Dile kolay, tam 152 yıl. Bir buçuk asır + 2 yıldır ayakta bu kurum. Hem de onca savaşa, kargaşaya, baskıya, zulme, acıya rağmen. Bunu da kurulduğu günden bu yana canını dişine takarak görev yapan, en zor zamanlarında başkalarına el açıp annelik babalık yaptıkları çocuklar için bağış toplamaktan çekinmeyen, utanmayan öğretmenlerine borçlu.
Savaş ve yıkım yılları artık geride kaldı (yani umarız geride kalmıştır). Darüşşafaka, 152 yılda adının hakkını verdi, deyim yerindeyse sınavı geçti, “şefkat yuvası” olduğunu bırakın kanıtlamayı, gözümüze gözümüze soktu. Hani derler ya “Şu duvarların dili olsa da konuşsa” diye. Dili olmasından en çok korktuğumuz duvarlar, Darüşşafaka’ya ait sanırız. Zira o eski binası dile gelse, önünde ne gözyaşı dökerdik, ne derbeder olurduk kim bilir.
Bu liste, 15 Mayıs 1873’te açılan Darüşşafaka Lisesi’nin, tedirginlikle girilen ama ağlayarak çıkılan o büyük, yeşil kapısı anısına hazırlandı. Ve tabii ki her metrekaresinde tırnak izi olan, hiç tereddüt etmeden bu yükü sırtlayan, onu bu günlere taşıyan geçmişteki ve şimdiki emekçilerine, öğretmenlerine ithaf olundu.
Son olarak: Darüşşafaka aşırı önemli bir kurumdur, çünkü…
Çünkü köklü bir geçmişi var
İlk adıyla Cemiyet-i Tedrisiyye-i İslamiyye, tam 152 yıl önce 30 Mart 1863 tarihli padişah fermanıyla kuruldu. Kurucuları olan Yusuf Ziya Paşa, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Vidinli Tevfik Paşa, Sakızlı Ahmet Paşa ve Ali Naki Efendi’nin amaçları, Kapalıçarşı ve çevresindeki çıraklara eğitim vermekti. Fakat eğitim ihtiyacının büyüklüğü fark edilince daha geniş gruplara eğitim verilmeye başlandı.
Çünkü eğitim alanındaki ilk sivil örgütlenme
Müslüman yetimler için kurulan Darüşşafaka (Şefkat Yuvası), eğitimle ilgili ilk sivil toplum kuruluşudur. Müslüman yetimler için kurulmuştur, çünkü kurulduğu dönemde diğer din mensuplarının halihazırda vakıfları vardı ve hizmet vermekteydi.
Çünkü geçirdiği onca zor yıla rağmen hâlâ ayakta
Kuruluşundan bu yana birçok savaş gördü Darüşşafaka ve her birinden de etkilendi ister istemez. Albdülhamit döneminde, 1903 yılında, el konuldu ve Maarif Nezareti’ne bağlandı, Cemiyet-i Tedrisiyye-i İslamiyye dağıldı. Trablusgarp, Balkan ve Dünya Savaşları, Darüşşafaka’ya daha da zor yıllar yaşattı. 1916-1918 yılları arasında lise öğrencileri Çanakkale Savaşı’na katıldı ve okul bu yıllarda hiç mezun veremedi. 1919, 1920 ve 1921 yıllarında okula hiç öğrenci kaydedilmedi, öğrenci sayısı 200’e kadar düştü. Ama tüm bu zor koşullara rağmen kuruma gönül vermiş kişiler Darüşşafaka’yı ayakta tutmayı başardı.
Çünkü yetim çocuklara eğitim verir
Evet, Darüşşafaka’da herkes eğitim alamaz. Burada eğitim görmek için babanızın vefat etmiş olması (1964-1976 arasında bu şart “babası hayatta olan ama maddi durumu yeterli olmayan çocuklar” şeklinde de uygulandı) şartı aranır. Aranan tek şart bu değil elbette. Baba yokluğunun yanı sıra okumak isteyen öğrencinin maddi durumu da önemli. Maddi durumu iyi değilse Darüşşafaka’da okumaya bir adım daha yaklaşır öğrenci. (2012’den itibaren annesi olmayan çocuklara da okula giriş imkânı tanınıyor.)
Çünkü prensipli bir kurum
Öğrencilerinde “maddi durumu iyi olmayan yetim olma” şartı dışında, yapılan sınavda belli bir düzeyi tutturma şartı da arar Darüşşafaka. Bu da yetmez, eğitim hayatı başladıktan sonra not ortalaması iyi olmalıdır ki öğrencimiz burada okumaya devam edebilsin.
Çünkü sınav sistemi sadece bilgiyi ölçmez
2008 yılından itibaren Darüşşafaka büyük bir değişikliğe gitti sınav sisteminde. O yıla kadar sınavları bilgiye dayalı olarak hazırlıyordu. 2008’den itibaren bilgiyi ölçen bir sınav yerine, zekâ, yetenek ve yaratıcılığı da ölçen bir sınavı uygulamaya koydu. Böylece her zaman savunduğu “eğitimde fırsat eşitliği” ilkesi doğrultusunda büyük bir adım daha attı.
Çünkü kaliteli ve nitelikli eğitim verir
Eğitim sistemi açısından da gıpta edilen bir kurumdur Darüşşafaka. Uluslararası Bakalorya Programı’nın (IB) kolları olan PYP (Primary Years Programme/İlk Yıllar Programı), MYP (Middle Years Programme/Orta Yıllar Programı) ve DP (Diploma Programme/Diploma Programı) denilen sistemi uygular. Kabaca söyleyecek olursak bu programlardaki amaç, düşünen, sorgulayan ve araştıran insan yetiştirmektir.
Çünkü idealist bir öğretmen kadrosuna sahiptir
Bu köklü eğitim yuvası, öğretmen alırken de ince eleyip sık dokur. Alacağı öğretmenin niteliklerine ve yeteneklerine dikkat eder. Dolayısıyla burada çalışan öğretmen de nasıl bir çatının altında görev yaptığının, ne düzeyde ve durumda öğrencilerle muhatap olacağının farkındadır. Bu yıla kadar geçen süreçte Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Sait Faik Abasıyanık, Selim Sırrı Tarcan, Yahya Kemal Beyatlı ve Yavuzer Çetinkaya da bu kurumda öğretmenlik yaptı. (Öğretmenlerinin fedakârlıklarını anlamak için, Çanakkale Savaşı zamanlarında lisedeki öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için kapı kapı dolaşıp yardım toplayan Hüseyin Remzi Bey’in yaşamına bakmak bile yeterli olur.)
Çünkü öğrencilerine yuva olur, annelik-babalık yapar
Yukarıda yazdık, yetim ve maddi durumu iyi olmayan çocukları alır bünyesine Darüşşafaka. Bünyesine kattığı her öğrenci de o büyük yeşil kapıdan girdikten sonra ailesi olarak görmeye başlar kurumu. Daha doğrusu Darüşşafaka, öğretmeninden yöneticisine kadar, öğrencilerine, çok büyük bir ailenin parçası olduklarını hissettirir. Çocuklar burada kendilerini güvende hisseder.
Çünkü devlet yardımı almaz, bağışlarla ayakta durur
Darüşşafaka, eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşudur. Kurulduğu günden bu yana bağışçılarının katkılarıyla ayakta durur. Bağış olarak yatırılan her kuruş, harcanması gereken yere, çatısı altında barınan yüzlerce öğrenciye harcanır.
Çünkü büyük markalar tarafından desteklenir
Darüşşafaka’nın dâhil olduğu sosyal sorumluluk projelerine büyük markalar imza atar. Örneğin Damat Tween, bir babalar gününde “Babanız İçin Hediye, Onlar İçin Gelecek” sloganıyla, kurumda eğitim gören çocuklar yararına bir kampanya düzenledi. Benzer bir şekilde Kahve Dünyası, üzerindeki desenler Darüşşafaka’daki öğrenciler tarafından çizilen bardakları satışa sundu. Tabii ki okuyan öğrenciler yararına…
Çünkü ayakları yere sağlam basar
Ayakları yere sağlam basar derken, kendi kurumsal geleceğini garanti altına almak için farklı alanlarda, akıllıca yatırımlar yapar. Bunun en önemli örneği Darüşşafaka’nın belli başlı semtlerde bulunan huzurevleridir. Bu huzurevlerinin en önemli özelliği de, burada kalmak isteyen kişilerde öğrenci okutma şartı aranmasıdır. 65 yaşından itibaren hayatının geri kalan kısmını burada geçirmek isteyen insanlar, okuttukları çocuklar karşılığında otel konforunda bir yaşam sürer. Şu anda İstanbul’da Yakacık, Maltepe, Şenesenevler semtlerinde, İzmir’de ise Urla’da bu hizmeti veriyor Darüşşafaka.
Çünkü birçok dev ismi mezun etti
Aziz Nesin (yazar), Ahmet Rasim (gazeteci-tarihçi), Yalçın Pekşen (gazeteci-yazar), Berna Moran (edebiyatçı-eleştirmen), Tekin Aral (karikatürist), Mahmut Cuda (ressam), Çetin Alp (şarkıcı) ve Tolga Aşkıner (sinema ve tiyatro sanatçısı-yönetmen)… Evet, adlarını pek çok kez ve pek çok yerde duyduğumuz bu güzel insanlar DAÇKA mezunudur.
Çünkü yaşanan sarsıcı toplumsal olaylarda duyarlılığını gösterir
Böyle durumlarda kendine yakışan duyarlılığı gösterir. Tıpkı 1863’te onu oluşturan beş kişilik ekibin yaptığı gibi… Bunlardan birkaç tanesini yazalım buraya. Birkaç yıl önce Mardin Mazıdağı’na bağlı Bilge Köyü’nde yaşanan ve 44 kişinin öldürüldüğü katliamı hatırlarsınız mutlaka. İşte bu katliamdan sonra Darüşşafaka, kimsesiz kalan beş öğrencinin eğitimini üstlenmek için devreye girdi. Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşüldü, köye gidildi, çocukların yakınları ikna edildi ve çocuklar Darüşşafaka’ya alındı… Soma “katliamından” sonra da Darüşşafaka yine kendinden beklendiği gibi harekete geçti ve babasız kalan çocuklar için çözümler üretmeye koyuldu… 1999’da depremzede 41 öğrenci okula sınavsız alındı… 2003’te Bingöl’deki depremden etkilenen 108 öğrenci de bir süreliğine Darüşşafaka’da misafir edildi…
Çünkü çağdaş adımlar atmaktan hiçbir zaman çekinmedi
Bu atılımlardan en önemlisi de, maddi durumu iyi olmayan yetim erkek öğrencilere açtığı kapısını, 1971’den itibaren kız öğrencilere de açmasıdır. Yine benzer şekilde, 2012 yılında yapılan Olağanüstü Genel Kurul ile Cemiyet Tüzüğü’nün “Amaç” maddesi değiştirildi. Bu değişimle, babası hayatta olmayan çocukların yanı sıra annesi hayatta olmayan çocukların da kurumda eğitim görmesinin önü açıldı. Ayrıca “Amaç” maddesinde yer alan “Türk-İslam çocukları” ibaresi, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” olarak güncellendi.
Ve çünkü Sait Faik Hikâye Armağanı’nı verir
Sait Faik, Darüşşafaka’da bir edebiyat matinesine katılır. Bu matineden sonra eve döner ve annesine, mallarını Darüşşafaka’ya bağışlamayı teklif eder. Sait Faik öldükten sonra annesi Makbule Hanım, malvarlığının çoğunu ve Sait Faik’in eserlerinin telif haklarını Darüşşafaka’ya bırakır. Yine bu vasiyetnameye göre 1955’ten itibaren her yıl edebiyat ustalarından oluşan bir jürinin seçimiyle, o yıl içinde yazılmış olan en iyi öykü seçilerek yazarına Sait Faik Hikâye Armağanı verilmeye başlanır.