İzleyenler neden “kalem darbesi” dediğimizi de bilirler. Ama biz bilmeyenler için anlatalım. Bu savaşta öyle “hayda bre”ler falan yok. İşin özü “yazmak”. Bir ölüm defterine yazmak… “Ölüm Defteri”; adı üstünde, öldüren bir defter. Kılıçtan keskindir ya hani bazen kalemler, o misal.
Okulunun bahçesinde, üzerine ismi yazılan kişiyi belli kurallar çerçevesinde öldüren defteri bulan, zekâ pırıltıları saçan bir lise öğrencisi ile hiç de ondan eksik kalır yanı olmayan bir dâhi dedektifin tadını damağınızda bırakan zekâ savaşını anlatan anime, Death Note. Anime dediğimize bakmayın, çoluk çocuğun zihnini aşacak olaylar dönüyor içinde.
Kira, olayı araştıran ve bizim dâhi dedektifle ortaklık yapan bir polisin oğlu. O nedenle olayları en içerden takip edebiliyor ve bu yüzden yakalanma olasılığı düştükçe düşüyor. Sonrası işte, olaylar olaylar… Ve tabii arada yaşanan büyük şoklar.
Kaç tane mangadan bir dizi serisi, üç film ve oyunlar çıkıyor; bir de üstüne bu manga ödül alıyor? Kısacası, çok sevdik ve ağladık be abi!
UYARI: YAZI BÜYÜK ORANDA SPOILER İÇERMEKTEDİR.
1. Birbirinin 10 hamle sonrasını tahmin edebilen zekâ savaşçıları
Death Note’ın izleyenlere en keyif verdiği yönü, sanıyoruz budur. Ne zaman ve hangisi öbürünün hamlesini tahmin edemeyecek de kaybedecek diye ekrana kilitlendik. Fakat onlar, hem bizleri hem de birbirlerini her daim şaşırtmayı bildiler. Ama elbet sonunda bir kaybeden oldu…
2. L’nin yediği şekerler nereye gidiyor?
İzlerken kafamızı binlerce soru işaretiyle meşgul etmesi sebebiyle fark edemediğimiz ama oturup düşününce sinir olduğumuz bir gerçek. Siz de bir geçirin aklınızdan, çayına bilmem kaç şeker koyup üstüne de mideye indirdiği pastaları; “Onları ben yesem 100 kilo olmuştum; herif Afrika kabilesinden çıkıp gelmiş gibi.” diyeceksiniz. Neyse ki sevgili L bu konuya bir açıklık getirdi:
L: Kekini yiyecek misin?
Misa: Şekerli şeyler beni şişmanlatır. Yemeyeceğim.
L: Beynini sürekli çalıştırırsan ne kadar şekerli şey yersen ye, şişmanlamazsın.
3. “Ryuk’un elma yiyişi desek” yeter herhalde
O nasıl bir elma yemektir, Ryuk? İyi ki elma her mevsimde var da, bi’ koşu gidip alabiliyoruz. Manav amcalar durumu bilseler, “Yine mi izliyon o şeyi sen? Aferin çocuğum, izle izle” demezlerse ne olalım…
4. Karizmatik katil: Kira
Gerçek adı Light Yagami. Ama Ölüm Defteri’ni bulması ve bunu kullanmasıyla beraber herkes onu “Kira” olarak tanıyor. “Lisedeki bir çocuk işte” deyip geçmeyin. Bir bakışlar, bir gülüşler… Ama onu karizmatik yapan durum her şeyden öte hırsı, azmi, rahatlığı ve zekâsı. Ne yaşarsa yaşasın duruşunu bozmayan tavrı. Misa kul köle oldu uğruna. L’yi bile kandırdı herif, daha ne olsun!
5. Beklenmedik dâhi: L
Asıl adı Ryuzaki ama herkes ona L der. L’yi görene kadar çatladık! “Charlie’nin Melekleri” gibi bir durum olacak diye çok korktuk. Neyse ki çok uzatmadan tanıştık kendisiyle. Ama ne görelim! Eğri büğrü, çelimsiz, kaygan bakışlı bir çocuk! Evet, çocuk. Telefonu tutuşundan tutun, her şeyi garip. Hatta o tuhaf oturuşunu yapmazsa düşünme hızının %40 azaldığını söylüyor, varın siz düşünün. Ama izleyenlerin gönüllerine bir taht kurdu ki…
6. Kim dost, kim düşman?
L’nin Kira’yı en yakın dostu olarak görmesi, bütün olaylara yaklaşımını değiştirdi. Bizleri de hayrete düşürdü. Konduramadı çocuk ya, ne yapsın! Kırk yılın başı zekâsı zekâsına uygun birini bulmuş, sevdi can-ı gönülden. Güvendi, aldandı. Neyse çok duygusala bağlamayalım biz şimdi.
7. Kulaklara kazınan jenerikler
https://www.youtube.com/watch?v=DmNa7OT2Jtk
Bize Japonca’yı söktürecek güzellikte, unutulmayacak, ne zaman duyulsa “acaba bir bölümü mü yayınlanıyor?” diye yerimizden fırlatacak, hatta dizi haricinde de açıp dinlenecek müzikler.
8. Az mı “Ah o defter bende olacaktı” hayalleri kurduk?
İzlerken herkesi hayallere gark eden bir defter. “Ben olsam ne yapardım? Yok ya, öldürmezdim kimseyi, bir sineği bile incitemem ben ya!” deyip sonra ertesi gün birine sinirlenince, “Ulan şimdi Ölüm Defteri’m olacaktı, sorardım ben sana bunun hesabını” diye düşündürtmüştür belki sizleri?
“Adını ver adını, adını söyle sen” cümlelerini sık sık kurardık kesinlikle. Olur ya, defter elinize geçerse diye oluşturduğunuz bir listeniz de vardır aslında; hadi hadi biz yabancı değiliz.
9. Defterin kurallarını, okuldaki formüllerden daha iyi ezberledik
27 adet kural vardır. İlk kural elbette ki: “Deftere adı yazılan kişi ölür.” He diyeceksiniz, “O isimden kaç bin tane insan var”; bunun da bir kuralı var; yazan kişinin, adını yazdığı kişiyi tanıması, yüzünü bilmesi gerekiyor.
Derken derken uzar gider bu kural listesi. İzlerken de “Ya şimdi Kira bunun adını yazsa da bu adam ölmez ki.” ya da “Aha neden belirtmedi, demek kalp kriziyle ölecek.” gibi yorumlarda bulunabiliyorduk. E diyoruz ya, ezbere biliyorduk artık kuralları.
10. Kira’cılar & L’ciler olarak ikiye ayrıldık
Gülben-Hülya, Nihal-Bihter, Eray-Melih taraftarlarını geride bırakır bunlar. Ülkede herkes izlese, ikiye bölünebilirdik toplum olarak. Ama işin güzelliği, nasıl Death Note’ta şiddet yoksa, bu iki taraftar arasında da şiddet olmaz. Oturup felsefik felsefik tartışırlar.
11. Adalet anlayışımızı Kira ile sorguladık
Toplumun düzenini bozanlar öldürülmeli mi yoksa cezalarını çekmeleri mi beklenmeli? Kira’ya çok kızıp L’yi savunsak da, aslında bir yanımız “Oh olsun” dedi çoğu zaman. Ya da zaten Kira’yı savunuyorsak, “Gerçek hayatta da bir Kira’ya ihtiyacımız var” sloganları attık içten içe.
12. Çirkin ama sevimli doğaüstü yaratıklar
Casper’dan bu yana, başka hiçbir hayaletimsi, doğaüstü bir yaratığı evimizde besleyesimiz gelmemişti. Casper şipşirin bir şeydi; bunlarsa çirkin aslında. Ama gelin görün şeytan tüyü var hepsinde. Hele Ryuk… Elma versen başka bir şey de istemez zaten; akşama kadar uğraşır durur seninle. Rem’in duygusallığı da bir başka güzel. Hem kimse göremiyor onları nasıl olsa; Rem çok güzel kopya falan da verirdi sınavlarda.
13. Dizi tarihinin en şok sahnelerinden birine tanıklık ettik: Haber sahnesi
L’nin zekâsına hayran kaldığımız, Kira’yı bile vurguna uğratan o unutulmaz sahne… O neydi be abi? Kalakaldık cümleten! Asıl dizi ordan sonra başladı bizim için. L, düzenlediği “fake” yayınla, Kira’nın Japonya’da mı yoksa dünyanın başka bir yerinde mi olduğunu öğrendi. Bu Kira’yı yakalasa yakalasa L yakalar dedik de, pek öyle olmadı. Bir sonraki maddeye geçelim biz en iyisi 🙁
14. “25. Bölüm!”
An olur, zaman durur… Ağlattın be çocuk! Lanetli bölüm. L’nin ölümü. L öldü. Hani bölüm bitmiş, biz hâlâ ekrana dumur olmuş bakar iken aklımızdan; “Yok canım, L ölemez ya. Öldü mü şimdi? Yok ya ölmedi, ay ölemez ki, ama öldü.” diye saçma sapan tekerlememsi cümleler geçiyordu ki çevirmenin yazısı göründü: “Devam edecek, gerçi artık etmese de olur.” Çakır ve Bihter’den sonra o da “Facebook’ta cenaze töreni etkinliği” oluşturulacak insandı vesselam. Unutulmayacaksın L Reyiz.
15. L görünümlü N ya da N görünümlü L
Evet, yine bir harf. Serinin olayı o zaten; tek harf, çok akıl. N (Near), L’den de ufak tefek, beyaz saçlı, yine garibimsi bir çocuk. L’den sonra bu hâller bize hiç yabancı gelmedi. L’nin yarım kalan işini tamamlayarak Kira’yı yakaladı. O da zeki çocuktu ama bi L değildi tabi.
16. Yenilginin Kira’nın bile karizmasını dağıtabilmesi
Kira’yı o hâllerde göreceğimize, ölmeseydi daha mı iyiydi ne? Yüzü gözü kaydı maydı, tövbe bismillah. Karizma yerlerde. Biz ölürken bile asil bir biçimde durur diyorduk ama pek öyle olmadı ne yazık ki.
17. Bittikten sonra gelen boşluk hissi
Bir bölümü biter bitmez öbürünü açtığımız, yatağa bile yatsak merakla tekrar bilgisayarı açıp izlemeye devam ettiğimiz, kısa ama etkili serüvenin sonuna geldiğimizde elbette ki bittiğine inanmak istemedik. L’nin ölümünden sonra eski tadı vermese de, neler olacak diye fikir yürütme hâllerimiz devam ediyordu. 37. bölüm biter, heyecan biter. Sandalyeden kalkar, koltuğa oturursunuz ve öylece bir boşluk… Zirvede bırakmak böyle bir şey olsa gerek.
18. Bonus I: Death Note fanları için hint kumaşı gibi hediye olur bunlar
Biz de istiyoruuuuzzz!
19. Bonus II: Farklı sonla çekilen final konusunda How I Met Your Mother’e örnek olsun
How I Met Your Mother final bozgunundan uzun uzadıya bahsetmeyelim de, dizi izleyenlerin çoğunu büyük hayal kırıklığına uğratarak ters köşeye yatırdı. Farklı bir sonla biten final çekeceklerini söylediler. Şu ters köşe olayı size de tanıdık geldi mi?
L’nin ölümüyle Death Note izleyenler de büyük bir şok ve üzüntü yaşadılar. Bunun sonucunda, Death Note senaryosundan etkilenilerek 3 adet film çekildi. Filmlerden birinde L, Light Yagami’nin Kira olduğunu kendisi bulmuş ve 20 gün daha ölmemiştir. Filmde de bu son günleri yer alır. Ne güzel işte, herkesin gönlü oldu.
20. Bonus III: Bunları biliyor muydunuz?
108 bölümlük Death Note mangasından 37 bölümlük bir seri ve 3 adet film çıktığını çok kişi bilir ama animeler arasında “En İyi Tv Serisi Ödülü” aldığını ve senaryosundan esinlenilerek kart ve bilgisayar oyunlarının çıkarıldığını çok kişi bilmez. Neyse artık hepiniz biliyorsunuz.