Çocuk insanın atasıdır. Milleti, neye maruz kaldığı ya da ne yaptığı önemli değildir. Çocuklar unutmaz, onlar bizim geçmişimiz değil, geleceğimiz. Muhtaç haldeki bir çocuğa, sırf artistlik yapacak diye vuran insanlar, güzel insanlardan yetişmiyor biliyoruz. Hiç uslanmıyoruz, hiç akıllanmıyoruz.
Gezi Parkı eylemleri sırasında, çevik kuvvet mensubu polislerin 8 genci öldüresiye dövdüğü görüntüleri gördünüz mü? Hani şu “Kamera çözünürlüğü düşük o yüzden kim kime vurdu belli değil.” Kararı alınan görüntüler. Hepimiz vicdan sahibi insanlarız diye söylüyoruz, vandallık ve şiddet tolere edilmemeli. Tamam hepimizin “o anı” var, hepimizin bazen beynin sigortasına su akıyor, hepimiz bazen Hulk’a bağlayıp ortalığı erklik ve testosteron içinde bırakmak istiyoruz eyvallah da, her şeyin bir limiti olmalı.
Atılan dayak insanların yanına kâr kalıyor. Adam, eşini “rüyamda beni aldatıyordu” diye ölümüne dövebiliyor. Kocasıdır yapar diyorlar. Seyir halinde bir otobüsün şoförünü sadece uyuz oldu diye dövebiliyor adam ve “gençtir yapar.” dan yukarı bir yaptırım olmuyor. Polisler kafalarına göre insan avlıyorlar sokakta ve can çalıyorlar. Onlara bir şey denmiyor. Onların yaptıklarını, aynen onlar kaybediyor.
Şiddet, ülkemizde meşru. Başka bir iletişim şekli bilmiyoruz. Kelimelerimiz pas tuttu, haberimiz yok.