Orta Çağ’ın izleri bugün bile dünyanın pek çok yerinde hissedilebiliyor. Ancak o dönemde Orta Çağ şehirlerinde yaşamak, gerçekten de korkutucu bir düşünceydi. Şimdi gözlerinizi kapatın ve yüzyıllardır sırlarını içinde barındıran, taş duvarlarla çevrili karanlık bir kalede yürüdüğünüzü hayal edin. Bu ortam, hala gizemli atmosferiyle sizi etkisi altına alacak kadar güçlü. Bunlar sadece eski tarih kitaplarında yer alan, unutulmuş hikayeler değil; tam tersine, günümüze kadar çözülmemiş, üzerlerinde yıllardır kafa yorulan ve günümüzde bile hala gizemini koruyan olaylar. Prenslerin kaybolmasından, çözülemeyen eski el yazmalarına kadar pek çok bilinmeyen, Orta Çağ’dan günümüze uzanarak bizlere ulaşmayı başardı. Bu olaylar o dönemin karmaşık yapısının birer yansıması olarak, hala bizleri büyülemeyi sürdürüyor. İşte hala çözülemeyen Orta Çağ gizemleri…
1. Londra Kulesi’nde kaybolan prensler
Londra’da yaşanan bu kayıp olayının tarihi, yüzyıllar boyu devam ediyor. 12 yaşındaki Edward V ve 9 yaşındaki küçük kardeşi Richard, babalarının ölümünden sonra Londra Kulesi’nde “koruma” altında tutuluyordu. Ancak, amcaları Richard III, bu iki prensi gayri meşru ilan ederek tahta geçti ve çocuklar ortadan kayboldu. Son kez Londra Kulesi’nin bahçelerinde oyun oynarken görülen prenslerin kayboluşu, yüzyıllardır çözülmemiş bir gizem olarak kalmaya devam ediyor. 1674’te bulunan bazı kemikler, bu gizemin peşinden gidenlere bir umut ışığı sundu ancak İngiliz Kraliyet Ailesi, DNA testi için yapılan başvuruları reddetti. Bugün, ziyaretçiler Londra Kulesi’ni gezip, prenslerin son kez görüldüğü odaları görebiliyorlar.
2. Gizemli Voynich el yazması
Bu tuhaf 15. yüzyıl el yazması, çeviri girişimleri imkansız kılan, esrarengiz resimler ve bilinmeyen sembollerle dolu. Kitapta, dünya çapında ünlü kriptografları bile şaşkına çeviren bir kodla yazılmış bilgiler yer alıyor. Astronomik diyagramlar, bilinmeyen bitkiler ve tıbbi bilgiler olduğu düşünülen metinler, yüzyıllardır çözülmeye çalışılıyor. Modern analizler, el yazmasının 1404-1438 yılları arasında yazıldığını gösteriyor ama içeriği ve amacı hala bir sır olarak kalıyor. Bu orijinal el yazması, Yale Üniversitesi’nin Beinecke Kütüphanesi’nde ziyaretçilerin incelemesine sunuluyor ya da dijital olarak çevrimiçi erişilebiliyor.
İlginizi çekebilir:
Ölüm, Hastalık, Kötü Şans! Gerçek Olduğu Düşünülen Antik Mısır Lanetleri
3. Strazburg ölüm dansı
1518 yılında Strazburg’da, bir kadın sokakta aniden dans etmeye başladı. Ardından bir ay boyunca 400 kişi bu garip dansa katıldı. Bazıları öyle fazla dans etti ki, yorgunluktan ölmeleri ya da bayılmaları kaçınılmaz oldu. Mantar zehirlenmesinden kitlesel histeriye kadar pek çok teori ortaya atıldı ama gerçek neden hala bilinmiyor. Günümüzde, Strazburg’u (Fransa’nın Noel başkenti) ziyaret edenler, bu garip olayın yaşandığı Orta Çağ sokaklarında yürüyebilirler ancak olayın gerçekleştiği yere dair özel bir anıt bulunmuyor.
4. Tapınak şövalyelerinin kayıp hazinesi
Fransa Kralı IV. Philip, 1307’de Tapınak Şövalyeleri’ni tutukladı ve o dönemde büyük bir servet biriktiren bu tarikatın hazinesi bir anda kayboldu. Askeri ve dini güçleri ile büyük servetler biriktiren Tapınak Şövalyeleri’nin hazinesi, yüzyıllardır kayıp. Hazineyle ilgili yapılan arayışlar bir sonuç vermedi. Ancak, Tapınak Şövalyeleri’nin son karargahlarının bulunduğu Fransa’daki Chinon Kalesi gibi yerleri ziyaret etmek, bu kaybolan servetin izini sürmek isteyenler için hala bir umut kaynağı. Bu kayıp hazine, hala Orta Çağ’ın en büyük çözülememiş gizemlerinden biri olarak kalmaya devam ediyor.
5. Woolpit’in yeşil çocukları
12. yüzyılda, İngiltere’nin Suffolk bölgesinde, köylüler yeşil tenli ve daha önce hiç duyulmamış bir dil konuşan iki çocuk buldular. Çocuklardan biri kısa süre içinde hayatını kaybetse de, kız hayatta kaldı. Zamanla yeşil rengi kayboldu, İngilizce öğrenmeye başladı ve kendini daha iyi ifade edebildi. Kız, kendisinin St. Martin’s Land adlı bir yerden geldiğini söyledi. Bu yer, adeta bir alacakaranlık diyarı gibi tanımlanıyordu. Bugün, Woolpit köyüne gelenler, çocukları temsil eden bir köy tabelasıyla karşılaşabilirler. Ancak, bu olayla ilgili Orta Çağ’dan kalma herhangi bir somut iz veya kanıt bulunmuyor. Modern teoriler ise, çocukların kaybolan Flaman çocukları olabileceğinden, yetersiz beslenme nedeniyle bu şekilde yeşilimsi bir cilt renginin oluşmuş olabileceğine kadar farklı görüşler sunuyor.
İlginizi çekebilir:
Antik Yunan Döneminde Kâhinlerin Kullandığı Sıra Dışı 7 Kehanet Yöntemi
6. Torino Kefeni gizemi
Torino Kefeni, 1350’lerde Fransa’da ortaya çıkan ve üzerinde çarmıha gerilmiş bir adamın gizemli görüntüsüne sahip olan 4,2 metrelik bir keten kumaş parçası. Bugün, Torino’daki Vaftizci Yahya Katedrali’nde nadiren sergilenen bu kefen, hem dini hem de bilimsel açıdan büyük bir merak konusu oldu.
Yapılan kapsamlı bilimsel testlere rağmen, araştırmacılar bu görüntünün nasıl oluşturulduğunu hâlâ açıklayamıyorlar. Karbon tarihleme yöntemleri, kefenin Orta Çağ kökenli olduğunu işaret etse de, üzerindeki görüntülerin nasıl meydana geldiği hakkında kesin bir bilgi bulunmuyor. Bu durum, Torino Kefeni’nin tarihini ve anlamını daha da gizemli hale getiriyor.
7. Yok olan Grönland kolonisi
Grönland’daki Viking yerleşimleri, 15. yüzyılda aniden ortadan kaybolmadan önce yaklaşık 500 yıl boyunca varlıklarını sürdürdü. Bu yerleşimlerin kaybolmasının ardında ne olduğu hala büyük bir sır. Çözülemeyen Orta Çağ gizemleri arasında en popüler maddelerden biri olan bu olay yıllardır araştırılıyor. Arkeolojik kazılar ve araştırmalar yapılmış olmasına rağmen, yaklaşık 5.000 Viking yerleşimcisinin kaybolmasının nedeni hâlâ netlik kazanmadı.
Grönland’da günümüze kadar ulaşan kalıntılardan biri de oldukça iyi korunmuş Hvalsey Kilisesi’dir. Modern araştırmalar, iklim değişikliği, kuraklık, toplumun izole olması ve kültürel farklılıkların bir araya gelerek bu yerleşimlerin çökmesine yol açtığını öne sürüyor. Ancak tüm bu faktörlere rağmen, Vikinglerin Grönland’daki gizemli kayboluşu hakkında kesin bir bilgi bulunmuyor.
Kaynak: 1