İnsan, içindekilerin birikip patlama noktasına geldiğinde, onları yazarak, konuşarak, bir şeylere dönüştürerek dışavurmaya programlanmış bir tür. İşte bazı insanlar az önceki dışavurum yöntemlerinden sıyrılıp çizerek kendini ifade ediyor. Bu (kimse inkar etmeye kalkmasın) bayağı kıskanılası özellik.
Cristina Troufa adlı ressam tam olarak bu kategoriye giriyor. Hissettiklerini, duygularını, manevi yönünü kısaca benliğini çizdiği resimlerde ifade ediyor.
1. Portekizli ressam Cristina Troufa 1974 doğumlu

2. Sanatçı Porto Güzel Sanatlar Koleji’ni bitirdikten sonra resim alanına yönelmeye karar verdi

3. Mezuniyetinin hemen ardından resim tarzını aramaya koyuldu

4. Tabi bunu çeşitli teknikler deneyerek yapıyordu

5. En nihayetinde stilini oturtan ressam genelde kahverengi arka planlar üzerinde çalışmaya başladı

6. Şu an ise eskiye nazaran daha renkli, olumsuz görünüme sahip eserler yaratıyor

7. Aynı zamanda çalışmalarında hassas ve detaycılığıyla tanınıyor

8. Cristina Troufa en sevdiği temanın insan olduğunu söylüyor

9. Çizimlerindeki insanların duyguları üzerinde oynayan ressam onlara yalnızlık deneyi yapıyor

10. Genelde yüz ifadesi odaklı çalışan Troufa, bireysel aynı zamanda toplu kompozisyonlar yaratıyor

11. Eseri izleyen kişinin yüzlere odaklanmasını sağlamak için de bilhassa bedenleri boş bırakıyor

12. Sanatçı çevresindeki dünyaları yansıtmaktan çok kendini gerçekleştirme yolculuğunu gösteriyor

13. Yolculukta kendi benliğinden ilham alan ressam bunun yaptığı şeyin amacına daha derinlerden hizmet ettiğini düşünüyor

14. Troufa’nın bu mekansız yolculuğundaki benlikleri bazen kibritlerle oynuyor bazen kucaklaşıyor bazen de bağırışıyorlar

15. Bu kadarı yetmedi diyorsanız, sanatçının kişisel sitesi için şuraya uğrayabilirsiniz

Kaynak: 1
			






























