Yıllar göz açıp kapatırcasına hızlı geçse de, eşşek kadar olsak da bazı şeyler asla ama asla unutulmuyor. Dönüp arkamıza baktığımızda en çok bacak kadar olduğumuz o analog yılları özlüyoruz. Akşam ezanı okununcaya kadar deli danalar gibi koşturduğumuz ve hüküm sürdüğümüz o sokaklarda şimdi hayatlar çok daha farklı aksa da kaldırdığımız bir kaldırım taşının altından çıkan herhangi bir anı pek ala bizi geçmişe ışınlayabilir, ki bu da fena olmaz..
Düşe kalka büyüyen ve hayatla sokakta tanışan çocuklara…
1. Düşüp kalkmaktan kabuk tutan dizleri soyarken sinsice keyif almak
2. Mahalleden geçen Aygaz arabası jingle’ına “g.te bazz” diye eşlik etmek
3. Arkadaşın yeni aldığı ayakkabıya hayırlı olsun demek için hunharca basmak
4. Kollektif bir şekilde meyve ağacına daldıktan sonra kaçarken tazıya evrilmek
5. Emeklilerin “gelmiyim oraya, keserim topunuzu” tehditlerine maruz kalmak
6. Kar yağdığında leğenle en yakın bayıra koşmak
7. Bayramlarda sokak sokak gezip şeker tahsilatı yapmak
8. Sinek ilacı arabasının peşinden kolları iki yana açıp koşmak
9. Yakar top oynarken platonik sevdiceği en sona bırakmak
10. Güneş altında deli dana gibi koşturduktan sonra eve girer girmez dolaptaki soğuk suyu kafaya takmak
11. Akşam babanın ellerinde poşetlerle gelmesini beklemek
12. İnşaattan kuma çivileme atlayıp ayak bileğini burkmak
13. Okuldan eve gelir gelmez çantayı fırlatıp, oyun oynayan arkadaşların arasına koşmak
14. Sokak çeşmesine ağzı dayayıp kana kana su içmek