan David Milch’in de gerçek hayatta iyileşme sürecinde olan bir kumar bağımlısı olduğunu bilmek de diziyi muhtemelen daha gerçekçi yapar. Gününün çoğunu ganyan bayiilerde geçiren amcalarımızın dizisi. Merak edenler için buraya bi fragman konmuş.
Bryan Singer – House M.D.
Usual Suspects ve X-Men serisinin yönetmeni olan Bryan Singer’ın dizi heyecanı ise bir zamanlar hepimizi doktorculuk oynamaya soyundurmuş, gittiğimiz hastanelerdeki doktorların biri de ona benzese ya dediğimiz efsane diziyle kesişiyor. Merak edenler için buraya bi fragman konmuş.
Wes Craven – The Twilight Zone
Hani olur da Wes Craven’in adını çıkaramadıysanız diye, çocukluğunuzda izlediğiniz ve geceleyin altınıza işemenize sebep olan Elm Sokağı’nda Kabus serisi ve bu seriyle alakalı bütün Freddy Krueger filmi kendisinin parmağından çıkma. Doğal olarak The Twilight Zone dizisinin birkaç bölümünü yönetmesi de çok uzak bir senaryo değil gibi. Merak edenler için buraya bi fragman konmuş.
Alfred Hitchcock – Alfred Hitchcock Presents
Korku sineması ve tedirgin bekleyiş kavramının atası olan yönetmenden başka kimin kendi adını taşıyan bir dizisi olabilirdi ki zaten? Adeta Hitchcock diziye el atmamış, elini değdirmiş de dizi oluşmuş diyor, her zaman olduğu gibi saygıyla eğiliyoruz. Merak edenler için buraya bi fragman konmuş.
Joss Whedon – Ne ararsan var
Buffy The Vampire Slayer’dan The Office’e, Firefly’dan Angel’a adeta dizilere değil, dizi çekmekten sonra filmlere el atan yönetmen 1995 tarihli ilk Toy Story’nin ve The Avengers’ın yönetmeni. Kendisine filmden dizilere, sonra da dizilerden filmlere koştuğu çalkantılı sektör hayatında başarılar diliyor, iki tür arasındaki farkı fazla eritme aman diyoruz.
Tek bölümlük bonus: Tim Burton – Alfred Hitchcock Presents
The Jar isimli bölümün imzası dizilere el atsa ne çıkacağını merakla bekleyebileceğimiz vaadini rahatlıkla veren bir yönetmen olan Tim Burton’a ait.
Birkaç bölümlük bonus: Quentin Tarantino – CSI
Quentin Tarantino ve dizi yönetmek her ne kadar konsept dışı gözükse de, kendisinin 3 bölümlük de olsa bir CSI geçmişi var, yadsınamaz. Merak edenler için buraya bi fragman konmuş.