Rio Karnavalı, Kurtarıcı İsa Heykeli gibi turistik yerlerin yanı sıra uyuşturucu çetelerinin çatışmaları ve tanklarla girilen sokaklarıyla da meşhur Brezilya, zengin ile fakirin birbirine zıt hayatlar sürdüğü bir coğrafya. Sol eğilimler taşıyan toplum yapısının dikkat çektiği bu ülkeyi yazımıza konu eden asal sebep ise halkçı bir mimarın sosyal fayda sağlamak adına mesleğini kullanarak tanımadığı ve yoksul insanların hayatlarına dokunması. Karşınızda Demetre Anastassakis ve etkileyici hayat hikayesi…
Yoksulların mimarı
Demetre Anastassakis… Yoksulların mimarı… Ona böyle sesleniyorlar. Çünkü tam 20 yıldır yoksullar için konut projelere imza atıyor ve projelerin tüm süreçlerini denetliyor, o çatının altındaki gülümsemelerin var olmasını sağlıyor.
Yoksullar için çalışan bir kolektif düşünün
Anastassakis’in liderliğini yürüttüğü yoksulların dostu kolektif; 17 mimar, 1 sosyolog, bir ekonomist, 1 filozof, 2 inşaat mühendisi, iki tasarımcıdan oluşuyor.
İmece usulü yürütülen projelerde herkes herkes için mücadele ediyor
Anadolu kültüründen aşina olduğumuz imece usulü Brezilya’daki karşılığı mutirão sistemi. Bu sistemde görevlendirme önem taşıyor.
Katı görev tanımları olmasa da projelerin uygulandığı ve konutlardan faydalanacak olan insanlar, projeyi yaratan ve yürüten profesyonel ekiple birlikte hem kendi evlerini hem de başkalarının evlerini yapabiliyorlar. İmece usulü ile dayanışma o kadar işe yarıyor ki, yalnızca São Paulo’daki iki mahallede bir buçuk sene gibi kısa bir sürede tam 600 konut yapılmış.
Projeye bağış yapmak için 16 saatini harcayan gönüllüler
Mutirão (imece) sistemi, binaların gelecekteki sakinlerinin inşaata katıldığı bir sistem ;her aile haftada 16 saat işçilik bağışı ile uygulamaya katkıda bulunmuş. Yaşlı kadınlar çocukları izlerken içlerinden biri herkes için yemek yapmış.Bu ortak yemekler sırasında, sosyal ilişkiler de gelişmiş.
Brezilya’daki projenin bir benzeri Uzakdoğu’da uygulanmıştı
Okuduğunuzda içinizi ısıtan böyle bir çalışmayla ilgili düşülebilecek daha güzel bir başka not, bu çalışmanın bir benzerinin daha önce Çin’de gerçekleşmesi. Hong Kong Üniversitesinden mimar Edward Yang; öğrencileri ve köy halkı ile depremde tahrip olan köyleri ayağa kaldırmış ve halka toprağı nasıl sıkıştıracaklarını, yapıları nasıl daha dirençli hale getireceklerini de öğretmişti.
İyiliğin evrensel olduğunu gösteren ve yardıma ihtiyacı olan insanları “imece” odaklı bir çalışma sistemi ile sürece dahil ederek kalıcılığı sağlayan sosyal fayda yaratmayı amaçlayan bu insanlar sadece başkalarının hayatlarına dokunmuyor, aynı zamanda farkındalık yaratarak günümüzün hüküm süren “çıkarcı” ve “bencil” zihniyetini de sorgulamaya itiyor.
Kaynak: 1