Ana sayfa » Yaşam » Uzmanlar Açıklıyor! Hayata ve Kendinize Karşı Daha Sabırlı Olmanızı Sağlayacak 7 İpucu
Uzmanlar Açıklıyor! Hayata ve Kendinize Karşı Daha Sabırlı Olmanızı Sağlayacak 7 İpucu
Sabrınızı geliştirmek istiyorsanız, önce hangi yöntemlerin size iyi geldiğini keşfedin. Bu yöntemleri önceden deneyerek beyninizi zor anlara hazırlayın.
Modern hayatın temposu gittikçe hızlanıyor. Beklemeye, gecikmeye, ertelenmeye neredeyse hiç tahammülümüz kalmadı. Teknolojinin sunduğu anında erişim alışkanlığı, sabrı neredeyse gereksizmiş gibi gösterse de, günlük hayatın içinde sabırlı olmayı başaramamak ilişkilerimizi, iş verimliliğimizi ve ruh halimizi doğrudan etkileyebiliyor. Hepimiz, trafikte sıkıştığımızda, bir e-posta beklerken ya da market kuyruğunda zaman kaybederken içten içe huzursuz eden düşüncelere kapılıyor ve geriliyoruz. Bazen kontrolümüzü kaybediyoruz. Oysa sabır, sadece beklemek değil. Beklerken olan bitene karşı gösterdiğimiz tutumdur. Sabırlı olmak demek, duygularımızı tanımak, kendimizi tanımak ve bilinçli tercihler yapabilmektir. Bu beceri doğuştan gelen bir yetenek değil, zamanla geliştirilebilen güçlü bir yaşam aracıdır. İşte daha sabırlı olmanızı sağlayacak ipuçları
1. Duygularınızı fark edin ve rahatsızlığı kabul edin
Sabırsızlandığınız anlarda önce biraz durup kendinize dönün. Bu, bir nevi içsel bir “dur ve düşün” egzersizi gibi. Ne hissediyorsunuz? Sinirli misiniz, endişeli misiniz, huzursuz musunuz? Bu duygular neden ortaya çıktı?
Mesela şöyle düşünebilirsiniz: Belki sabah kahvaltı etmediniz, karnınız aç. Bu sizi zaten gergin yapar. Ya da belki birkaç gün önce patronunuzun yaptığı bir yorum hâlâ zihninizde dönüyor ve farkında olmadan içinizi sıkıyor. Belki de gece doğru düzgün uyuyamadınız ve yorgunsunuz.
Bazen sinirimizi bir kişiye ya da duruma yöneltiriz ama aslında altta yatan başka şeyler vardır. Diyelim ki trende gecikme oldu ve öfkelendiniz. Belki de aslında bu hafta arkadaşlarınızla zaman geçiremediniz ve kendinizi sosyal olarak izole hissediyorsunuz. Ya da ertesi günkü doktor randevusu sizi strese sokuyor ve bu gerginlik trende patlıyor.
Kendinize şu soruları sorun:
Gerçekten neye kızdım?
Bu olay beni neden bu kadar etkiledi?
Bugün enerjim nasıl?
Bu farkındalık, sizi öfkeye sürükleyen olayın aslında daha büyük bir duygusal zincirin parçası olduğunu anlamanızı sağlar. Böylece daha sabırlı ve kontrollü kalabilirsiniz.
2. Durumu yeniden yorumlayın
Bir diğer etkili yöntem ise yaşadığınız deneyimi farklı bir bakış açısıyla değerlendirmek, yani “yeniden çerçeveleme.” Bu, psikolojide kullanılan bir yöntemdir. Düşünce şeklinizi değiştirerek aynı durumu daha olumlu bir şekilde algılamanızı sağlar.
Diyelim ki her gün işe giderken trafikte zaman kaybetmekten nefret ediyorsunuz. Bu zamanı sinirlenmek yerine bir fırsata çevirebilirsiniz. Belki de bu, sevdiğiniz bir podcast’i dinlemek için ideal bir zaman olabilir. Böylece trafik artık sinir bozucu değil, keyifli bir mola olur.
Ya da bir iş arkadaşınız size sürekli son dakika işler yüklüyor. Bu durumu “yine mi!” diye düşünmek yerine, geçmişte sizin de yardım aldığınız zamanları hatırlayın. Yardımlaşmanın iki yönlü olduğunu fark etmek, bakış açınızı yumuşatır.
Ayrıca bu noktada minnet duymak da önemli. Her gün, sahip olduğunuz üç şeyi düşünün ve onlar için minnettar olun. Bu küçük pratik, sabırsızlık duygunuzu azaltabilir çünkü odağınızı eksik olanlardan değil, sahip olduklarınıza kaydırır.
3. Büyük resmi hatırlayın
Zorlandığınız anlarda, hayatınızdaki daha büyük hedefleri düşünmek size güç verebilir. Neden bu kadar uğraştığınızı, bu stresin neye hizmet ettiğini hatırlamak çok etkili bir motivasyon kaynağıdır.
Örneğin, işiniz çok stresli olabilir ama belki de bu işi yapma sebebiniz bir ev almak, çocuklarınıza iyi bir gelecek sağlamak ya da kariyerinizde ilerlemek. Bu hedefleri düşünmek, yaşadığınız küçük sıkıntıların anlam kazanmasını sağlar.
Araştırmalara göre, bir amacı olan insanlar, zorluklara daha fazla dayanabiliyor. Mesela bir grup genç, bir maratona hazırlanıyor. Sadece kondisyonlarını geliştirmek isteyenler belli bir düzeyde motive olurken, Afrika’daki çocuklara temiz su sağlamak için koşanlar çok daha azimli oluyor. Çünkü onların amacı sadece fiziksel değil, aynı zamanda manevi bir anlam taşıyor.
Yani, kendinize şu soruyu sorun: “Bu zor an, beni neye yaklaştırıyor?”
4. Önceden hazırlıklı olun
Daha sabırlı olmanızı sağlayacak ipuçları yazımıza devam ediyoruz. Sabırsızlıktan uzak durmanın en pratik yollarından biri: planlı olmak. Günlük hayatınızda sizi strese sokabilecek durumları önceden öngörmeye çalışın. Örneğin arka arkaya toplantılarla dolu bir gününüz varsa, kendinize mola verecek zaman bırakmazsanız, doğal olarak daha sabırsız ve tahammülsüz olursunuz.
Hastaneye gidecekseniz, uzun beklemeleri hesaba katın ve yanınıza sevdiğiniz bir kitap alın. Böylece zaman kaybı değil, kişisel zaman kazanımı gibi hissedersiniz.
Ayrıca bedeninize iyi bakmak da çok önemli. Açlık, uykusuzluk ve yorgunluk sabırsızlığı tetikler. Yoğun bir gününüz varsa, sağlıklı beslenin, uykunuzu alın ve hareket etmeyi ihmal etmeyin. Fiziksel sağlığınız, duygusal dayanıklılığınızı direkt etkiler.
5. Başa çıkma stratejisi belirleyin
Yazar ve yönetici koçu MJ Ryan, sabırsızlıkla başa çıkmak isteyen kişilere bazı yöntemler öneriyor. Ona göre, stresli veya sabrınızı zorlayan durumlarla karşılaştığınızda neyin size iyi geldiğini önceden keşfetmeniz çok önemli. Çünkü herkesin rahatlama ve sakinleşme yöntemi farklı olabilir.
Örneğin:
Kimi insanlar meditasyon yaparak,
Kimi kişiler kutu nefesi denilen nefes egzersiziyle,
Kimileri de koşu gibi fiziksel aktivitelerle kendilerini daha iyi hissedebilir.
Burada önemli olan, hangi yöntemin size iyi geldiğini bulmak ve bu yöntemi zor zamanlar gelmeden önce alışkanlık haline getirmektir. Böylece, stresli bir an geldiğinde beyniniz, o alışkanlık sayesinde daha az tepki verir; yani kontrol sizde kalır.
6. İlerlemenizi takip edin
MJ Ryan’a göre sabır konusunda gelişmek istiyorsanız, bu süreci rastgele değil, bilinçli bir şekilde yönetmeniz gerekir. Yani sadece sabırlı olmaya çalışmak yetmez; aynı zamanda nerede, ne zaman, ne kadar sabırlı olduğunuzu ölçmeniz ve kaydetmeniz gerekir.
Öncelikle şu soruyu sorun kendinize:
“Hayatımın hangi alanlarında daha sabırlı olmak istiyorum?”
Bu eşinize, çocuklarınıza, iş arkadaşlarınıza veya trafikteki diğer sürücülere karşı olabilir.
Ardından, her gün şu iki noktayı not edin:
Sabrınızı kaybettiğiniz anlar.
Sabrınızı korumayı başardığınız anlar.
Hafta sonunda bu notları gözden geçirin. Hangi taraf daha ağır basıyor? Böylece ilerlemenizi somut olarak görebilirsiniz. Zamanla sabırlı olmayı bir refleks haline getirmeniz kolaylaşır.
7. Küçük adımlarla başlayın ve devamlı olun
Daha sabırlı olmanızı sağlayacak ipuçları yazımızın sonuna geldik. Bu yeni alışkanlıkları edinirken kendinize fazla yüklenmeyin. Küçük başarılarla başlamak, sürecin sürdürülebilir olması için çok önemli. Örneğin:
Süpermarkette uzun bir kuyrukta beklerken öfkelenmeden sakin kalmayı başarırsanız, kendinize “aferin” deyin. Biri sizi pasif-agresif bir e-postayla kışkırtmaya çalıştıysa ve siz buna hemen yanıt vermek yerine yürüyüşe çıkmayı seçtiyseniz, bu da büyük bir ilerlemedir.
Uzmanlar, büyük kriz anlarında bu yöntemleri ilk defa denememenizi öneriyor. Önce daha küçük, kontrol edilebilir durumlarda pratik yapın. Çünkü büyük duygusal patlamalar, henüz yeni alışkanlıkları oturtmadan yönetilmesi zor olabilir.
Bir anda büyük bir değişim beklemeyin. Bazı kişiler birkaç hafta içinde değişimi hissedebilir, ancak genellikle bu süreç kademeli bir ilerleme şeklinde olur.