Baleden sokak danslarına, Latin danslarından lamba direklerine zıplamaya, her şekilde ve kostümde boy gösterebilen dans hem hayatımızda hem de filmlerde önemli, canlandırıcı bir yer tutuyor. Bale izlerken ağlayanlarımızdan tutun modern danstan büyülenenlerimize kadar hepimizin, vücudu ve zihni şekillendirici bu sanat dalıyla bir ilişkisi var. Biz de izlerken ilhamlı havasını ve yaşam istencini size de bulaştıracak, içerdiği performanslar ve provalarla ilginizi çekecek, size keyif verecek 15 dans filmini bir araya getirdik, başrolü dansın oynadığı, değişik yıllar ve türlerden 20 dans filmi için buradan buyrun.
1. Suspiria (1977)
IMDb: 7.5
Dario Argento’nun 2018 yılında Luca Guadagnino tarafından yeniden uyarlanan 1977 tarihli filminde, prestijli bir Alman bale akademisine yerleşen Amerikalı Suzy Bannion’u izliyoruz. Neon ışıklar, hareketli renkler ve ürpertici müzikler, baleye ve provalara eşlik ediyor; bu sırada Suzy, akademide gerçekleşen gizemli cinayetleri ve gizil bir doğaüstülüğü çözmeye çalışıyor. Hem dansla yaşayan karakterleri, hem de kendisi dans kadar kıpırtılı ve konuşkan olan bir görselliği izlemek istiyorsanız Suspiria sizin için güzel bir sanat harmaı.
2. Singin’ in the Rain (1952)
IMDb: 8.3
Gene Kelly’nin yönetmenliğini ve başrolünü üstlendiği bu filmde, beyazperdenin en tepedeki isimlerinden biri haline gelmiş Don Lockwood’un sessiz filmlerden seslilere geçiş sürecinde yaşadıkları konu ediliyor. Meşhur yağmurda şarkı söyleme sahnesinden de anlaşılabileceği üzere çevik ve coşkun, müzikal tarzı “sokak dansı”nın temelleri burada izlenebilir. Müzikale serpilmiş daha hafif bir koreografi için izlemesi eğlenceli bir film.
3. Dancers (1987)
IMDb: 4.5
Hikaye açısından çok şey vaat etmese bile bolca bale içeren Dancers, yaşlanmakta olan başarılı bir baletin, genç bir balerine kısmen mentorluk yapmasını anlatıyor. Konusu ve karakterleri yerine dansın, özellikle de “Giselle” balesinin öne çıktığı ve sırf bu yüzden izlenebilecek bir film.
4. Center Stage (2000)
IMDb: 6.7
Amerikan Bale Akademisi’ne giren 12 genci, onların eğitimlerini ve birbirleriyle ilişkilerini aktaran film, dram ve romantik türlerinde yazılsa da en az bu türlerin ögeleri kadar müzik ve dans var. Özellikle RHCP, Michael Jackson ve Jamiroquai müziklerinin eşlik ettiği performansları izlerken keyif alacağınızın garantisini verebiliriz.
5. The Red Shoes (1948)
IMDb: 8.3
Baleden devam edersek; kostümleri, makyajı ve sinematografisiyle kült bir bale filmi olmayı başarmış klasik Red Shoes’u atlamayın deriz. Sevdiği adam ve ilerlemek istediği bale pratiği arasında kalan bir balerini konu alan film, Black Swan’dan önce de dansın ruh haliyle olan sıkı düğümünü inceleyen filmler arasında bir yer ediyor. Balerinin kendisini sonsuz bir dansa yerleştiren “kırmızı ayakkabılar”la olan ilişkisi, döneduran bale sahneleri ile örülü.
Hatta ilginç bale dansçılarından konu açılmışken bizce film izlemekle yetinmeyin, bu fırsatı son otuz yılını şizofreni ile geçiren balet Vaslav Nijinsky hakkındaki bu yazımızı okuyup bu dikkate değer dansçıdan haberdar olmak için kullanın.
6. The Turning Point (1977)
IMDb: 6.9
Kızını yetiştirmeye kendini vererek baleyi bırakan, ve kızının da büyüyünce balenin yolunu bir akademiye doğru takip etmesi sonucunda kendi kararını yeniden irdeleyen eski bir balerin ve kızını k alan film, hem dram unsurlarını hem de dans pratiğini bir arada götüren filmlerden.
7. Fame (1980)
IMDb: 6.6
New York Performans Sanatları Lisesi’ne yeni başlayan yetenekli gençleri, onların danslarını, müziklerini, ilişkilerini ve gürültülerini takip eden film tek bir olay ağına değil birçok gence eşit miktarda yoğunlaşmasıyla dikkat çekiyor. Kişisel ilişkileri ve egzantrik karakterleri ile güzelleşmesinin yanı sıra film, Fame, I Sing the Body Electric gibi ikonik şarkıların eşlik ettiği dinamik dans sahneleri ve performanslar için de izlenmeli.
8. Flashdance (1983)
IMDb: 6.2
Dans filmi denince akla ilk gelenlerden Flashdance, belli bir türe yoğunlaşmayan, daha çok modern dans denilebilecek hareketliliklere sahne olan, Fame gibi filmlerden. Konservatuvara girmek için çalışan Alex, gündüzleri bir tamir atölyesinde, geceleri de özgün koreografiler ve kostümler eşliğinde sahnede egzotik bir dansçı olarak çalışmakta. Dansın hiçbir sahnesinden eksik olmadığı kült bir film.
9. Footloose (1984)
IMDb: 6.5
Dansın yasaklandığı küçük bir kasabaya gelen ve içinde dansa dair bir ritim olan genç Ben’in, kasabayı dansla nasıl hareketlendirdiğini, ritmin yaşamdan eksilemeyeceğini anlatan bir gençlik filmi.
10. Breakin’ (1984)
IMDb: 5.7
Bir caz dansçısıyla iki break dansçının kurduğu genç, dinamik grubu izliyoruz. Sokak dansı sahnesine yeni bir soluk getiren bu grup eşliğinde New York break dans karşılaşmalarını, yarışmalarını, rekabetini ve ruhunu da gözlemleme şansı doğuyor.
11. Dirty Dancing (1987)
IMDb: 6.9
Film, bir tatil köyüne ailesiyle gelen ve partnerinin yerini doldurup bir taraftan aşık olacağı Patrick Swayze’nin karakterinden dans öğrenen Baby ve elbette dans ile ilgili. 80’lerin dans filmi kuşağının klasikleşmiş parçalarından.
12. Billy Elliot (2000)
IMDb: 7.7
Baleye ilgisi olan 10 yaşındaki Billy, babasını bu tutkusuna destek olması için ikna etmeye çalışır, bir yandan da bale deneyimine giriş yapar ve tutkusundan ödün vermeden hayalini takip eder.
13. Save the Last Dance (2001)
IMDb: 6.2
Dans ve romantizmi harmanlayan onlarca film gibi Save the Last Dance de bir grup genci ve onların ilişkilerini konu ediyor. Bunu lise arkaplanıyla yapan film, balerin olmak isteyen Sara’nın annesinin ölümünden sonra babasının yanına taşınması ile başlıyor. Siyah popülasyon ile sokak dansının iç içe geçtiği yeni okuluna daha kolay ayak uydurabilmesi için ona hip-hop dansı öğretmeye başlayan Derek’le olan ilişkileri kadar, bale ve hip-hopun tanışmasını da konu edinen klasikleşmiş bir film.
14. Step Up (2006)
IMDb: 6.5
Değişik dansların beraber çalışmasını, bale/modern dans öğrencisi Nora ile sokak dansı ve hip-hop ile ilgilenen Tyler’ın tanışması ve yaklaşan sene sonu gösterisi için birlikte pratik yapmaları üzerinden izliyoruz. 80’lerin dans filmi geleneğinin 2000’lerdeki yenilenme durumunun, Save the Last Dance benzerliği ve farklı arkaplanların dansla birleşmesi teması ile örneklendiği bir yapım.
15. Black Swan (2010)
IMDb: 8
Darren Arronofsky’nin yönettiği, Natalie Portman’ın başrolü canlandırdığı bu film hem yoğun olarak baleyle alakalı, hem de psikolojik gerilim türünün hakkını veriyor. Kuğu Gölü balesinde prima rolü alan Nina Sayers’ın rolüne bağlılığına orantılı olarak artan psikolojik gerginliğini izlerken hem gerilime, hem dansa doyuyorsunuz. Çıktığı dönemde hatırlayacağımız gibi uzun süre konuşulmuştu.
16. Pina (2011)
IMDb: 7.7
Wim Wenders’ın vefat eden Alman koreograf Pina Bausch üzerine yönettiği, belgesel türünde bir film. Wim Wenders’ın özgün hassasiyeti ile harmanladığı sahnelerde, Bausch’un dansçıları koreografın yaratılarını sergiliyorlar ve bize de dramla, hikayeyle çok düğüm olmamış güzel bir dans filmi çıkıyor.
17. La La Land (2016)
IMDb: 8
Ryan Gosling ve Emma Stone’un başrolleri oynadığı, klasik bir müzikalin yeniden yapımında Los Angeles’ta kariyerlerini sürdürmeye çalışan bir piyanist ve aktrisin tanışmalarını, beraber çalışmalarını izliyoruz. Caz müzik ve dansla dolu bu ışıl ışıl filmi izlerken sizin de bu dans filmine atlayasınız geliyor.
18. Chicago (2002)
IMDb: 7.2
Caz demişken, caz ve tap dans ile dolu, yine eski bir müzikalden esinlenen Chicago’yu anmadan olmaz. Bob Fosse’un dans stiline, sahne düşüne bir anma sunan filmde Renee Zellweger ve Catherine Zeta-Jones’u, şöhret rekabeti içinde iki idam mahkumu/dansçı olarak izliyoruz. Müzikleri ve toplu performanslarıyla göz alıcı bir film.
19. Moulin Rouge (2001)
IMDb: 7.6
Tango sahnesi, ışıltılı karakterleri ve Moulin Rouge’un kendi atmosferi ile izleyiciyi kendisine çağıran filmde müziği, dansı ve heyecanı olduğu kadar dramatik bir masalsılığı da hissedeceksiniz. Baz Luhrmann’ın kalabalık sahneleri başınızı döndürüyor.
20. Swing Time (1936)
IMDb: 7.7
Eski bir kült müzikal ile bitirelim. İzledikten sonra “dans filmi”ni Ginger Rogers ve Fred Astaire ikilisini hatırlamadan düşünemeyeceğiniz bu filmde, kumarbaz ve dansçı Lucky’nin evliliği için para bulma umuduyla New York’a gelişini ve burada tutkulu dans öğretmeni Penny ile tanışmasını izliyoruz. Bu tanışma sayesinde sinema tarihi, Rogers ve Astaire’in siyah beyaz tap dans sahnesine kavuşmuş oluyor.