Çin’in uçsuz bucaksız topraklarında, yüzyıllardır gizemini koruyan, yerin altına ustalıkla inşa edilmiş sıra dışı yapılar bulunuyor. Modern betonarme binalardan çok uzakta, gökyüzüyle değil toprakla iç içe olan bu evler, sadece birer barınak değil; doğayla uyumun, kültürel mirasın ve insan zekâsının etkileyici bir örneği. “Dikengyuan” olarak adlandırılan bu çukur avlulu evler, Çin’in kuzeyindeki Löss Platosu’nda ortaya çıkan eşsiz bir mimari geleneğin ürünü. Üstten bakıldığında sadece toprak düzlüğü gibi görünen bu alanlar, aslında derin çukurlar içine yerleştirilmiş avlularla çevrili yaşam alanlarına açılıyor. Mükemmel ısı yalıtımı sağlayan sarı toprak, yazın serin kışın sıcak tutuyor. Yüzlerce yıldır ayakta duran bu yapıların bazıları, bugün hâlâ aktif bir yaşam alanı! Bazıları ise turistik ve kültürel değer olarak varlığını sürdürüyor. Bu yazıda, Çin’in yer altındaki bu gizli köylerine birlikte göz atacak, binlerce yıllık bir geleneğin mimari sırrı Dikengyuan nedir keşfedeceğiz.
Çin’in kuzeyine yolunuz düşerse, birden bire yerin altına oyulmuş, gözle zor görülen evlerle karşılaşabilirsiniz. İlk bakışta fark edilmesi zor olan bu yapılar, aslında binlerce yıldır kullanılan bir yaşam alanı modeli!
Mandarin dilinde “çukur avlu” anlamına gelen dikengyuan adıyla anılan bu evler, özellikle Çin’in kuzeyindeki Löss Platosu’nda karşımıza çıkıyor. Bu bölgedeki yumuşak ama sağlam toprak sayesinde, insanlar yerin derinliklerine kadar inen geniş çukurlar kazarak evlerini adeta toprağın içine gömüyor.
Singapur Ulusal Üniversitesi’nden Doğu Asya uzmanı Lim Tai Wei’ye göre, bu evlerin tarihi tam 7.000 yıl öncesine kadar uzanıyor!
Yani bildiğiniz gibi değil; sıradan barınaklar değil, adeta doğaya meydan okuyan mühendislik harikaları. Bu yapılar, Çin’in sert iklimine karşı halkın geliştirdiği müthiş bir adaptasyon örneği. Kışın sıcacık, yazın ise serin tutuyor. Ne tuğla var ne çimento… Sadece toprak, taş ve biraz da ustalık!
Peki bu evler nasıl inşa ediliyor? Öncelikle yerin altına 6 ila 10 metre derinliğinde dev bir çukur kazılıyor. Bu çukurun dört bir yanına, tıpkı yıldız gibi açılan odalar oyuluyor
Evin merkezinde bir avlu yer alıyor, çevresindeyse yaşam alanları sıralanıyor. Taş ya da kille güçlendirilen odalar sayesinde hem güvenli hem de kullanışlı bir yapı ortaya çıkıyor. Evin üstü tamamen açık olduğundan, içeride doğal ışık ve havalandırma sağlanıyor. Ayrıca yukarıya ulaşmak için yan taraflara rampalar bile kazılmış!
Bu evler sadece tekil yapılar değil. Birden fazla evin bir araya gelmesiyle yer altında adeta gizli köyler oluşuyor. Dışarıdan bakıldığında hiçbir şey görünmüyor ama yerin altında bambaşka bir hayat akıyor
Lim’in aktardığına göre, bu evlerde yaşayanlar etnik kökenlerine göre değil; sosyal sınıflarına göre ayrılıyorlarmış. Çoğunlukla kırsalda yaşayan çiftçiler bu evleri tercih ediyormuş.
Tarihte milyonlarca insanın yaşadığı bu eşsiz yapılar, ne yazık ki uzun süre yeterince değer görmemiş
Ancak Çin hükümeti, 2011 yılında bu evleri resmen somut olmayan kültürel miras listesine aldı. Özellikle Henan eyaletine bağlı Sanmenxia’daki örnekler restore edilerek turistik cazibe merkezine dönüştürüldü. Bugün bazıları hâlâ yaşam alanı olarak kullanılıyor, bazıları ise modern dokunuşlarla donatılmış otellere çevrildi. Betonla güçlendirilmiş yapılar, güneş panelleriyle enerji üretiyor!
Günümüzde hâlâ bazı aileler bu mağara evlerde yaşamlarını sürdürüyor
2016 yılında çekilen bazı kareler, mutfağı, yatak odasını ve oturma alanını tek bir oyukta nasıl birleştirdiklerini gözler önüne seriyor. Bazı evlerde ise modern dokunuşlar sayesinde hem geleneksel doku korunmuş hem de konfor sağlanmış.
Löss Platosu’ndaki diğer mağara evleri
Bu batık evler Löss Platosu’ndaki tek örnek değil. Bazı evler dik yamaçlara oyulmuş şekilde de karşımıza çıkıyor. Mesela Şensi eyaletindeki Yan’an mağara evleri, Çin Komünist Devrimi yıllarında Mao Zedong ve yoldaşlarına ev sahipliği yapmış. Hatta Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de gençlik yıllarını bu tarz bir mağara evde geçirmiş. Çünkü Mao’nun başlattığı “Kırsala İniş Hareketi” kapsamında şehirli gençler kırsalda yaşamaya gönderiliyordu.