Bu listeyi Fil’m Hafızası ekibinden Hande Sönmez hazırlamıştır, haberiniz olsun.
Duygularını biz yetişkinler kadar bastırmamış olmalarından mı, yoksa en masum olduğumuz çağa ayna tuttuklarından mıdır bilinmez; iyi bir çocuk oyuncu performansı çok daha vurucu olabiliyor. Bu sebeptendir ki, bazı filmler çocuk oyuncularıyla hatırlanıyor. “Çocuklar için yapılan filmlerde başka kim hatırlanacaktı” demeyin, sizler için hazırladığımız listeye bir göz gezdirin…
1. Like Father, Like Son
İngilizceye ‘Like Father, Like Son’ adıyla çevrilen ve 2013’te Filmekimi kapsamında gösterilen 2013 Japonya yapımı film; hayattaki tek motivasyonu başarı ve para olan Ryota Nonomiya’nın, çocuğunun evlatlık olduğunu öğrenmesiyle yaşadığı süreci konu alıyordu.
Kendi kanından olmadığını öğrendiği anda, yetiştirdiği çocuktan buz gibi soğuyan baba rolündeki Masaharu Fukuyama’ya sinirlenmemizde ve oğluyla aralarındaki dinamiği hissetmemizde büyük payı olan küçük oyuncu Keita Ninomiya, film boyu sergilediği ‘ağlamıyorum ki gözüme toz kaçtı’ performansıyla göz dolduruyordu.
2. Uçurtmayı Vurmasınlar
1980’lerde doğup da Uçurtmayı Vurmasınlar’ı (1989) ve filmdeki Barış’ı hatırlamayan var mıdır? “Ben işemedim ki Miki işedi.” repliği beynimize kazınan, “İnciiii” diye bağırdığında içimizde fırtınalar koparan Ozan Bilen filmin bel kemiğiydi desek, abartmış olmayız herhâlde. Tunç Başaran’ın çektiği film, o zamanki adıyla Antalya Film Şenliği’nden 4 ödülle dönmüştü.
Not: Adam olmuş çocuk Ozan Bilen’in, Masumiyet’in (1997) devam filmi olan Kader’deki (2006) ve/veya Şimdiki Zaman’daki (2013) performanslarının da hakkını vermek lazım.
3. Billy Elliot
Şimdilerde pek popüler olan Whiplash (2014) filmini ve oradaki azmi konuşup duruyoruz ama geçenlerde çok yakın bir arkadaşımın da hatırlattığı üzere, biz gerçek azim filmini aslında bir 15 yıl kadar önce izlemiştik sanki.
The Hours (2002) filminden hatırlayacağımız yönetmen Stephen Daldry’nin elinden çıkan Billy Elliot (2000), Jamie Bell’in hafızalara kazınan oyunculuğu ve danslarıyla hep bir ilham filmi olarak hatırlanacak. Jamie Bell ise kusursuz perfomansıyla kalplerimizde hep Billy olarak kalacak.
4. Harry Potter
Kitapları ayrı, filmleri ayrı fenomen olmuş; 2000’lerin belki de hakkında en çok konuşulan film serisi olmayı başarmış Harry Potter filmlerinde Harry’e hayat veren Daniel Radcliffe’nin hatırı sayılır hayran kitlesi, kendisinin filmi ne derece sürüklediğinin kanıtlarından biri sayılır herhâlde.
Gerçi şu anda kendisi romantik filmlerin aranan oyuncusu oldu bile ama biz yine de onu Harry bildik, Harry olarak sevdik. Sadece Harry değil tabii, Hermione karakterine hayat veren Emma Watson da Harry Potter sonrası pek çok iyi yapımda yer almayı başardı.
5. The Book Thief (Kitap Hırsızı)
Geçtiğimiz yılın sevilen filmlerinden olan The Book Thief’in (2013) başrolündeki Sophie Nélisse, filmdeki performansıyla eleştirmenlerden övgü kapmakta gecikmedi.
I. Dünya Savaşı’nda hayatta kalmaya çalışan Liesel ve ailesinin öyküsünün anlatıldığı filmde; Liesel’e hayat veren Sophie Nélisse kadar, Rudy’i oynayan 13 yaşındaki Nico Liersch de izleyenlerin kalbinde taht kurdu. Bu iki çocuk oyuncunun da olağanüstü performansları filmi daha yükseğe taşıdı.
6. Las Acacias (Akasyalar)
Paraguay’dan Buenos Aires’e ahşap taşımacılığı yapan kamyon şoförü Ruben, kucağında 8 aylık bebeği ile çıkagelen Jacinta ile yola çıkar ve olaylar gelişir.
Son dönemlerde çekilmiş en iyi yol filmlerinden biri olan Las Acacias’daki (2011) bebeğin performansı unutulacak gibi değil. Sekiz aylık bebeğin performansı mı olur demeyin, Las Acacias’ı izleyince olduğunu göreceksiniz.
7. Home Alone (Evde Tek Başına)
Macaulay Culkin, 1990’larda çocuk olmak listeleri yapılsa bu listenin kuşkusuz en başında yer alacak oyunculardan biri. Ailesinin tatile çıkarken çatı katında unuttuğu sevimli Kevin’ın maceraları, Home Alone’un (1990) zamanının en çok izlenen filmlerinden biri olmasını sağladı.
Her ne kadar daha sonraları kariyeri beklendiği gibi gitmese de Macaulay Culkin pek çok izleyicinin gözünde hala Kevin kadar masum.
8. What’s Eating Gilbert Grape
Leonardo DiCaprio, Titanic’le (1997) gönülleri fethetmeden önce, Johnny Depp’le beraber yer aldığı What’s Eating Gilbert Grape (1993) ile adından söz ettirmeyi başarmıştı.
Johnny Depp’in otizimli kardeşini canlandıran DiCaprio’nun “Seni yeneceğim Hollywood!” sinyallerini verdiği film, DiCaprio’ya bolca övgü ve en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında Oscar adaylığı getirdi. Her ne kadar DiCaprio Oscar heykelciğini henüz kucaklayamamış olsa da yıkılmadı ayakta.
9. The Last Emperor (Son İmparator)
Sinema tarihinin en çok ödül alan, en geniş kadrolu filmlerinin başında gelen The Last Emperor (1987), 2 yaşında tahta çıkan Çin’in son imparatoru Pu Yi’nin gözünden Çin İmparatorluğu’nun son 60 yılını gözler önüne seriyor.
Mark Peploe ve Bernardo Bertolucci’nin birlikte yazdığı ve Bernardo Bertolucci tarafından yönetilen filmde, Pu Yi dört farklı oyuncu tarafından canlandırılmıştı. 15 yaşındaki Pu Yi’ye hayat veren Tao Wu, performansıyla bir adım öne geçmeyi başarsa da; 2 yaşındaki Pu Yi’yi canlandıran Richard Vuu’yu anmayı da unutmamak lazım.
Her iki oyuncu da performanslarıyla izleyenlerin göz pınarlarını akıtmakta gecikmemiş ve filmin bu denli başarılı olmasının en önemli nedenlerinden olmuşlardır.
10. We Need to Talk About Kevin (Kevin Hakkında Konuşmalıyız)
Tabii ki We Need to Talk About Kevin’in (2011) sadece çocuk oyuncu performansıyla öne çıkan bir film olduğunu söylemek doğru olmayacaktır; hele ki filmde Tilda Swinton gibi bir oyuncu varken.
Ancak sorunlu Kevin’a hayat veren Ezra Miller’ın performansını es geçmek hayatta olmazdı. 15 yaşındaki Kevin’ı canlandıran Ezra Miller, sergilediği benzersiz performansla filmi izleyen herkesten tam notu kapmakta gecikmedi.
Not: Kendisini daha sonra The Perks of Being a Wallflower’da (2012) izleyip, oradaki performansına da ayrıca bayılmışlığımız var. Bunu da belirtmeden geçemedim.