Ana sayfa » Tarih » Asya’da Yaşayan Ve Yaklaşık 30.000 Yıl Önce Nesli Tükenen Denisovalılar Kimdi?
Asya’da Yaşayan Ve Yaklaşık 30.000 Yıl Önce Nesli Tükenen Denisovalılar Kimdi?
Bilim dünyası Denisovalıları hâlâ çözmeye çalışıyor. Ellerimizde çok az fosil olmasına rağmen, genetik bilim sayesinde bu gizemli akrabalarımız hakkında her geçen gün daha fazla şey öğreniyoruz.
İnsanlık tarihini düşündüğümüzde, çoğu zaman aklımıza sadece Homo sapiens yani modern insanlar gelir. Belki bir adım öteye gittiğimizde Neandertallerden de bahsederiz. Ancak genetik biliminin son yıllarda yaptığı devrim niteliğindeki keşifler, bu anlatıyı ciddi şekilde sarsacak kadar güçlü. Sahneye sessiz sedasız ama bir o kadar da sarsıcı bir şekilde çıkan Denisovalılar, bizimle aynı soydan gelen fakat izleri binlerce yıl boyunca toprak altında kaybolmuş, unutulmuş bir insan türü. Onları keşfetmemiz ise, bilim dünyasında adeta bir dönüm noktasıydı. Çünkü ne bir kafatası, ne tam bir iskelet ne de görsel bir temsilleri vardı. Yalnızca küçük bir parmak kemiğiyle başlayan bu hikâye, bizi genetik ve evrimsel geçmişimize dair bambaşka sorularla yüzleştirdi. Var olduklarını bile bilmediğimiz bir türün, aslında DNA’mızda yaşamaya devam ettiğini öğrenmek, sadece bilimsel değil, aynı zamanda felsefi bir sarsıntıya da yol açtı. Kimdik? Nereden geldik? Ve bu uzun insanlık yolculuğunda kaç kuzenimizi yitirdik? Denisovalılar, hem bu soruların anahtarı hem de insan evriminin unutulmuş ama çok önemli bir halkası olarak, karanlık geçmişimize ışık tutuyor.
Denisovalılar, tıpkı Neandertaller gibi, bizim yani modern insanların (Homo sapiens) çok yakın kuzenleri
Ama onları bu kadar ilginç yapan şey şu: Onların varlığından 2010 yılına kadar haberimiz bile yoktu! Ne bir kafatası, ne bir iskelet… Sadece bir parmak kemiği! Ama bu minik parça, bize yeni bir insan türünün kapılarını açtı.
2008 yılında Rus bilim insanları, Sibirya’daki Altay Dağları’nda yer alan ve daha önce bir keşiş tarafından kullanıldığı için “Denisova Mağarası” adı verilen bir yerde kazı yaparken çok ilginç bir şey buldu. Başta bu kalıntıların Neandertallere ait olduğunu düşündüler. Ancak 2010’da yapılan DNA analizleri gösterdi ki… Bu bambaşka bir türdü!
İngiltere’deki Doğa Tarihi Müzesi’nden Chris Stringer bile bu duruma şaşırmıştı: “Bu kadar küçük bir kemik parçasından bunu anlamak gerçekten inanılmaz bir başarı!”
Peki, Denisovalılar kimdi?
Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki Denisovalılar, yaklaşık 550.000 – 765.000 yıl önce modern insanlarla ortak ataya sahipti. Sonrasında yolları Neandertallerle birleşti, ardından tekrar ayrıldılar. Yani Neandertallerle kuzen, bizle de aynı kökten gelen uzak akrabalar!
2018’de yapılan genetik analizler sayesinde Denisovalıların aslında farklı farklı soylara ayrıldığını da öğrendik. Kimileri daha çok Asyalılarla akraba çıkarken, kimileri Güneydoğu Asyalılar ve Papualarla genetik bağ taşıyor. Hatta bazı araştırmalar, bu farklı Denisova gruplarının birbirinden de oldukça uzak evrimsel yollardan geldiğini söylüyor.
Toplamda elimizde sadece birkaç parça Denisovalı fosili var. Bunlar arasında bir parmak kemiği, azı dişleri, uzun kemik parçaları, çene kemikleri ve kaburgalar bulunuyor. Çin’den gelen “Dragon Man” (Ejderha Adam) adlı devasa kafatası, Denisovalılar hakkında şimdiye kadar elde edilen en etkileyici örneklerden biri!
Bu kafatası o kadar büyüktü ki, modern insanın beynine benzeyen bir yapıya sahipti ama göz çukurları daha kareydi, kaşları kalındı ve çenesi çok daha genişti. Bilim insanları bu kafatasının en az 146.000 yaşında olduğunu düşünüyor.
Denisovalılar, modern insanlarla çiftleşti mi?
Evet! Hatta bu genler bugün hâlâ bazı insanlarda yaşıyor. Yeni Gine, Vanuatu, Fiji gibi bölgelerde yaşayan insanların DNA’sının %4 ila %6’sı Denisova kökenli. Tibet’te yaşayan halkın yüksek rakımlara kolayca adapte olmasını sağlayan genetik avantajların da Denisovalılardan geldiği düşünülüyor.
Ama sadece modern insanlarla değil! Neandertallerle de çiftleşmişler. 2018’de bulunan bir kemik parçasının DNA’sı, annesinin bir Neandertal, babasının ise bir Denisovalı olduğunu gösterdi. Üstelik bu baba tarafında daha da geriye gidildiğinde, onun da Neandertal ataları olduğu bulundu. Gerçekten karmaşık ve heyecan verici bir soy ağacı!
İşte burası tam bir “bilim dedektifliği” konusu! 2019’da yapılan DNA temelli çalışmalar, bir Denisovalı genç kıza ait olduğu düşünülen parmak kemiği üzerinden şu tahminlerde bulunmuş:
Koyu tenli, kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü oldukları düşünülüyor. Neandertallere benzer şekilde düşük bir alın yapısı ve belirgin çıkıntılı yüz hatları olduğu sanılıyor.
Ama bununla bitmiyor: Daha geniş kafatasları ve normalden daha uzun diş sıraları da onları diğer insan türlerinden ayıran özelliklerden. Bilim insanları şimdilik bu ipuçlarıyla yetinmek zorunda çünkü ellerindeki fosil sayısı oldukça sınırlı. Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Denisovalılar bize değil, Neandertallere çok daha fazla benziyorlardı.
Nasıl bir hayat yaşıyorlardı?
Denisovalılar sadece mağarada yaşamış insanlar değildi. 2021’de yapılan önemli bir keşif, onların taş aletler yaptığını ve doğayla iç içe, avcı-toplayıcı bir hayat sürdüklerini gösterdi. Mağarada bulunan yaklaşık 3.800 kemik parçası arasından sadece üç tanesi onlara ait olsa da, bu fosillerle aynı katmanda bulunan taş kazıyıcı aletler, onların zekâsını ve çevresine uyum sağlama yeteneğini ortaya koyuyor.
Bu aletlerin bazıları hayvan derisi işlemek için kullanılmış olabilir. Yani, Denisovalılar sadece avlanmakla kalmıyor, aynı zamanda hayatta kalmak için ellerindeki her şeyi değerlendirmeyi biliyorlardı. Kullandıkları taşların, mağaranın hemen dışındaki nehir tortularından geldiği düşünülüyor. Bu da gösteriyor ki yaşadıkları bölge hem kaynak açısından zengindi hem de stratejik olarak avantajlıydı.
Arkeolojik bulgulara göre, Denisovalılar geyik, at, ceylan, bizon ve hatta yünlü gergedan gibi hayvanlarla beslenmiş olabilirler. 2024’te yapılan yepyeni bir araştırma ise menüye “mavi koyun” yani günümüzde Himalayalar’da yaşayan bharal adlı dağ keçilerini de ekledi.
Hatta sadece yemekle kalmamışlar. Bazı kemikleri alet yapmak için kullanmış, ilikleriyle beslenmiş ve derileriyle kıyafet üretmiş olabilirler. Ve unutmayın: Yak, kurt, Tibet tilkisi, kar leoparı ve hatta altın kartal gibi hayvanların da izlerine rastlandı! Kısacası, ellerinden ne geliyorsa kullanmışlar. Gerçekten etkileyici, değil mi?
Peki, neden yok oldular?
Denisovalıların neden yok olduğu hâlâ gizemini koruyor. Ama en yaygın tahminlerden biri şu: Yaklaşık 40.000 ila 50.000 yıl önce, modern insan yani Homo sapiens’in yayılmasıyla birlikte aynı kaynaklar için yarış başlamış olabilir. Bu rekabetin sonunda Denisovalılar yavaş yavaş ortadan kaybolmuş olabilir.
Ama belki de tümüyle yok olmadılar. Bazı genetik izleri hâlâ aramızda, özellikle Güneydoğu Asya ve Okyanusya halklarında. Yani onların hikâyesi bir yerde bizde yaşamaya devam ediyor olabilir.