Birçok kişi için seyahat hikayeleri adeta bir klişe haline gelmiş olabilir. Ancak çok iyi biliyoruz ki seyahat etmek cesaret ister ve cesaretimizi toplayabilmek için bize yol gösteren birilerine ihitiyaç duyarız. O yüzden, kendileri için çizilen yolunda dışına çıkıp, belirli sınırlar içinde yaşamaktansa ailece kendini yollara atan insanların hikayelerini dinleyecek birileri mutlaka vardır.
Daşgın ailesi de seyahat tutkuları için bahaneler uydurmak yerine, hiç durmadan gezmiş. Üstelik henüz 2.5 yaşında olan küçük Mete’leriyle birlikte. Bakalım onların yolculuğu nasıl başlamış…
Özlem Daşgın, uçak korkusu olan bir sınıf öğretmeniydi. Seyahat etmeyi her zaman istemiş olsa da hiçbir zaman cesaret edememişti. Taa ki 2010 yılında eşi Melih ile evlenene kadar
O güne kadar seyahat etmek istediği yerler olsa da bir türlü buna cesaret edemiyordu
Böyle bir şeye kalkışmak gözünde büyüyordu. Bu yüzden hiç ülke dışına çıkmamıştı. Eşiyle beraber ilk seyahat ettikleri yer ise, Özlem’in flamenko danslarına olan tutkusu ve eşinin Barcelona futbol takımına sevgisi nedeniyle Barcelona oldu.
Melih Daşgın ise küçüklüğünden beri farklı kültürleri ve gezip görmeyi yaşam biçimi haline getirmiş biri. Keşfettiği yerleri ise fotoğraflarla ölümsüzleştiriyor
2010 yılında evlendilert; Melih Daşgın’ın eşini cesaretlendirmesiyle seyahat etmeye başladılar ve o günden beri neredeyse hiç durmadılar…
Özlem Daşgın, eşiyle evlendikten sonra tam 24 ülke ve 80’den fazla şehre ayak basan bir seyyaha dönüştü
Bugüne kadar Dubai’de çöl safarisi yaptılar, dünyanın en yüksek binasına çıktılar, Maldivler’de muhteşem resiflerde yüzdüler, Norveç’te şelale altında kamp yaptılar, fiyordlara tırmandılar…
2015 yılında ise artık bavul sayıları artmıştı, küçük Mete dünyaya geldi. Mete’yle seyahat edip edemeyecekleri konusunda başta çok tereddüt ettiler. Bu yüzden küçük denemeler yaptılar
Mete henüz 2 aylıkken Antalya’da antrenman yaptılar. Dört aylıkken ise Karadeniz yaylalarını gezip Gürcistan’a gittiler. Tüm bu kısa seyahatlerin Mete’ye iyi geldiğini ve hiçbir sorun olmadığını gördüler
Tüm bu kısa denemelerde Mete’den oldukça olumlu sonuçlar aldıkları için Mete henüz 10 aylıkken Malezya ve Tayland’a götürdüler
Elbette bu seyahatlerin devamı geldi. Malezya ve Tayland’ın ardından Danimarka, İzlanda, Norveç, Fransa gibi 12 ülkeye daha gittiler.
Özlem Daşgın, çocukla seyahat etme cesareti gösterebilmenin önemli olduğunu ve hayatın yapılabilecekler için hem çok uzun hem de çocuklarını büyümesini bekleyemeyecek kadar kısa olduğunu söylüyor
Küçük bir çocukla seyahat etmenin getirdiği bazı değişiklikler de oldu elbette. Öncelikle seyahat planlarını daha esnek hale getirdiler. Konaklama tercihleri Mete’ye göre şekillenmeye başladı. Ve elbette eşyalar arttı
Özlem Daşgın, bebekli bir annenin nasıl seyahat planı yapması gerektiği ile ilgili konularda adeta uzmanlaşmış durumda. Bebeği için gereken her şeyi yanında taşıyor ve yolculuklarını onun ihtiyaçlarına uygun hale getiriyor.
Ayrıca Mete’yle seyahat ederken pek çok farklı kültürde çocuk yetiştirme tarzlarını gördü Özlem Daşgın, bu onu daha kaygısız ve çocuğunu daha özgür bırakan bir anne haline getirdi
Mete, bambaşka kültürleri görerek, doğayı ve farklı coğrafyaları keşfederek büyüyor. Daşgın ailesi bunun çok güzel bir eğitim ve öğretim şekli olduğunu düşünüyor…
Aile, gezip gördükleri yerleri ve seyahat deneyimlerini izinthengit.com adlı bloglarında paylaşıyorlar.