Dinozorlar dediğimiz dev yaratıklar çocukluğumuzdan bu yana ilgimizi çeken en fantastik hikayelerin aktörleri. Bu hikayeler, bilim dünyasının da ilgisini çekmeyi başaracak ögeler taşıyor. Hem de uzun zamandır…
Günümüzden yaklaşık 66 milyon yıl önce yok olduğuna inanılan dinozorların sonunu getirenin ne olduğunu biliyoruz. O meşhur gök taşının dünyaya çarpması ve bir dizi felaketi illa ki duyduk. Peki ya, konunun biraz detayına insek de bilgilerimizi tazelemekle birlikte dimağımızın sınırlarını genişletsek nasıl olur?
İşte karşınızda dev kertenkelelere (dinozor, Yunanca “korkunç kertenkele” anlamına geliyor) bir anlamda mezar olan Chicxulub Krateri ve o gün yaşananların bilim gözünden değerlendirmesi…
Dinozorlar ve bu ırkın sembolik mezarı Chicxulub Krateri
Chicxulub diye yazılır “Çikşalub” (nam-ı diğer; Dinozor Krateri) okunan bu kraterin yeniden gündem maddesi olmasının üç sebebi var; birincisi, Teksas Üniversitesinin yürüttüğü bir akademik proje. İkincisi, NASA’nın gezegenimizi teğet geçeceğini açıkladığı yeni bir gök taşı… Ve üçüncüsü Edinburgh Üniversitesinden paleontolog Stephen L. Brusatte’a ait “The Rise And Fall of The Dinosaurs (Dinozorların Yükselişi ve Çöküşü)” isimli kitabın sosyal medyada yer almaya başlaması.
Bu sebeplere değinmeden önce kraterle ilgili ayrıntılara geçip konuya ısınalım.
Dinozorlara Mezar Olan Chicxulub Krateri
Dinozor ırkına mezarı olan bu ünlü krater, Meksika’daki Yucatan Yarımadası’nda bulunuyor. Gök Taşı Krateri olarak da tanımlanan bu çukurun çember alanı yaklaşık 170-180 km çapında. Yani, karayollarındaki hız limiti olan 90 km hızla giden bir araçla kraterin etrafını yaklaşık iki buçuk saatte tamamlayabiliyorsunuz. Bir başka örnekle, aynı hızla İstanbul’dan yola çıkıp Yalova’ya gidebilir ve oradan dönebilirsiniz (yaklaşık olarak).
Dinozor konusuna yeni bir açıklama getiren ve krateri tesadüfen keşfeden bilim insanları
Bilimin tesadüfen keşfettiği gerçeklerden birini temsil eden Chicxulub Krateri’nin kaşifleri iki bilim insanı; Antonio Camargo ve Glen Penfield oldu. Takvimler 1987’yi gösterdiğinde petrol yataklarını araştırmak için kolları sıvayan bu iki bilim insanı kazara kraterin geçmişinden ve dinozor ırkının akıbetinden haberdar olup bir de bu haberi dünyayla paylaşıyorlar.
Dinozor ırkını 66 milyon yıl önce yok eden çarpışma
Olay mahalli belli.. Peki olay günü neler yaşandı? Dinozorların sonunu getiren olayın yaşandığı günü zihnimizde canlandırmaya çalışalım. İşte Brusatte’ın eserinden aktarabileceğimiz ayrıntılar:
Önce bir ışık parladı. Işık, dinozorlara “geeeel geeel” diye çağrıda bulundu. Ama dev cüsseli bu yaratıklar anladılar işin içinde bir bit yeniği olduğunu. Ne olduğunu tam olarak kavrayamadan Meksika adeta yerle bir oluyor. Çünkü gök taşı yeryüzüne çarptığı an 9-10 büyüklüklerinde inanılmaz bir deprem meydana geldi. Deprem, o zamanki dünyanın hakimi olan dinozorların birçoğunun anında ölmesine sebep olurken felaketler zinciri bununla da son bulmadı. Kanatlı yaratıklar (Pterosaurlar), uçmaya kalksalar da “kaziye-i anha öyle değil” deyiminin belki de ilk örneğini teşkil edecek olayı yaşamaya başladılar. Çünkü depremin ardından gökyüzü kapandı ve kapandığı gibi gökten cam ile ateş yağdı… O kadar etkili bir çarpma, olay yerinden neredeyse 1500 km ötesini dahi etkiledi. Yüzüklerin Efendisi sahnelerini aratacak cinsten…
Deprem sonrası meydana gelen tsunami ise 100 metrelik dalgalar yarattı ve depremde toprağa gömülmeyen, ateş yağmurundan kurtulan dinozorların boğulmasına neden oldu.
NASA’nın açıkladığı gök taşı
Bu olayı ve olayın yaşandığı krateri gündemimize taşımaya mesnet oluşturan haberlerden biri de NASA’nın JF1 ismi verilen gök taşının yüzde 0.03 ihtimalle gezegenimize çarpma olasılığı. Acaba JF1 de dinozorları yok ettiği gibi bizim de sonumuzu getirir mi?
Öyle çok korkulacak bir şey yok habere göre. En azından öyle umuyoruz…
İki gök taşını kıyaslarsak
JF1’i Chicxulub gök taşı ile karşılaştırırsak iddiaya göre JF1 oldukça küçük kalıyor. JF1’in boyutu hemen hemen Giza Piramidi kadarken Chicxulub, Everest Dağı’nın boyutuna sahipmiş.
Chicxulub tahminen saatte 108.000 km hızla atmosfere girmiş. Çarpışmanın şiddeti 100 trilyon ton TNT ya da başka bir değişle 1 milyar nükleer bombaya eşitmiş.
Cehennem Sıcağı ve büyük fırtına
66 milyon yıl önce gerçekleşen bu kuvvetli çarpmanın sonucunda malum sıcaklık cehennemi andırır türden; cismin çarptığı yerdeki kayalar cama dönüşmüş. Tsunamilerin yüksekliğinin New York’taki Empire State gökdeleninin iki katıymış. Bu arada Empire State gökdeleni, 381 metre uzunluğunda. Varın siz hesaplayın…
Patlamanın oluşturduğu rüzgar ise yaklaşık 1000 km/saatle esmiş; 2005’teki “Ölümcül” Katrina Kasırga’sının 4 katı bir hızdan bahsediyoruz.
Çarpışma sonrası fena bir toz kalkıyor ki bu toz gezegenin birkaç yıl boyunca güneş görmesini engellemiş ve çarpışma sonrası tüm canlı türlerinin yüzde 75’i fosil olmaya doğru boyut atlamış.
Dinozorlar 5. yok oluşun son şahitleri oldu
Dinozorlar ve bu ırkı tarihe gömen bu çarpışma sonrası insanlık 6. yok oluşu bekliyor çünkü 66 milyon yıl önce meydana gelen bu felaket, gezegenin şahit olduğu 5. büyük yok oluş olarak tanımlanıyor.