Psikolojide, reklamcılıkta, edebiyatta ve daha pek çok alanda farklı tanıma ve boyuta sahip bir yetenek söz konusudur. Yaratıcılığın tüm disiplinlere en uyumlu olacak tanımı “Soruya kimsenin görmediği yönden cevap verebilmektir” diyebiliriz. Psikolojide yapılan 2 psikolojik deneyi baz alarak yaratıcılıcığınızı artırmaya hazır mısınız?
1. Kültür ve yaratıcılık ilişkili midir?
Araştırmacılar öğrencilerin yaratıcılıklarında çok kültürlü deneyimlerin olumlu etkilerini açıkladılar(Leung ve ark.,2008).
Başka kültürlerle iletişimin insanlara “tanınmayan kaynaklar ve mekanlardan gelen fikirler” geliştirmede ve “farklı kültürlerden görünürde uyuşmayan fikirleri “ sentezleme de deneyim buldular.
Bu çalışmada kültürlerin etkilerini açıklamak için öğrencileri yurt dışına göndermediler. Bunun yerine her birine 45 dakikalık bir slayt gösterisinin farklı versiyonlarını izlettiler. Versiyonlardan bir (katılımcıların aşina olmadıkları) Çin kültürüne yoğunlaşıyordu. Diğeri ise, Amerikan ve Çin kültürlerini bir arada sunuyordu. Her slayt gösterisinden sonra, katılımcılardan Sindrella öyküsünün yaratıcı bir versiyonunu yazmaları istendi. İki kültürün karşılaştırıldığı gösteriyi izlemiş olan katılımcılar, öykülerinde daha yaratıcıydı. Sebebi öğrencilerin iki kültürü yan yana deneyimlemiş olmasıydı.
Neler yapabiliriz?
Gündelik hayatta çok kültürlü deneyimler yaşayamasak bile farklı kültürlere aşina olabileceğimiz yapımlar izleyerek, kitaplar okuyarak yaratıcılığımızı geliştirebiliriz.
Kendi kültürümüze ait ritüel ve kalıp düşüncelerin farklı kültürlerdeki karşılıklarını araştırabiliriz.
Bir kültüre ait fenomenlerin farklı ülkelerdeki yansımalarına bakabiliriz. Örneğin mitolojide geçen bereket tanrıçaları her ülkede farklı isimle anılmaktadır. Onları ayıran noktalara dair araştırmalar yapmak faydalı olabilir.
Mesleki yaratıcılığınızı arttırmak için işinizin dünya üzerindeki diğer örneklerini ve çalışmalarını takip edebilirsiniz.
Farklı bir dil öğrenerek hem kelime hazneninizi geliştirebilir hem de beyninize farklı düşünmeyi öğretebilirsiniz.
2. Yakın ve uzak zamanın yaratıcılığa etkisi var mıdır?
İkinci araştırmamız yaratıcılığı artırmak için yakın ve uzak gelecek hakkındaki fikirlerini karşılaştıran bir çalışmadan geliyor(Förster ve ark.,2004).
Bu araştırmada katılımcılara ya yarın ya da bir yıl sonrası için hayatlarını hayal etmeleri istemişlerdir. Kısa bir aradan sonra, katılımcılar bu senaryoya uygun cevaplar vermişlerdir: Mrs. Miller bitkilerini çok seviyor. Lütfen ona, odasını daha da iyileştirmesinde yardımcı olabilmek için bulabildiğiniz kadar yaratıcı yollar bulun. Hayatlarının bir sonraki halini hayal eden katılımcılar, tutarlı biçimde senaryoya daha yaratıcı cevaplar vermiştir.
Yakın geleceği ele aldığınızda, somut detaylara daha çok odaklanırsanız; daha uzak gelecek için olan planlarınızsa daha soyut olma eğilimdedir. Araştırmacılar bu çalışma ile katılımcıların soyut bir biçimde düşünmelerini sağlarsa katılımcıların daha yaratıcı olacaklarını tahmin etmişlerdir.
Neler yapabiliriz?
Bu yöntemi hayatımıza uyarlamanın yolu hayal kurarken sınırları kaldırmaktır! Uzak geleceği daha soyut düşünmemizin sebebi zamanın belirsiz olmasıdır ve bize getireceği şeyleri soyutlaştırma olanağı verir. Hayallerinizi ve planlamalarınızı somut gerçeklere göre değil, gerçek dışı olarak kabul edeceğiniz şeylere göre yapabilirsiniz.
Edebiyattaki fantastik gerçekcilik akımını hayallerinize uyarlayın. Mantık dışı ögeler barındırmaktan çekinmeyin! J. K. Rowling hayallerine sınır koysaydı şu an Harry Potter efsanesini hiç tanımamış olabilirdik.
Gün içerisinde aklınızdan geçen ve o an üstüne düşünme vaktinizin olmadığı fikirleri not olarak müsait oluğunuzda fikri geliştirebilirsiniz.
Gündelik yaşamınızda gerçekleştirmek istediğinizi şeyler karşınıza çıktığında “bu olmaz” demek yerine eğer “ne olsa bunu gerçekleştirebilirdim” veya “bunu gerçekleştirmek için nasıl bir yol haritasına sahip olabilirim” gibi düşünceleri tasarlayabilirsiniz.
Kaynak 1: Psychology and Life/ Richard J. Gerrig – Philip G. Zimbardo