Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle binlerce insanımız hayatını kaybetti ve yaralandı. Sayısız bina ise yıkıldı ve büyük hasar gördü. Adeta birer enkaz alanı haline gelen deprem bölgelerinde, devasa moloz ve çöp yığınlarının yanı sıra çeşitli atıklar ortaya çıktı. Deprem felaketinin üzerinden geçen 12 gününün sonunda ise arama kurtarma çalışmaları büyük oranda sona erdi ve enkaz kaldırma işlemleri başladı. Ancak deprem bölgesinden, kamuoyunun tepkisini çeken bazı uygulamalara imza atıldığı haberleri geliyor. Özellikle Hatay’ın Samandağ ilçesindeki moloz ve çöp yığınlarının Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün koruması altındaki Milleyha Kuş Cenneti’ne döküldüğü haberi tepkiyle karşılandı. Peki, enkaz kaldırma çalışmaları kapsamındaki moloz ve çöp yığınları nereye atılıyor, yetkili kurumlar hangileri, dikkat edilmesi gereken hususlar neler? Detaylara birlikte bakalım.
Kahramanmaraş depremlerinin 12. gününde arama kurtarma faaliyetleri büyük oranda sona erdi ve enkaz kaldırma çalışmaları başladı
10 ilimizde yıkılan ve hasar gören binlerce bina nedeniyle bazı bölgeler tanınmaz hale geldi. Kısa süre önce binaların, mağazaların ve pek çok yapının bulunduğu caddeler ve sokaklar moloz, çöp ve çeşitli atık yığınlarıyla doldu.
Bu nedenle enkaz kaldırma çalışmaları da bir hayli zorlayıcı. Depremin ardından ortaya çıkan yığınların toplum sağlığı, yaban hayatı ve tabiat için ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade ediliyor. Bu nedenle yığınların nasıl kaldırılacağı ve nerelere atılacağı konusu büyük önem taşıyor.
Hafta başında, Hatay’ın Samandağ ilçesindeki moloz ve çöp yığınlarının, ilçedeki Milleyha Kuş Cenneti’ne döküldüğü haberi tepkilere neden olmuştu
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün sorumluluğu altında bulunan alanda kayıt altına alınmış 302 kuş türünün yaşadığı ifade ediliyor. Bölgedeki en önemli doğal yaşam alanlarından olan Milleyha Kuş Cenneti’ne moloz ve çöp yığınlarının atılması, pek çok kişinin tepkisine neden oldu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, Milleyha Kuş Cenneti’ndeki moloz döküm faaliyetlerinin durdurulduğunu açıkladı
Birpınar, pek çok insanın tepki gösterdiği enkaz döküm faaliyetleri hakkında sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu. “Hatay Milleyha Sulak Alanına dökülen atıkların temizlenmesini başlattık, bölgeye atık döken belediyeler uyarılmıştır. Akşama biter. Söz konusu bölgeye bir daha atık dökümü yapılmayacaktır.” şeklinde bir açıklama yaptı.
Bununla birlikte Hatay genelinde sulak alan ve milli park gibi yerlere moloz dökülmeyeceğini aktaran Birpınar, “Hatay genelinde döküm alanlarını belirliyoruz. Sit alanları, milli park, sulak alan vb. dışında kalan alanlardan seçeceğiz. Kesinlikle yer üstü ve yer altı sularını koruyacak şekilde planlamayı yapıyoruz. Asbestli ve tehlikeli atıklar ayıklanacak. Uyarı için sağ olun.” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, bölgedeki enkazların doğal yaşam alanlarına dökülmemesi gerektiği konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinden Öğretim Görevlisi Dr. Yasin İlemin “Deprem sonucu yıkılan binalardan ortaya saçılan enkazlarda insan sağlığı ve ekosistem için zararlı pek çok madde bulunuyor. İzolasyon maddelerindeki kimyasallar, zararlı plastik türevleri ve asbest bunların başında geliyor.” ifadeleriyle enkazın neden olabileceği tehlikelere dikkat çekiyor.
Deprem bölgesindeki enkaz yığınları, asbest tehlikesine neden olabilir
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Kahramanmaraş’taki enkaz yığınlarının asbest tehlikesine neden olabileceğine dair önemli uyarılarda bulunuyor. Oda Başkanı Hüseyin “Enkaz kaldırma süreçlerinin yönetimi gerektiği gibi yapılmadığını gördük. Başlangıç aşamasındayken yeniden organize edilmesini istedik. Aksi takdirde toplum önümüzdeki dönemde asbest kaynaklı sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabilir.” sözleriyle asbest tehlikesine dikkat çekiyor.
Moloz yığınları sızdırmaz zeminlere dökülmeli
İlemin konu hakkındaki düşüncelerini, “Sızdırmasız zeminlerin tercih edilmesi, yer altı ve üstü sularla temastan mutlaka kaçınılması gerekiyor. Döküm sahaları mutlaka ve mutlaka korunan alanlardan, sulak alanlardan ve yaban hayatı alanlarından uzakta olmalı, yer seçiminde bu noktalara dikkat edilmeli.” sözleriyle dile getiriyor. İlemin, bu noktada belediyelerin, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, Tarım ve Orman Bakanlığının, akademisyenlerin, uzmanların ve doğaseverlerin birlikte çalışması gerektiğini ifade ediyor.
İnşaat ve yıkıntı atıklarının hangi alanlara dökülebileceği “Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ile düzenleniyor
Moloz ve çöp yığınlarının hangi alanlara dökülebileceği, nasıl geri dönüştürülebileceği ve bunlardan hangi kurumların sorumlu olduğu Hafriyat Toprağı İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği isimli bir yönetmelikle düzenleniyor.
2004 yılında çıkarılan yönetmeliğe göre inşaat ve yıkıntı atıkları, belediyeler veya bölgedeki en kıdemli mülki amir tarafından tayin edilen geri kazanım ve depolama tesisleri dışında herhangi bir yere dökülemiyor. Öte yandan döküm işleminden önce bu atıkların en aza indirilmesi, içerisindeki zararlı maddelerin ayrıştırılması ve geri dönüşüm yapılması, daha sonra izin verilen yerlere dökülmesi gerekiyor.
Enkaz kaldırma çalışmalarında yetki ve sorumluluk hangi kurumlarda?
Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, enkazlar konusunda “Afet Enkaz Kaldırma Çalışma Grubu” isimli yapının sorumlu olduğunu belirtiyor. Bu yapı AFAD tarafından yayımlanan “Türkiye Afet Müdahale Planı” kapsamında yetkilendirilmiş durumda. Yapının görev ve sorumlulukları arasında “enkaz döküm alanlarını belirlemek, arama ve kurtarma çalışmaları bittikten sonra bina, tesisler ve çevredeki enkazın kaldırılmasını sağlamak, “yıkılması gereken hasarlı binaların yıkılması, yıktırılması ve enkazın kaldırılmasını sağlamak” var. Çalışmalar, bölgedeki en yetkili mülki amirin sorumluluğunda gerçekleştiriliyor.
Enkazların nereye döküleceği nasıl kararlaştırılıyor?
Birpınar yığınların hangi bölgelere ve ne şartlarda döküleceğinin de belli olduğunu ifade ediyor. “Bu alanlar belirlenirken, sahanın topoğrafyası ve jeolojisi dikkate alınmakta, tarım amaçlı kullanılan arazilerde, içme, sulama ve kullanma suları rezervuarlarında, taşkın riskinin yüksek olduğu yerlerde, yağmur sularının akışını engelleyecek vadilerde veya dere yataklarında, heyelan, çığ ve erozyon bölgelerinde olmamasına dikkat edilmektedir.” ifadelerini kullanıyor.
Kaynak: 1